Yahudi lobileri Türkiye’ye karşı!
İŞARETLERİ gelmeye başladı; ABD’deki Yahudi lobileri hem de öfkeyle Türkiye aleyhine dönüyor. Açıkça “Ermeni soykırımını onaylamaktan” tutun da PKK hatırlatmalarına kadar uzanan tehditlerin işaretleridir bunlar!
Dün Zaman dışında bizim muhafazakâr gazetelerde bu haberlerin pek yer almadığını gördüm!
ABD’den gelen bu işaretleri sadece Doğan grubu gazeteleri değil, mesela Sabah gazetesi de önemsemiş, genişçe haber yapmıştı.
Bu işaretleri son derece ciddiye almak gerekir.
Biliyorum, bazıları diyeceklerdir ki, “Yahudi zaten Türk ve İslam düşmanıdır!”
Halbuki, tarihte asırları tutan Yahudi-Hıristiyan düşmanlığı vardır, onun için “anti semitizm” Batı kökenlidir.
Buna karşılık, İslam tarihinin çok büyük bölümünde ve Osmanlı tarihinin tamamında böyle bir çatışma yoktur; aksine çok iyi ilişkiler vardır. Sorun, İsrail’in kurulmasıyla başlamış, militarist İsrail saldırganlığıyla dünya siyasetini de zehirleyen bir boyuta ulaşmıştır.
Tarihteki dostluklar
Özellikle de merhum Turgut Özal’dan beri Türkiye’nin ABD’deki en aktif destekleyicileri Yahudi lobileri oldu. Bütün devlet adamlarımız ABD gezilerinde bu lobileri ziyaret ettiler, sıcak kabul gördüler. Hatta 2005’te Erdoğan’a törenle “Cesaret Ödülü” verdiler.
Akademik camiada da Osmanlı tarihi ve modern Türkiye konusuna en olumlu bakanlar genellikle Yahudi tarihçilerdir. Bunlardan, Ermenilerin bombalı saldırısına uğrayan müteveffa Stanford Shaw’un ve Ira Lapidius’un kitaplarını ben okudum. Değerli tarihçilerimizden Ahmet Yaşar Ocak, İslam ve Türk tarihi konusunda Cornell Flischer, Butrus Abu Banneh, Michel Balard gibi değerli tarihçileri örnek veriyor...
Ermeni lobisine karşı da en etkili desteği öteden beri Yahudi lobilerinden aldığımız biliniyor.
Bölgemizde İsrail’in de tek dostu Türkiye idi!
Bozulma, İsrail militarizminin Gazze vahşetiyle başladı.
Artık düşmanlık duygularıyla uçlara savrulmak hem Türkiye’ye hem İsrail’e ciddi zarar verir.
Bu gerçeğin yanında, Türk-Arap dostluğunun sağlayacağı ekonomik ve siyasi yararlar ve İran’ın önemi de asla ihmal edilemez...
Demek ki, uç politikalar yanlıştır, doğru olan “ince ayarlar”dır.
Bu gerçeği Yahudi lobileri de görmelidir; Türkiye düşmanlığı yapmaları ‘körükleyici’ olur, İsrail de zarar görür.
Uçlardan sakınmak
PKK terörünün daha da tırmanacağı uzun bir sürece girmiş bulunuyoruz. Türkiye’nin Ortadoğu ve Batı politikalarında uçlara savrulmaktan sakınması ve diplomasiyi “ince ayarlar”la yürütmesi daha bir önemli hale gelmiştir.
Tarihimizde Âli Paşa, Abdülhamid, Atatürk, İnönü gibi büyük çalkantı dönemlerinde başarılı diplomasi yapmış devlet adamlarımızın “ince ayar” tecrübelerinden öğrenilecek çok şey vardır.
Elbette İsrail saldırganlığı yaptırımsız kalamaz.
Ama nasıl bir yaptırım?.. Dünyada kimleri yanımıza çekebilerek, kimleri nötralize edebilerek?..
Türkiye’nin İran-Hamas çizgisinde görünmesi Türkiye’yi soyutlar, yalnızlaştırır; İsrail’deki şahinlerin de ekmeğine yağ sürer üstelik!
Öbür uca savrulup lobilere boyun eğmek de Türkiye’yi başka türlü soyutlar, yalnızlaştırır... Böyle uçlara savrulmadan “ince ayar” diplomasisiyle bu çalkantıdan çıkmak zorundayız.
NOT: Pazar akşamı CNN Türk’te saat 22.00’de “Amerika’daki İsrail, Lobiler ve Siyonist Hıristiyan Tarikatları” adlı programımı izlemenizi tavsiye ederim.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.