Her şeyin zamanı var
ANKARA'da iktidar partisinden bazı isimlerle de konuşma fırsatım oldu.
İsrail ve ABD ile gerilen ilişkiler konusunda çok da tedirgin olmadıklarını gözlemledim.
İşlerin bir şekilde yoluna gireceğini düşünüyorlar.
İsrail'den çekinmemek gerektiği kanaatindeler ve bunu tüm dünyaya kanıtlamanın gerekliliğine inanıyorlar.
İsrail'in "teröre destek vermek", "ABD'de Türkiye'yi zor duruma düşürmek" gibi olası kozlarına karşı sürekli alttan almanın Türkiye'ye bir yarar sağlamayacağı inancındalar.
Ancak çok da önemli bir isim, benim Mavi Marmara gemisiyle ilgili eleştirilerimi dinledikten sonra şöyle dedi:
"Orada birtakım yanlışlar olduğu kesin. Bunun da konuşulması lazım. Ama o gün bugün değil. Bugün İsrail'in tavrına karşı ortak tavır göstermek lazım. Zafiyet göstermemek lazım. Ama bu demek değil ki, Mavi Marmara gemisinin yola çıkışı ya da İHH'nın tarzı gündeme gelmeyecek. Elbette o da önemli bir konu. Bunu da araştırmamız, orada yapılan hataların varsa sorumlularının bulunması gerekecek. Onun da günü var."
Bu bence önemli bir söz.
O günü merak ediyorum.
YAPMAYIN BU YASA LAZIM
CUMHURİYET Halk Partisi’nin Meclis'te yapılan kimi yasaları veya yasa değişikliklerini Anayasa Mahkemesi’ne taşımasından rahatsız olanlardan değilim.
Anayasal haklarını kullanıyorlar.
Üstelik bu başvuruların pek çoğu Anayasa Mahkemesi tarafından haklı bulunuyor.
Bunların pek çoğunda vatandaşın, kamunun, devletin veya kurumların korunduğunu ya da kazançlı çıktığını da biliyorum.
Ama bu kez çok ciddi bir itirazım var CHP’ye.
Biliyorsunuz, önceki gece Meclis’ten bir torba yasa geçirildi.
İçinde pek çok farklı konuyla ilgili değişiklikler ve yenilikler var.
Bunlardan biri çok önemli.
Belediyelere kentlerdeki çarpık yapılaşmayı ve gecekondulaşmayı engellemek için ciddi yetkiler veriyor.
CHP de bunu Anayasa Mahkemesi’ne götüreceğini açıklıyor. Ben bunu çok doğru
bulmuyorum.
Hatta külliyen yanlış buluyorum.
Doğru, verilen yetkiler geniş; doğru, kötüye kullanmaya müsait unsurlar barındırıyor; doğru, birtakım hak kayıplarına neden olabilir.
Tabii kötü ellerde.
Ama kötü ellerde zaten her yasa yanlış sonuçlar doğurmuyor mu?
Bugün bu yasa yok da, İstanbul’da imar rezaletleri, hak kayıpları yaşanmıyor mu?
Rantlar aktarılmıyor mu?
Bir araziye 5 kat veya 2 emsal verilirken, yanındaki komşu parsele 40 verildiğini, 20
emsal verildiğini görmüyor muyuz?
Bunlar zaten oluyor.
Ve ne yazık ki, bu pislikler belediye meclislerinde partilerin neredeyse ortak oyuyla oluyor.
Ama bu yeni yasa bence önemli.
Hele hele İstanbul için, Ankara için çok önemli.
Bugün İstanbul’un göbeğinde hâlâ gecekondular var.
Zeytinburnu’nda, Levent’te, Maslak’ta, Nişantaşı’nda, Etiler’de, Boğaz kıyısında var.
Gasp edilmiş araziler üzerinde, kamunun, sizin benim arazilerimde.
Arazi mafyaları var. Bundan rant sağlayanlar var.
Bu yasa “iyi niyetli” ellerde tüm bunlarla baş edebilecek tek yasa.
Kentsel dönüşüm denilen şeyi yapabilecek tek silah.
CHP şimdi bunu Anayasa Mahkemesi’ne götürüyor.
Çünkü AKP’ye güvenmiyor.
İyi de sizin de belediye meclislerinde adamınız yok mu?
Dahası bugün bu kentler AKP’li olabilir.
Yarın da CHP’li olabilir.
Niye engelliyorsunuz?
Denetleyin.
Kötüye kullandırmayın.
Belediye meclislerinde adamlarınıza sahip çıkın.
Ama bu yasayı engellemeyin.
Not: Bu yasa yokken olanlara bir bakın yeter. İşte Ritz Carlton ya da Süzer Plaza diye
bilinen bina. İşte Kiler’in Saphire’i. Daha onlarcası.
DEDİKODU
DÜN Ankara’daydım.
Ankara olur da dedikodusu olmaz mı? İşte en tazesi.
Deniz Baykal’ın istifasıyla sonuçlanan süreci başlatan görüntüleri biliyorsunuz.
Bununla ilgili resmi bir inceleme başlatılmıştı.
Ankara dedikodularına göre bu incelemede önemli mesafe katedilmiş.
Hünez ortada resmi bir rapor yok. En azından kayda alınmış ve üst makamlara
sunulmuş bir resmi rapor yok ama dedikodusu var. Buna göre Baykal’ın görüntülerinin
arkasında, son günlerde sorunlar yaşadığımız bir ülkenin istihbarat teşkilatı varmış.
Görüntüler, bu istihbarat kuruluşu tarafından çekilmiş.
Asıl nedeni ise mayınlı arazilerin kiralanması konusuna muhalefetin gösterdiği tavrın intikamını almakmış.
Ben pek inandırıcı bulmadım bunu ama dedikodu bu.
Haberiniz olsun.
NE ZAMAN ADAM OLURUZ?
Kitapların sadece işimize gelen bölümlerini hatırlamadığımız zaman.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.