Dokuz hakime dokuz akçe
Bu karar da Yargıtay 4. Hukuk Dairesi’nden...
Bir ilk, bir karar işte...
İstanbul havalarına doğru bakınca ceza alan hakimlerin halleri tuhafıma gidiyor.
Ne yapıyorlar acaba?
Kızıyorlar mı?
Gülüyorlar mı?
Yoksa “Böyle adaletin..” diye mi başlıyorlar?..
Kendileri de hakim olduklarına göre, adalete başlamazlar da, ödemeyi nasıl yapacakları merak konusu. 1500 TL’yi nakit mi ödeyecekler, taksit taksit mi?..
İster misiniz davacı avukatları bir de ihtiyati haciz başlatsın.
Veya “siz bizim müvekkili salın, biz de haczi durduralım” gibi bir pazarlık da neden olmasın. Yok efendim estağfirullah, yargı bağımsızdır, Başbakan Erdoğan’dan başkası yargıya etki edemez!
Tuzlayım da kokmayın emi...
Biz yine de iyimser olalım.
14. Ağır Ceza’dan beş, 12 ve 9. Ağır Cezalardan ikişer olmak üzere dokuz hakime dokuz akçe para cezası... Demek ki; kim ki Haberal’ı tahliye etmez, bundan sonra maaşının üçte birinden fazlası kesilecek.
Duyduk duymadık demeyin; öylesi hakimlerin maaşı kesile, aşı kesile, başı kesile...
Haberal tazminatı...
Hukuk tarihinde yeni bir deyim...
Tutukluya tahliye vermeyen hakimler on gün “Haberal tazminatı” ödemek için kürsüde kan ve ter içerisinde bedavadan çalışacaklar...
Dokuz hakim 90 gün bedavadan ter dökecek.
Aslında Haberal namındaki tutukluyu cezaevine sokamayan devlet cezalandırılmalı.
Nasıl devlet ki; tutuklusunu 14 aydır cezaevine sokamaz?
Efendim hastalıkmış...
Alırsın raporunu, Adli Tıp’tan geçirirsin, sonra da güvenlik kuvvetlerine emir verirsin, olur biter. Hasta tutuklu canı istediği yerde yatacak diye bir kural yok!..
Bu işler için tahsis edilen devletin hastaneleri var.
Hele GATA bunların içerisinde hiç yok.
Bakın şu işe...
Hakim, birilerini hastalık sebebiyle tahliye etmiş, Haberal’ı etmemiş.
Ret kararlarına gerekçe yazmamış.
Ret kararlarına gerekçe yazmayınca, tazminat mı ödemek gerekiyormuş?
Nereden çıktı bu kural?
Öyle bir kural varsa, tahliyesi reddedilene tazminat ödemeyecek hakim kalmaz.
Ben şimdi avukat olarak buradan ıslık çalıyorum:
“İtiraza dayalı olan ret kararlarının % 99’unda gerekçe yoktur, ey avukatlar işbaşına, hemen dava açın, ceza hakimlerinin maaşlarına el koyun.”
Al sana bir zenginleşme kapısı. Hem de helal süt gibi hakim parası!
Kimin aklına gelir ki; ceza hakimi tahliye etmediği sanık için tazminat ödeyecek?
Bir kere hastalık, hiçbir zaman tahliye sebebi değildir...
Ya ne?!..
Tebeşir tozu, içersin ateşin yükselir, yükselince doğru hastaneye...
Tekrar edelim, hastalık katiyetle yasal tahliye sebebi değildir.
Hastalık sadece af nedenidir. Cezaevinde yatması halinde hayati tehlikesi olup da iyileşmesi imkânsız olanlar, Cumhurbaşkanı’nın onayı ile affedilirler.
Tutuklular için öyle bir kural yok.
Hasta tutukluyu devlet tedavi ettirir.
Kural bu iken, Ergenekon olayı çıkalı cezaevlerinde ne kural kaldı, ne de yasa...
Çarklar birbirlerini bozmaya başladı.
Ve giderek bu bozukluk yukarılara doğru sirayet ediyor.
El atılmazsa “milli deprem” haline dönüşecek, o zaman hepimiz altında kalacağız...
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.