Hüseyin Öztürk

Hüseyin Öztürk

Ey nalları diken kişi; bozulmadık bilakis sevindik

Ey nalları diken kişi; bozulmadık bilakis sevindik

Cumhuriyet gazetesi yazarı İlhan Selçuk adlı kişi, 14 Nisan 2008 tarihli köşesinde, ameliyat olmadan önce kaleme aldığı son yazısında şöyle demiş. “Nalları havaya dikersek bozulmayalım, olur böyle şeyler…”
Estağfirullah “bozulmak” ne kelime, bilakis sevindik. Fitne ve fesada önderlik eden bir canlının yeryüzünden gitmesi, milletimizin ve devletimizin menfaatine olacağı için, bilakis toplumca sevindik. İsterseniz bir üzülenlere bakalım, bir de sevinenlere. Görülecektir ki sevinenlerin sayısı daha çoktur.
Şeytana sormuşlar; “Seni en çok hangi ölüm üzer” diye. Şeytan da demiş; “Yoldaşlarımın ölümü.” Bugün aklı eren kime sorsanız, nalları diken adamın Müslüman ahaliyle arasının iyi olmadığını söyleyecektir. Şeytanın da aynı ahaliyle arası iyi değildir.
Nalları diken şahıs, kendisini insan yerine koymadığı için böyle bir benzetme yapmış olabilir ama bizim örfümüzde, bir insan kendisini başka şeye de benzetse, o bize göre yine insandır. Malum kişi inanır mıydı bilmeyiz ama insanoğlu kâinatın en şerefli varlığıdır.
“Nalları dikersek” diye kendisini nallanan hayvanlardan “Katır, At ve Eşek”e benzetmiş olması, yakışık alan bir tespit değildir. Ama ilgili kişi, aklı başında olarak böyle bir yazı yazdığı ve ölümünü nalları dikme olarak algıladığı için bir şey diyemeyiz. Saygı duyarız. Ne diyelim, gittiği yer, özlemini çektiği düşüncelere sahip ruhlarla çaka çaka dolu olsun.
Tabii bu benzetme edebi bir yakıştırmadır. Nalları diken kişi, kendi ölümüne böyle bir benzetme yapmıştır. Edebiyat “edep” kökünden gelir ve “edipler edepli” olurlar. Ancak bazen öyle edipler çıkar ki, kendilerine böyle yakıştırmalar yapabilirler. Bu anlayışı da düşünce özgürlüğüne girdiği için yine kimsenin bir diyeceği olamaz.
İlgili kişi, ünlü velimizin adını taşıyan Hacıbektaş İlçesi’ne defnedilecekmiş. Demek ki arka toprağı oradaymış. Hacı Bektaş Veli Hz.’lerini çok severim ve dünyevi, uhrevi tüm sözlerine sahip çıkarım. Yalnız bu şahıs, Hacı Bektaş Veli’den dolayı oraya gömülecekse, işte buna şaşarım. Çünkü Hacı Bektaş Veli Hz.’lerini anlayan birisi böyle olamaz.
Mesela Hacı Bektaş Veli Hz.’lerinin “İnsan ve İslâm düşüncesine” bir bakalım.
Türk-İslâm tarihinin öncülerinden olan Hacı Bektaş Veli’nin bir gönül eri olması; Ahmed Yesevî gibi büyük bir mutasavvıfın mânevî ocağında, İslâm’ın hayat düsturlarını özümsemesi, aldığı ölçüleri uygulamada gösterdiği hassasiyet, onun kişiliğini ortaya koyan en önemli yönlerinden birisidir.
Büyük veli, kavga, kargaşa, kaos ve savaşların altında yatan en önemli sebeplerin başında; “Bencilliğin, hoşgörüsüzlüğün, kibrin, gururun, hırsın ve hasedin” geldiğini söyler. Nalları diken şahsın bu tarife uyup uymadığını ise idrak sahiplerine bırakmalı.
Hacı Bektaş Veli, her zaman insanı merkeze almıştır. “İncinsen de incitme,”
“Her ne ararsan kendinde ara” ifadeleri, onun hoşgörüsünü anlatır ve bütün insanlığı; barış ve kardeşliğe çağırır. “Düşmanınızın bile insan olduğunu unutmayınız” derken, nalları diken kişi ve onun gibilere söylemektedir. Hacı Bektaş Veli bir “hak” ve “halk” dostudur.
Hünkâr Hacı Bektaş Veli’nin kendi zamanında da aynen bugün olduğu gibi içinde nalları diken kişi ve kişilerin yer aldığı oluşumlar varmış ve insanın yaşadığı her kara parçasında huzursuzluk hâkimmiş. Hacı Bektaş Veli, işte böyle bir dönemde ortaya çıkıp, Horasan’dan barış rüzgârları ekerek, Anadolu’ya kadar gelip, barışı tesis etmiştir.
Dini kurallara bağlılığı, manevi gücü, “Ehl-i Beyt” sevgisi, engin zekâsı ve sarsılmaz inancıyla Hacı Bektaş Veli, kitleleri etkilemiş ve huzuru sağlamıştır. Hacı Bektaş Veli’ye göre toplumların kültürü asla “dilsiz ve dinsiz” olamaz. Bütün ömrünce bu gerçeği söylemiştir.
Evet, işte nalları diken kişi, yaptığı tüm icraatlarıyla bu toplumun dili ve diniyle uğraşmıştır. Din karşıtlığı bilinen en bariz özelliğidir. Ne diyelim toprağı bol olsun.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Hüseyin Öztürk Arşivi