Uzun zamandır TV izlemiyorum… Evvelki perşembe günü Altaylı, Bardakçı ve İskender pala’nın oturumunu izledim… Konuşulan konudan ziyade Altaylının sık sık inşallah ve Allah izin verirse gibi söylemleri dikkatimi çekti… Bu rahatsız olduğum bir çelişkiydi. Sadece göklerin ilahı olduğuna, yeryüzünü insanların tasarrufuna bıraktığına, insanların yaşam şekline müdahale etmediğine inananlar hangi gerekçeyle inşallah, ya da açılımı olan; ‘Allah izin verirse ‘ derler?

Sayın Altaylı! O kadar içten Allah izin verirse dediniz ki, sanki gerçekten inanarak söylemiş izlenimi verdiniz… Belkide farkında olmadan, ‘Allah izin verirse başka bir programa yine bekleriz.’ Sözünüzle neler demek istediğinizi size maddeler halinde anlatayım da görün bakalım bu sözle neler dediniz… ‘Allah izin verirse bir program daha yaparız’ demekle:

1. Allah izin vermezse program yapamayız… Yani istesek te yapamayız…
2. Her türlü aksaklıkların asıl müsebbibi Allah’tır. Çünkü O izin vermemiştir,.
3. Sağlık sorunları programı erteleyebilir. Allah, insanın sağlığına da müdahale eder…
4. Ekonomik kriz, bazı programları erteler ya da iptal eder… Allah ekonomiye de müdahale eder.
5. Ölümler olabilir… Allah, insanın hayatına son verir… Yaşama müdahale eden bir Allah…
6. Allahın izin vermesi durumunda, varlığınızdan haberdar olduğu anlaşılır… Her an gören ve işiten bir Allah…
7. İzin, gelecek için alınır… Gelecek için kimsenin yaşama garantisi yoktur… İzin alan bir insan Allah’ın her an var olup yok olmayacağına inanır…
8. İzin vermesi durumunda tüm engelleri durdurmuştur demektir… Umduğumuzdan öte güce sahip bir Allah inancı…Engelleri durduran bir Allah…
9. Tüm engel adaylarının Allah katında diri ve onun dur demesiyle duran, hareket et demesiyle hareket eden mahlûklar olduğuna inanmaktır. Bu inanç şekli bize şunu söyler:

Allah gözlerimiz dâhil, gördüğümüz ve göremediğimiz tüm her şeyin sahibi, tüm her şey O’nun kontrolünde ve tüm her şeyin tasarrufu kendisinin elinde…

Sayın Altaylı! Size olan bu nasihatlerim sizi çok sevdiğimden değil… İnancım, inancınızı sevmez… Ama kullandığınız argümanlara dikkat edin bence… En azından yukarıda sıraladığım 9 maddeyi iyi bir düşünün…

Sayın Altaylı, ben sizi, yerin de Rabbi olan Allah’a iman edip onun buyruğuna boyun eğmenize davet ediyorum… İznine muhtaç olduğunuz Allah’a itaate davet ediyorum, başkasına değil…

Size düşen sadece sakin bir ortamda yalnızca düşünmek… Önce kafanızı kaldırıp göğe bakın… İznini istediğiniz Allah, o göklerin sahibi… Sonra yere bakın… İznini istediğiniz Allah, yerin de sahibi… Sonra cebinizdeki parayı çıkarıp bakın: O para Allah’ın dilemesiyle cebinize girdi… Rızkınızı ben veririm, der… O paranın da sahibi… Bu arada en az 47 yıl, bilmem kaç milyon defa nefes aldınız… O havanın da sahibi…

Sayın Altaylı, her taraftan kuşatılmışsınız… Dikkat ederseniz Allah’ın müdahale etmediği hiçbir alan yok… Ve ağaran saçımıza, dökülen saçımıza engel olamıyoruz… Bedenimize bile sahip çıkamıyoruz… Kontrol elimizde değil… Biz sadece kiracı gibi bedene girmiş ve bedenimizi otel olarak kullanıyoruz… Bizi bu bedene giydirten de O, çıkartacak olan da O…

Zaman okadar hızlı geçiyor ki anlatamam… Bi zahmet kronometrenizi açın ve zamanın ne kadar hızlı aktığına şahit olun… Saliseye bakın da aleyhimize akan zamanı görün… Sayın Altaylı, bu anlattıklarıma, doğruluk ihtimali olarak % 1 bile ‘doğru olabilir mi acaba’ diyorsanız, ‘bu % 1’lik oranı’ iyi düşünün derim…

Tv’de o kadar inanarak söylüyordunuz ki, sanki diliniz % 100 inanarak söylüyor gibiydi… Ama kalbinizde bu oran % kaç, inanın bilmiyorum… İnsan bazen bir şeye inanır ama tembellik gösterebilir… Fakat bu anlattıklarım tembellik yapılacak konular değildi… Neyse, sözü fazla uzatmayayım…

Anlattıklarımı umarım tarafsız ve ön yargısızca okursunuz… Siz, anlattıklarımı düşünürken yorumcuların bazıları size olan hatırlatmalarımı gereksiz bulacaklardır… Zaten bu yüzden değil mi ki, islamı sevdiremedik!