Üç günde Kur’an öğrenmek mümkün mü?
İstanbul’un ya da ülkemizin diğer hemen bütün illerinde, hayat tatile endekslenmiş vaziyette. İmkânı, parası, yeri yurdu olan insanlar, haklı olarak bir hafta, on gün ya da daha fazla tatil yapmak istiyorlar ve bunun için de yıl boyunca hayal kuruyorlar.
Tabii bu söylediklerim büyük ailenin çatısını ve tabanını oluşturan; “örf, adet, gelenek ve inanç değerlerini” bir tarafa iterek, “çekirdek ailesini” kent yalnızlığına mahkûm edenler için geçerlidir. Kent yalnızlığı; yalnızlıkların en acısıdır. Kalabalık içinde kaybolmaktır.
Çekirdek ailelere hitap eden ilanlar üzerine düşünürken, Üsküdar Bağlarbaşı’nda bir afişe gözüm takıldı. “Üç Günde Kur’an Öğretiyoruz” deniliyordu. Ben Kur’an’ı bir ayda zor öğrenmiştim, “Üç günde nasıl olacak?” sorusuna cevap bulmak için, İlahiyat Fakültesinin altındaki salona giderek işin ehline müracaat ettim.
İnsana ve İslam’a karşılıksız ve beklentisiz hizmet denilince, ilk akla gelen isimler arasında Selahattin Yazıcı vardır. TİYEMDER (Tüm İlahiyat Fakülteleri ve Yüksek İslam Enstitüleri Mezunları Derneği) Genel Başkanı Selahattin Yazıcı, bu işe gönül vermiş, Mevlana ruhlu, Yunus gönüllü birisidir. Onu bulup konuştum. O da şu bilgileri verdi:
“İlgilenen herkesin bizzat tespit edebileceği gibi, kutsal kitabımız Kur’an-ı Kerim, kendini çok kolay öğreten ve ezberleten bir mucizeye sahiptir. Gerek insanlığa ilettiği etkileyici mesaj, gerekse insanın aklını ve hislerini yönelttiği evrensel gerçekler, Kur’an’ın bir mucize olduğunu açıkça gözler önüne sermektedir.
Kur’an’ın mucize sayılabilecek bir diğer özelliği de sözcüklerinin kolay ezberlenebilir, yazısının kolay öğrenilebilir olmasıdır. Beş-altı yaşlarındaki çocukların bile kolayca okuyup ezberleyebilmesi, Kur’an’ın bu mucizevî özelliklerinin ispatı niteliğindedir.
Kur’an’ın bu özelliklerini dikkate alan TİYEMDER, onu en kısa sürede ve en kolay yöntemlerle öğretmek üzere dört yıldan beri “Üç Günde Kur’an Öğretiyoruz” adlı özel bir eğitim programı uygulamaktadır. Bu bilimsel pilot uygulama, İlahiyat Fakültesi Camii’nin altındaki salonlarda, ilan edilen takvime uygun olarak bir ay süreyle düzenlenmektedir.
Yoğun katılım dolayısıyla, sabah, öğle, ikindi ve akşam olmak üzere 4 kur halinde eğitim verilmekte ve kursiyerler, kendine uygun saati seçebilmektedirler. Bu seminerlerde günde birer saatten ikişer ders olmak üzere, iki aşamalı bir program uygulanmaktadır.
TİYEMDER olarak gerçekleştirdiğimiz bu eğitim programında kursiyerlere seçkin hocalarımız tarafından “İslam Esasları”, “Peygamberler Tarihi”, “Hz. Peygamber’in Hayatı”, “İslam Tarihi”, “Kur’an Ahkâmı”, “Sünnet ve Hadis”, “Kur’an Tefsiri” alanlarında dersler verilmekte ve ilmihal bilgileri öğretilmekte ve namaz sureleri ezberletilmektedir.
Özet olarak, derneğimizce gerçekleştirilen Kur’an merkezli bu programda mini bir ilahiyat programı uygulanmaktadır. Kurlar halinde devam eden bir aylık seminerler sonrasında genel bir sertifika töreni düzenlenmekte ve bütün kursiyerlere başarı sertifikası verilerek eğitimlerimiz sona ermektedir.
Dört yıldır gerçekleştirilen bu eğitim seminerlerinde 4811 kişi Kur’an’ı öğrenip başarı sertifikası almaya hak kazanmıştır. Ayrıca bu uygulamanın bilimsel analizleri M.Ü. İlahiyat Fakültesi Din Psikolojisi Ana Bilim Dalı Başkanlığı tarafından yapılmış; seminerlerin gerek kursiyerlerin dinî bilgilerinin geliştirilmesinde, gerekse sosyal ve psikolojik açılardan topluma katkısı yönünde çok etkili sonuçlara yol açtığı tespit edilmiştir.”
Evet, Selahattin Yazıcı özetle bunları söyledi. “Üç Günde Kur’an Öğretiyoruz” programı, bu ayın sonunda bitiyor ama önümüzde daha 15 gün var. İstanbul’da bulunanlar yaşına başına bakmadan, kuruş ücret ödemeden, herhangi bir belge vermeden, istedikleri gibi katılabilir ve bu süreyi değerlendirebilirler. Meseleye çok yabancı olan ve önyargılı yurttaşlarımız da en azından İslam’ın güzelliğini ve hoşgörüsünü görmek için gelebilirler.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.