“Ey iktidar… Sizde hiç Allah korkusu yok mu!”
İki üç gün evvel…
Maalesef bir zinde kamu kurumuna gittik!..
•
Tevafuk; Ankara’nın nadide semti Ulus’tan yola çıkıp, Sıhhiye taraflarına doğru yol almaya kast eylemişken bir kalabalık çekti dikkatimizi…
İşimiz bu ya; hemen o tarafa yöneldik…
Polisler, zabıtalar, magandalar, elinde Türk bayrağı, avaz avaz bağıran iri yarı bir kadın…
Meseleyi etraftakilere sorunca anladık; Belediye o mübarek İlk Meclis’in pek yakınına ve anaların, bacıların da istifade ettiği minibüs duraklarının arasına kurulmuş bulunan tarihi Genelev’in bazı “ev”lerini satın almış…
Mahkeme’den tahliye kararı çıkartmış…
Ve kendi mülkünü yıkmaya karar vermiş…
Genelev işletecek değil ya!..
•
Elinde Türk bayrağı ile; “Sizde vatan, millet sevgisi yok mu?.. Bu yıkım Atatürk Türkiye’sine yakışıyor mu?” diye avazı çıktığı kadar bağıran “kadın”, bir “mama!..”
Anlamayan çıkar belki; daha açık yazalım, “beyaz kadın taciri!..”
•
Orada, vatan, millet, Sakarya gırla gidiyor!..
“Mama”ların iddiası o ki; laik devlette, Atatürk Türkiye’sinde “kârhane” yıkmak, irticai faaliyettir!..
Duyulan Şeriat’ın ayak sesleridir!..
“Bunlar, değiştik filan dediler, sinsice geldiler… Önce Meclis’i, ardından Askeriye’yi, Yargı’yı ele geçirmek için gerekli adımları birer birer attılar.
Ve şimdi de sıra Genelev’e geldi!..
Ağlaya ağlaya bizleri uyutup en stratejik mekanlarımızı yıkıyor bu adamlar!..
Buraları yıkıp, cami, mescid, Kur’an kursu yapacaklar!..”
Mamanın iddiası bu yönde!..
“Tehlikenin farkında mısınız?” yani!..
•
Eylemden bahsediyorduk…
Hal şuydu:
Çatılardan kiremit filan yağmaya başladı…
Çatıdaki “Laikçi Mama”lar, mevzilerini kaybetmemek için epeyce gayret sarf etti.
Biz de, sığındığımız mevziden izledik olan biteni…
Bayrak sallayışların temposu artıkça arttı, hedefin laik cumhuriyet olduğu yönündeki iddialar ayyuka çıktı…
Bu arada; pala bıyıklı, yumurta topuklu, bağrı kıllı ve de altın kolyeli bir herif…
Kısaca pezo…
Aynen şöyle bağırdı:
“Ey iktidar…
Siz de hiç Allah korkusu yok mu!!!”
Vah benim memleketim!..
Kulağın çınlaya Zekeriya Siyah!..
•
Bu arada…
Zabıta canhıraş, Belediye’nin hukuki kararını uygulamaya gayret ederken, duruma hakim olması gereken Emniyetçi arkadaşların tereddüt geçirdiklerini gördük…
“Merkez”den yıkıma destek olmamaları yönünde talimat gelmiş!..
Yani, görevlerini yapmamaları, olaylara fazla bulaşmamaları istenmiş!..
Malûm; bir kısım medya korkusu!..
•
Bu durumda da…
Ne yaparsın;
Zabıtaya kuvvet!..
•
Tuhaf bir devlet değil mi; Hacı Bayram Camii’nin tam karşısına, İlk Meclis’in çaprazına, Milli Mücadele’nin sembol semtlerinden birinin tam merkezine “fuhuş evi” kuruyor!..
Rejimin kâbesi Anıtkabir’e de yürüme mesafesi üstelik!..
•
Bir de, ailelerin sürekli olarak kullanmak mecburiyetinde olduğu bir alan burası; minibüs ilk (ya da son) durakları burada, otobüs durakları, dar gelirliye hitap eden çarşılar vesaire…
Böyle bir yere Genelev konduran sistem, bir kısım medyanın da desteği ile, bütün “yıkım” çabalarına set çekmişti bugüne kadar…
Büyükşehir işe el attı; meseleyi “kamulaştırma” yani “evleri” –esas- sahiplerinden satın alma” metoduyla halletmeye başladı…
•
O gün…
Genelev’in orada Kemalist söylemli, bayrak istismarlı bir eylem vardı…
Fuhuş mekanlarından üçü eksildi, Ulus’tan…
Daha çok var; alınamayanlar, yıkılamayanlar filan…
Ergenekon çatıda; yıkıma direniyor…
Lâkin, sistem pardon Genelev yıkılacak başka çaresi yok!..
“İlk Meclis ruhu ile Ergenekon ruhu aynı mekanda” olmuyor zira!..
“Allah korkusu olan” Genelev’i yıkıyor…
Mevzuata uygun olarak!..