İsrail-Filistin ve Gazze’ye insani yardım
İHH’nın organize ettiği Gazze insani yardım gemileri, İsrail’in yaşattığı vahşetle hadiseyi, tarihte önemli bir sayfa açma noktasına taşıdı. Savaşta dahi siviller korunur. İsrail, yardım gönüllülerine, uluslararası sularda, dünyanın gözleri önünde, katliam yaptı. İyilik gemilerini can pazarı haline getirdi. İsrail’in gerçek hüviyeti, Davos tanıtımından sonra, bir kere daha vahşetle dünyaya sergilendi.
İsrail kuşatması, Gazze halkına, kendi vatanında, tünellerle olsun dışa açılıp bir nefes alma imkanı bırakmıyor. Üstelik, istediği an, 1,5 milyon insanı, kimyasal silahlarla bombalıyor. Dünya seyrediyordu. Nihayet yolun sonuna gelindi.
İnsani yücelik ve erdemlerden doğan yardım gemileri ve fedakar insanlar kurşunlandı. Şehit edildi. Yaralıya kelepçe vuruldu. Bu kurşunlar vicdanlara, bu tahkir gayreti insanlığa. İnsanlığın sabrı, 60 yıldır zorlandı, “Yeter!” dedirtti. İnsanlık, sorumluluklarını yüklenecektir.
Siyonist ve derin ilişkili evrensel gizli örgüt tutsakları hariç, bu iyilik hareketi Yahudiler dahil bütün dünyadan, her milletten oluşmuştu. Bu hareket, insani sorumluluğun doğurduğu bir vicdan seferberliği idi. İsrail, vicdanları kurşunladı. Kurşun tepti. İnsanlık, fitnesiz, zulümsüz yeni bir dünya hedeflemektedir.
İnsani yardım, gayr için fedakarlıktır. İnsanlığa sahip insan, mahlukatın en üstünüdür. İsrail’in tetikçiliğini yaptığı servet, medya ve evrensel örgütlerin gücü, insanlık karşısında, Napolyon, Hitler, Musolini kadar zayıf ve çaresiz kalacaktır.
1 Haziran 2010 Salı günü şehit ve yaralı rakamları, İsrail’in haber karartması nedeniyle net alınamıyordu. İHH’nın Fatih merkezinde izdiham vardı. Alt katta genç bir hanım ağlıyor ve bu hareketi doğuran irade ve ahlakın ne olduğunu gözyaşları arasında özetliyordu, “Belki çocuklarım şimdi yetim. Ama bu olmalıydı. Birileri yapmalıydı. Ben de isterdim, o vapurda olmayı” diyordu. Bu hareket, insanlık hareketidir. Kaynağı vicdandır, imandır, insanlıktır. Başlamıştır. Bütün vicdanları saracak. Hedefine varacak. Ak Denize dökülen şehit kanı, Firavun’u boğan Kızıl Deniz olup, zulmü, zalimi boğacak.
Bu iyilik hareketi, ilk günden, Ortadoğu’yu fitne ve zulme düşüren, insanlığa meydan okuyan İsrail pervasızlığına karşı müthiş bir ses ve iklim doğurdu;
İnsanlık vicdanını uyardı, uyandırdı, rahmet oldu.
Zulmün, fitnenin merkezi Siyonizm, ciddi bir yalnızlığa düştü. Derin örgüt avukatlarından fahrilerine, İslam düşmanı destekçilerine kadar şaşkınlaştılar veya aşırılıklarla gayelerine ters düştüler.
Bu iyilik hareketi, Yahudi ile Siyonist’i; ABD halkı ile ABD’deki çatırdayan Siyonist organizasyon egemenliğini ayırmak gereğini anlattı.
İsrail savunucularının perişanlığını vicdan aynasında yansıttı.
Refah kapısı ve tüneller önüne duvarlar ören Mısır’a, Kapıyı açtırmıştır.
Siyonizm’in çıkmaz sokak olduğunu gördükleri halde, baskı ve duygusal olarak savunan Yahudilerin, Naturai Karta Yahudilerin ikazlarına kulak vermek zorunda olduklarını bir kere daha hatırlattı.
Çin, “Şoke olduk. Gazze ambargosu derhal kalkmalı” dedi.
Ne olacak? Gazze’den İsrail ambargosu kalkacak. Ambargo İsrail’e konacak.
Şehitlerimize Allah’tan rahmet, gazilerimize izzetli bir hayat, acılılara sabr-ı cemil ve ilgi, fiilen ve gönülden katılan bütün vicdan sahiplerine teşekkür ve insanlığa, hukuk, insan hakları, barış ve huzur iklimini tesiste üstün başarılar diliyorum.
Yolun neresindeyiz? İyiliğe layık, barışa, kardeşliğe ermek için gerekenler… İsrail nereye? Uyanan insanlık vicdanı… Bu tarihi dönüm noktasında, meseleyi temelden alarak, uzatmadan nirengi noktalarına işaret ederek önümüze bakmak için, “Pazartesi ve Cuma” yazılarımı, pazartesinden itibaren, bu konuya has olmak üzere inşallah her gün yazacağım. Allah’tan yararlı kılmasını niyaz ediyorum.
Selam ve dua ile.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.