Cemal Nar

Cemal Nar

Fırsat Varken (3)

Fırsat Varken (3)

Bir önceki yazımızda bu ülkedeki değişik ırklardan, özellikle de Türkçü ve Kürtçü “ırkçı” düşüncenin ortak yanlarını ve kullanılmaya müsait vaziyetlerini yazmış ve bilerek veya bilmeyerek sebep olacakları tehlikelere işaret etmiştik.

Şimdi o ucu gözükmüş olan yakın tehlikeleri biraz daha açalım isterseniz.

İşte İnegöl, Dörtyol ve daha başka yerlerde sıra bekleyen olayların altında yine Türk ırkçıları ile Kürt ırkçıları vardır. Bu yerlerde olaylara katılanlar bu ülkede bir “Türk Kürt Çatışması” çıkarmak isteyenlerin ekmeğine bilerek veya bilmeyerek yağ sürmektedirler…

Ey sokağa dökülen Türk Milliyetçileri! Hani 12 Eylül darbesi’nde akıllanmıştınız? “Devlet içinde bir cunta bizi darbe için kullanmış. Bizi vatan hainleri ile bir tuttular ve işkence ettiler. Artık sokak çatışmalarından uzağız. Devletin jandarması var, polisi var” diyordunuz? Ne oldu da olayların göbeğinde rol almaya başladınız?

Hani Devlet Bahçeli ülkücüleri sokak çatışmalarından aldıydı? Hani o da “Devletin jandarması var, polisi var” diyordu?

Şimdi ne görüyoruz?

Yaşları 15 – 30 arası bir grup insan, elleri havada kurt başı işaretiyle, ya da başparmak havada, sokaklara dökülmüş bağırıp çağırmakta, başka vatandaşlara saldırmakta, hatta devletin polisiyle çatışmakta, millet mallarına zarar vermekte.

Amaç ne?

PKK ve Kürt Milliyetçilerine hadlerini bildirmek.

Bırakın siz bu kargaşa ve karmaşa çıkarmayı, evlerinizde, iş yerlerinizde sakin ve vakur oturunuz. O lanet fitne PKK ve lanetli destekçileriyle devletin jandarması polisi zaten savaşıyor. Bu size düşmez ki? Mağlup olmuş da sizi imdada çağırmış da değiller. Derdiniz ne Allah aşkına?!

Başka yerlerde de başa bela başka gruplar var. Bunlar da “Kürt Milliyetçileri”, sokaklara dökülmüş, ortalığı savaş alanına çevirmekteler. Elleri havada zafer işareti yapan, Öcalan posteri ile yasa dışı slogan atarak yürüyen kadınlı erkekli, küçüklü büyüklü bir sürü insan, devletin polisiyle çatışıyor, milletin malına zarar veriyor, canını yakıyor…

Ne için? Amaç ne?

Güya demokrasi ve hak aramaktalar, halkını korumakta ve devlete haddini bildirmekteler. Allah Teâlâ akıl fikir ihsan eylesin!

Şu bir gerçektir ki, her Türk “Türkçü” olmadığı gibi, her Kürt de “Kürtçü” değildir çok şükür. Eğer olsaydı, Allah korusun, zaten kıyamet çoktan kopmuştu.

Bu iki ırkçı - milliyetçi fırka farkında olsun veya olmasınlar, ülkenin birliğine, dirliğine, zenginliğine, kalkınmasına, büyümesine, güçlenmesine, huzur ve saadetine ters düşmüşlerdir. Durmadan geriyor, durmadan kışkırtıyorlar. “Acaba bu işin sonu nereye varır?” diye hiç düşünüyorlar mı?

Bu vatan bu ülkede yaşayan herkesindir. Kimse kimseye minnet etmesin.

Burası sanki Kürt toprağıdır da, Kürtler Türklere içlerinde yaşama nimeti, imkanı, fırsatı vermiş olmadıkları gibi, bu vatan yine sanki Türk toprağıdır da, Türkler Kürtlere içlerinde yaşama nimeti, imkanı, fırsatı vermiş değildir.

Yok böyle bir şey!

Bu vatan bu ülkede yaşayan her ırktan her insanındır. Bu toprağa teri, emeği ve kanı sinmiştir burada yaşayanların. Kimse kimseyi babasının çiftliğinden kovar gibi kovma hakkına sahip değildir.

Yıllardır hem sistem, hem de kendini bir şey zanneden kimi zavallılar, “ya bizim gibi düşün ve yaşa, ya da bu ülkeyi terk et, İran’a, Arabistan’a, Cezayir’e git” deme saçmalığını sürdürdüler kimi vatandaşlara. Bu hakkı kim verdi kendilerine? Sonra ne geçti ellerine? Kin ve nefretten başka ne kazandılar?

Başta siyasi partiler ve siyasetçiler olmak üzere, bütün aydınlar, alimler, yazarlar, çizerler, hocalar, şeyhler, STK’lar, kısacası aklı başında herkesin, ama herkesin bu yangını söndürmek ve bir daha da çıkmamasını sağlamak için elinden geleni esirgememesi gerekir. Fırsat varken bu yapılmalıdır.

Yoksa çıkan fitne ateşinde sadece zalimler yanmaz, “kurunun yanında yaş da yanar.”

Önceki ve Sonraki Yazılar
Cemal Nar Arşivi