Serdar Arseven

Serdar Arseven

Mum söndü!..

Mum söndü!..

Zorlayın lütfen hafızanızı...
Güner Ümit’i hatırlayabildiniz mi?..
¥
Şovmenin tekiydi, çıplak hostesleri turnikeye dizdiği bir programı vardı.
Reytingi iyiydi, istikbali bir hayli parlak gibiydi...
Öyleydi de;
Canlı yayın esnasında ağzından laf kaçırmayaydı...
Kaçırmaya idi!..
¥
“Mum söndürmek” lafından mülhem “Kızılbaş mısınız?” esprisini patlatınca hayatı kaydı adamcağızın...
Programın yapıldığı Star TV önünde eylemler; sol sendikalardan açıklamalar...
Bir tepki bir tepki...
Adamcağız n’aapsın...
Çıktı, binlerce kez özür diledi.
Kızılbaşların laik cumhuriyetin teminatı olduğunu, bu aziz ve de muhterem topluluk aleyhinde en ufak bir laf etmeyi aklının ucundan bile geçirmediğini söyledi...
“Canlı yayında maalesef böyle bir münasebetsizlik yaptım” dedi.
Kırk takla attı affedilmek için de, n’ettiyse karşı tarafı kesmedi...
O gün...
Ağzından bir laf kaçırdı diye...
Binlerce kez tövbe etmiş olmasına rağmen ti-vi camiasından silindi atıldı adamcağız...
Şimdi ne yapar ne eder, ne bilen var ne merak eden!..
¥
Güner Ümit, binlerce özre rağmen, bir anlık dalgınlığının bedelini böyle meslek hayatıyla öderken...
Bizim Önder Sav...
Baş üstünde!..
Bizim muhteremlere, müderris oldu CHP ağır topu...
Gel de haset etme!..
¥
Elimin altında Önder Sav hakkındaki mahkûmiyet kararı...
Bir mahkûmiyet kararı ve bir de Yargıtay onayı.
Aynen yer alıyor orada, o iğrenç diyalog...
Aktarmış olalım:
Önder Sav, yanında başkası ile koltukta oturmaktadır. Kasketli yaşlı erkek üzerine eğilir:
Mustafa Dayı: Ben hacca gideceğim.
Sav: Hacıya mı, ne hacıya da?..
Mustafa Dayı: Evet.
Önder Sav: Araplara para kaptıracaksın.
Mustafa Dayı: Niye, yani yaşım seksene geliyor. Diyorum ki...
Önder Sav: Bakarsın Muhammed bırakmaz seni, buraya göndermez, onun için sen yine şey yapma.
Mustafa Dayı: İyi neydelim, dünyanın işleri böyle
Dış Ses: Otur Mustafa dayı otur!..
¥
Önder Sav’ın densizliği, kendisine “ufak rakamlı” bir tazminat mahkûmiyeti getirdi...
Miktar: 750 TL.
Eski parayla 750 milyon!..
Bu memlekette mukaddesata küfrün bedeli, otoyolda hız sınırını biraz aşmanınkine denk neredeyse!..
Başka misal mi?..
Kızılmazsa verelim:
Atatürk’e hakaret etsen, etmezsin ya, diyelim ki etsen...
Bir yıl hapis yatırsın, garantisi var!..
Mukaddesata küfür ise, birkaç depo benzin parasına!..
Benzin, maden suyundan ucuz...
Allah’a, kitaba, Peygamber’e küfür de maden suyundan!..
¥
Tamam anladık, sistem böyle!..
Peki...
“Bizler”de mi sistemin “adam”ı olduk!..
Ne demek;
Mukaddesatımıza hakaret eden bir CHP ağır topundan ilim talep etmek...
Birileri, ağzından laf kaçıran bir şovmene, bin özre rağmen dünyayı dar ederken...
Bizimki, bin hakarete bir özrü çok gören adamların önünde “zihnen” diz çökmekte!..
Zillet ki ne zillet!..
¥
Canım sıkılmış zaten...
Yetmezmiş gibi,
“Asil abi” de çıkmış ekrana...
“Ne var ki bunda!” diyor!..
“İlim Çin’de de olsa öğren!..
Sayın Şevket Kazan, Önder Sav’ın ilminden faydalanmak için yanına gittiyse bunun ne gibi bir mahzuru var!..”
¥
Aman Allah’ım!..
Dört partisi kapatılmış, adaletin her türlü “tezgahıyla” karşı karşıya kalmış bir camianın ehl-i hukuk takımı, “Önder Sav”ın ilmine muhtaç durumda, öyle mi?..
Önder Sav’ın ilmine...
Ya da, “bağlantılarına!..”
¥
Güner Ümit’ten girmiştik...
Onu silip attılar;
Önder Sav, bırakın o takımı...
Bizim tarafın bile rehberi!..
Güner Ümit binlerce kez özür diledi...
Önder Sav, bir kere olsun...
“Maksadımı aşan laflar ettim” lafına bile tenezzül eylemedi!..
¥
Birbirimize karşı ne kadar acımasız, ve “Şedit”iz!..
Ve...
Diğerlerine karşı ne “müşfik!..”
Ne saygılıyız!..
Camialarımızı sürekli “hain üreten” makineler olarak nitelendirdiğimizi göz önünde bulundurmaksızın birbirlerimizi “ihanet”le suçlarken...
“Hain” yaftasını yapıştırıvermekte tereddüt etmezken...
Değerlerimize küfredenlerin “akıl hocalığına” tenezzülde sakınca görmüyoruz!..
¥
Yüce Allah encâmımızı hayr’eylesin...
Şuur, idrak, firâset ve basîretler ihsan etsin.

Önceki ve Sonraki Yazılar
Serdar Arseven Arşivi