OHAL mi?.. O-Haaa!..
Bakın; üzerinde tefekkür etmeniz için gözlerden kaçan bir “ayrıntı”ya dikkat çekeyim:
Hani şu sütü bozuk 28 Şubat süreci vardı ya...
O süreci hazırlayan operasyonun en hareketli döneminde; yani Refah-Yol iktidarının ilk altı ayında, PKK terör örgütünün etkili “eylemi” yok!..
Düşünün bakalım; niçin yok?..
Sebebi basit değil mi?..
O zamanlar, gündemde “sadece ve sadece irtica” zırvasının olması gerekiyordu.
Hiçbir gündem maddesinin araya girmemesi, Refah Partisi’nin şahsında bütün Müslümanları hedef alan operasyonun İsrail tarafından belirlenen sembollerle, kesintiye uğramadan, bulanmadan sürdürülmesi gerekiyordu.
PKK’yı birileri; sizce “malûm” olan birileri dur diyordu.
Bir terör örgütüne “dur” diyebilme gücü olanın, “vur” diyebilme gücü de vardır!..
¥
Bir başka “ayrıntı”yı vereyim.
Bir önceki Cumhurbaşkanı döneminde, “affedilen” teröristlerin listesini alın elinize...
Göreceksiniz ki; bunların tamamı “Marksist-sol” terör örgütlerine mensuptur.
Niçin böyledir; affa sadece bir “kesim”in mazhar olmasının sebebi nedir?..
¥
Hadi bir ayrıntı daha;
PKK’nın yayın organı Özgür Gündem’in Sorumlu Yazı İşleri Müdürü olan zat; Sivas olaylarından üç ay önce Ergenekon’un yayın organı “Aydınlık”a Sorumlu Yazı İşleri Müdürü olmuş...
Ve olur olmaz da, dergisinde Şeytan Ayetleri rezilliği tefrika edilmeye başlanmıştır!..
Bu da yetmezmiş gibi; dergide “Aleviler ayaklanıyor” yollu yazı dizileri ağırlık kazanmıştır!..
Dikkatinizi buraya verin lütfen:
Bu zat, şimdilerde ETÖ davasının sanıkları arasındadır!..
PKK kendi çapında “ulusalcı” bir örgüt...
Özgür Gündem de onun yayın organı...
Ergenekon da bir başka açıdan “ulusalcı”.
Ve Aydınlık da onun yayın organı!..
Sıradan bir adamdan bahsetmiyorum; her iki dergide de Sorumlu Yazı İşleri Müdürlüğü gibi ancak “çok itimat edilenlere” verilen bir göreve getirilmiştir.
Tekrarda sakınca yok; bu adam şimdilerde Ergenekon’un sanıklarındandır!
¥
PKK’nın her baskınında; “bizim tarafın” yani ülkemi terör saldırılarına karşı korumakla görevli “kuvvet”imizin; zaafları ortaya çıkıyor...
Öyle ki; telsiz bağlantılarının, “sivil hayatta” PKK militanı olduğu bilinenlere emanet edildiği bile belgeleniyor!..
Bir “Kahraman Albay”ın, baskını haftalar öncesinden haber verdiği, buna rağmen tedbir alınmadığının da belgeleri gözümüzün önünde!..
“Kasıt yoktur mutlaka, olsa olsa ihmal vardır.”
Kabul de...
Giden benim canım!..
¥
Hal bu iken; evet, asıl konuya geliyorum...
Her şeyi bal gibi bilebilecek konumdaki MHP’nin Genel Başkanı, tutuyor olağanüstü hal çağrısında bulunuyor!..
Taban kaybetmeye başlayan PKK’nın istediği tam da bu olmalı!..
Olağanüstü Hal ilan edilecek; tıpkı dün olduğu gibi sokaktaki vatandaşa “terörist” muamelesi yapılacak!..
Sokağa çıkma yasakları, aramalar, taramalar...
Bir şiddet fırtınası ki; vatandaşın devletten nefreti oranında büyüyen PKK’nın ekmeğine kalın bir dilim yağ!..
Hayır Sayın Bahçeli; “kan üzerinden” siyaset yapmak, size yakışır mı bilemiyorum...
Ama, MHP’ye yakışmaz!..
Yazıktır, günahtır!..
¥
Siyaset bu kadar acımasız, bu kadar çıkarcı olmamalı...
Gözler böylesine dönmemeli!..
Olağanüstü hal ilanı, Türkiye’nin “ileriye bakan” bütün iddialarını ortadan kaldırır.
Ülkemi, Devlet Bahçeli gibi “donuk”, “dünyadaki gelişmelerden kopuk”, “asık suratlı”, “iddiasız” bir yapı haline getirir!..
Abdullah Öcalan’ı ipten kurtarmak suretiyle “iktidar politikasını” ortaya koyan Bahçeli’nin şimdi Güneydoğu’ya bütün yatırımları durduracak, işsiz ve dolayısıyla PKK’ya hazır militan sayısını katlayacak bir teklifle gündeme gelmiş olmasını neye yorarsınız?..
Aklıma gelen ihtimallerin en masumu, “oy avcılığı!..”
Bahçeli, “olağanüstü hal” ilanının çare olabileceğini düşünebilir mi?..
OHAL nedir?..
Türkiye’yi 12 Eylül’e taşıyan tezgahtır!..
PKK’yı büyüten, ona her türlü desteği sağlayan organizasyondur!..
Güneydoğu’da OHAL ilan edeceksin!..
Peki “Batı”da ne yapacaksın?..
PKK, OHAL zihniyeti “sayesinde” bölgesel örgüt olmaktan çıktı; Güneydoğu’dakinden fazla PKK’lı var batı taraflarımızda!..
İstanbul’u ne yapacaksın; İzmir’i, Mersin’i ne yapacaksın?..
OHAL gittikçe yaygınlaştırılacak, ülke çapında sıkıyönetim ilan edilecek.
Ve sonra...
Sonrası ne?..
Aman ha; başta MHP’liler olmak üzere hepimiz dikkatli olalım...
Kenan Evren cuntasının mağduru olan Ülkücüler, yıllar sonra nasıl kullanıldıklarını birbiri ardına itiraf etmediler mi?..
Akıllı olun!..
HÜSEYİN ÇELİK’TEN ÖNEMLİ TESPİT
Türkiye “PKK terörünü” konuşuyor...
Biz de AK Parti’de bir grup arkadaşla birlikte bu konu üzerine kafa yorduk...
İttifak ettiğimiz nokta şu ki; bütün şer odakları harekete geçti.
Türkiye’nin önünü kesmeye uğraşıyor!..
Yargıya sızmış, “çakma dedeler” bir yandan; bir kısım medya diğer yandan, İsrail en tepeden...
CHP’yi unutmak ne mümkün!..
AK Parti’yi göndermek ya da koalisyona mahkûm etmek üzerine bir tezgah kurulmuş.
Tablo gayet net!..
Sohbet esnasında, Genel Başkan Yardımcısı Hüseyin Çelik’in tespitleri dikkatimizi çekti:
“Kimse organizasyonu gözden uzak tutmasın. Açılım başladı, PKK harekete geçti. Niçin geçti?.. Türkiye’nin büyümesi birilerini küçültür. En başta da PKK’yı küçültür. BDP, İşçi Partisi gibi iyice marjinal parti haline gelir. MHP ile BDP birbirinin değirmenine su taşıyor. Açılım başarıya ulaşırsa bu ‘imkân’ ortadan kalkar!
PKK’nın istediği, Sayın Bahçeli’nin talep ettiğidir!..
Örgütü zayıflatıp, Türkiye’yi huzura kavuşturmak, istismar vasıtalarını ortadan kaldırmamıza bağlıdır.
Yani... Daha fazla özgürlük, daha fazla sağlık hizmeti, daha fazla eğitim, daha fazla iş, daha fazla aş, daha fazla özgürlük, daha fazla demokrasi!..”