Kör rastlantı
Kupada 2 Avrupalıyı ilk defa karşı karşıya getiren Hollanda-Danimarka maçı bu açıdan “talihsizlik” damgası yemeye mahkumdu. Neden? Çünkü gruptaki ilk maçlarıydı bu aynı zamanda. İlke olarak birbirine çok benzeyen futbolları ve fiziksel dayanaklılıkları ve özellikle rakibin kalelerine yakın bölgelerdeki düşünce tarzları sanki kopyalanmış gibiydi.
Hollanda’nın geçtiğimiz son 30 yıla oranla daha az ünlü oyuncu içeren kadrosu, yukarıda sıralamaya çalıştığım özellikler nedeniyle maçı domine edemedi. Buna karşılık Danimarka, lejyonerlerinin beklenenin altında kalışları, Arsenalli Bentler‘in de orta sahasına duvar oluştaki eksiği yüzünden Danimarka gemisi de beklenen yolu alamadı. Oyunda hücum karşılama, oyun bozma, zaman zaman da yol bulunursa atak yapma düşüncesindeki iki takımın tabelaya yansıtacakları en gerçekçi sonuçta beraberlikten başkası olmamalıydı. Ama bir futbol kazası Danimarka’nın turnuvaya tehdit altında başlamasına neden olurken, aynı kaza Portakalları hem grup vizesine yaklaştırdı, hem de oyunun sonuna doğru risk alan rakibi karşısında 2. golü bulmasına vesile olarak, kendilerine umut besleyenlerin yanılmamasını sağladı.
Maç, bitime az bir zaman kala Hollanda’nın yaptığı Elia değişikliğiyle, estetik ve fiyaka kazandı. Futbol dünyasının, hele hele böyle iki tipik takımın karşılaştığı maçlarda Elia gibi oyunculara çok ihtiyacı var.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.