Terör: İsrail'in diz çöktürme taktiği

Terör: İsrail'in diz çöktürme taktiği

PKK'nın tasfiye sürecine girdiğine ilişkin, fevkalade alengirli ve tumturaklı sözler duyduk, çok önemli kişilerin ağzından. Ne yalan söylemeli, bu propagandaya, biraz kuşkuyla yaklaşsak bile yine de itibar ettik. İnandırıcı gelip gelmemesi bir yana, hoş geliyordu nefsimize, temennimiz bu yöndeydi.

Akan kan duracaktı. Kardeş kavgası bitecekti. Anaların gözyaşı dinecekti… Yıllardır süren kâbus sona erecekti… Kim istemezdi böyle bir şey? Hayali bile güzel değil mi?

Bu kesif propagandaya dudak bükmedik değil; fakat en kötümserlerimiz veya şüphecilerimiz de dahil hepimiz, bu konuda 'yanılmayı' istiyorduk. Doğrusu haksız çıkmak üzmezdi hiç birimizi…

Bu kadar yaygaradan sonra, PKK'nın adeta hortlaması, can sıkıyor/acıtıyor tabi. Beklemiyorduk bu kadarını. Bazıları “Hah, biz dememiş miydik?” diyerek şom ağızlılık yapıyor, başımıza başımıza kakıyorsa da, tahminlerin ötesinde/dışında bir durumla karşı karşıya olduğumuzu söylemek, abartı sayılmamalı.

PKK'nın eylemlerini -tam da şimdi- sıklaştırmasının nedeni nedir? Terörün de bir mantığı/zamanlaması vardır/olmalıdır. Hadi PKK'nın tasfiyesinden söz etmek için vakit erken veya bu hiçbir zaman olmayacak bir şey; ham hayal… Fakat güç kaybettiğinden de mi söz edilemez? Konjonktürün değiştiği, elverişli ortamın kaybolmaya başladığı, Barzani'nin bile sırtını döndüğü de mi gerçek dışı?

Üstelik AK Parti hükümetinin, “PKK yandaşı” görünme pahasına ısrarla sürdürmeye çalıştığı “Açılım” politikalarına, sertlikle mi cevap vermek lazım, yumuşamayla mı?

Aslında PKK'nın beyni denebilecek kişiler varsa eğer, onların da bu noktada kafalarının karışık olduğunu söylemek yanlış olmaz. Açılımı sabote etmenin bedeli olacaktır, terör örgütü olsanız bile. En azından “Demokratik haklar ve talepler” söylemi tutarlılığını yitireceğinden eskisi gibi prim yapmayacaktır. Esasen şu anda eylem yapmaya PKK'nın mecali yoktur; bunda çıkarı olmadığı da bellidir.

O halde PKK'nın eylemlerini sıklaştırmasının bir tek anlamlı açıklaması kalıyor geriye. Eğer gerçekten de bu eylemler PKK yapımı ise… İsrail, bozulan ilişkiler nedeni ile PKK üzerinden fatura kesmektedir. “Türkiye'nin düşmanlığından korkun” diyen Başbakan'a, “İsrail'in düşmanlığını da yabana atmayın” cevabıdır.

PKK ile İsrail arasındaki sıcak ilişki, hatta göbek bağı ne sırdır artık, ne bir muamma… Türkiye İsrail karşısında diz çöktürülmek istenmektedir.

Türkiye İsrail'e efelenirken, kendince iyi kötü bir hesap yapmış olmalıdır. Bedel ödemeyi göze almadan efelenmenin bir anlamı olmaz. Mavi Marmara ve Gazze olayları nedeniyle siyasi iktidara gaz veren halkımıza büyük iş düşüyor; şimdi panik yapmanın, hükümeti yanlışa sürüklemenin zamanı değil. Vatan-millet edebiyatı yapılarak, İsrail'e yatılamaz. Şehitlerin kanı işte o zaman yerde kalmış olur.

Her şehitten sonra kor ateşi düşüyor yüreklere. Geride gözü yaşlı anneler, eşler… Hatta, terör çoluk çocuk ayrımı dahi yapmıyor. Demek ki, bunların yöntemi hep aynı; Gazze'de de farklı şeyler olmuyor. Birilerinin dediği gibi, Filistin meselesine Arap milliyetçiliği gözüyle bakılamaz. Şehitler, Gazze'ye sırt dönmenin gerekçesi olamaz. Bilakis, her şehitle birlikte, Gazze mücadelesi bereketlenecek, hız kazanacaktır.

Benim okuyabildiğim kadar, terörün mesajı; Filistin konusunda Türkiye'ye geri adım attırmaktır: Deyim yerindeyse, “el mi yaman bey mi?”, gösterilmek istenmektedir. Türkiye bugüne kadar, PKK terörüne boyun eğmedi. İsrail'in şantajına da boyun eğmemelidir. İsrail'e karşı Akdeniz sularında 9 şehit vermiştik. Şimdi PKK eylemlerinde kaybettiklerimiz de bunlara eklenmelidir. Ki; bir gün fatura kesildiğinde, hiçbir şehidin kanı yerde kalmamalı; bunların hepsinin hesabı teker teker sorulmalıdır.

Kaldı ki, “Sende bu evlat acısı, ben de bu kuyruk acısı olduktan sonra” derler ya, kan girmiştir araya eskisi gibi olmaz hiçbir şey.

Ey Başbakan! Sakın dönme. Unutma ki, geri adım atmak ya da yumuşamak hakkımızı da kaybettirir, itibarımızı da…

70 milyon Türkiye, Filistin için bedel ödemeye hazırdır. Daha iyi anlaşılmış olmalıdır ki, Türkiye'nin güvenliği Gazze'den başlamaktadır.

PKK üzerinden fatura çıkarmak, hiç birimiz için sürpriz olmamıştır; ne ki, bunlar bayatlamış numaralardır. İsrail bu kadar kayıp verdiği gün, şüphesiz pes eder, ama biz başkayız; bu topraklar, şehit kanlarıyla bereketlenir, Türkiye'den pes etmesini beklemek yanlış hesaptır.

Ahmet Altan yazmıştı bir yazısında. Bir boksör için en yıkıcı an, yumruk yediği an değildir. Yumruk atarsın atarsın, bütün gücünle vurursun, fakat rakibinin yıkılmadığını görürsün, işte o zaman bütün gücün tükenir, bütün ümitlerin yıkılır.

Türkiye'yi birkaç yumruk darbesi ile yıkacağını ya da pes ettireceğini zannedenlerin aklına şaşmalıdır.

Öte yandan, PKK ile İsrail arasındaki pis ilişki, artık gün yüzüne çıkıyor. Aslında zemin kaybettiklerinin farkında değiller. Güneydoğu halkı elhamdülillah Müslüman'dır. İsrail'le iş tutan PKK, asla Kürt halkının sözcüsü olamaz.

PKK'nın tasfiye olacağına inancım artıyor benim. Birileri gibi ABD'den, konjonktür hazretlerinden himmet umuyor değilim. PKK'yı çok yakında Kürt halkı tasfiye edecektir.

Önceki ve Sonraki Yazılar
Arşivi