Dörtyol olayları gözümüzü açmalı.

Açmalı ki yeni Sivaslar, Kahramanmaraş’lar, Çorumlar vs. yaşanmasın.

O zaman neyse, bahane bir 12 Eylül darbesine zemin oluşturmaktı. O da çok çok kötüydü elbet. Fakat şimdi ortam barut fıçısı, Allah bizi büyük yangınlardan korusun. Eğer korkulan olursa 12 Eylül darbesi’nden bin beter olur. Belki de ne devlet kalır, ne millet…

Dörtyol’un sisleri dağılınca altından dumanlı havayı seven kurtlar çıkıyor yavaş yavaş. İçişleri Bakanı açıklama yapıyor: “Olay göründüğü gibi yalın değil, tahrik ve teşvik edenler var."

Yine bu işin uzmanlarından Yüksekova çetesini aydınlatan emekli Jandarma İstihbaratçı Hüseyin Oğuz, Hatay Dörtyol'da yaşananları değerlendirmiş. Olayları “Bugün”e değerlendiren Oğuz, 4 polisimizin şehit olduğu eylemde kullanılan aracın sahibi olan ve JİTEM'in haber elemanı çıkan MHP'li Meclis Üyesi Bestami Kılınç'ın açıklamalarının 'yalan' olduğunu söyledi. Eylemde PKK'nın adının gündeme geldiğini hatırlatan Oğuz, detaylı bir inceleme sonucunda Şemdinli'deki gibi derin bir yapının ortaya çıkacağını savundu.

Nitekim aynı şahsın olay öncesi ve sonrası yaşadığı trafik çok dikkat çekici.

Doğu ve Güneydoğu'da 11 yıl boyunca Jandarma istihbarat elemanı olarak görev yapan emekli Jandarma İstihbarat Astsubay Hüseyin Oğuz, Kılınç'ın örgüt tarafından kaçırıldığına inanmadığını söyledi. Gerekçesini de şöyle açıkladı:

"PKK seni kaçıracak ve sağ bırakacak. Mantık almaz. Terör örgütü zaten böyle kilit kişileri kaçırdığı zaman alır alacağını, sonra kafasına sıkar bırakır. Çünkü bu bir partinin elemanını infaz etmeleri örgüt içinde çok sansasyonel bir eylem olur."

(https://www.habervaktim.com/haber/134687/

dortyolda_semdinli_benzeri_yapilanma.html)

Gerekçeleri de önemli: “ Olumsuz bir hadise var ortada. İstihbarat elamanları haber elemanları ile rasgele böyle dağda, PKK'nın dibinde görüşmez. Olur mu öyle şey? Ben örgütün kaçırdığına inanmıyorum. Sahte ve gerçek JİTEM'i vurgulamaya çalışıyorum. İstihbaratının gerçeğinin dışında bu tür hadiseleri deşifre etmek lazım.

Ayrıca o uzman çavuş olayı da soruşturulursa Şemdinli benzeri bir yapı ortaya çıkacaktır. Yani şimdi herkes PKK diyor ama yasadışı derin yapılar da çıkabilir. Derin devlet değil yapılar. Bu yapı delinmediği sürece de karanlıkların aydınlanması mümkün değil." (a.y.)

İddialar buradan sonra daha da korkunç bir hal alıyor. Dörtyol'daki olaylarda, Madımak Oteli yangını benzeri bir planın hedeflendiği iddia ediliyor. Star Gazetesi'ninde yer alan istihbarat birimlerinin raporunda yer alan çarpıcı iddialar şöyle:

“Olaylarda BDP ilçe başkanlığı binası yakılmıştı. Polis MHP'li belediyeye ait itfaiye ekibini çağırdı. Ancak, itfaiye ekibi, yangını söndürmeden ve üstelik zafer işareti yaparak olay yerinden ayrıldı.

Emniyet görevlileri, itfaiyenin tutumu hakkında bilgi verdiği Dörtyol Cumhuriyet Savcısı'ndan şu cevabı aldı: “Slogan atan BDP'lilere herhangi bir şey yapamıyorsunuz, bunlara da yapmaya gerek yok."

Cumhuriyet Savcılığı, 30 gözaltıyla birlikte tansiyon biraz da olsa düşmüşken, Emniyet'ten şüphelilerin serbest bırakılmasını istedi.

BDP'nin geçmiş ziyaretlerinden önce de “Leyla Zana gelecekmiş" söylentisinin yayıldığı ortaya çıktı.

Eylemcilerin hedefinde Güneydoğulu vatandaşlar gibi AK Parti'lilerin de işyerleri bulunuyordu. Bugün” (a.y.)

Oysa olayda yakalananlar, polisleri görünce kendileri durmuşlar. Orda bir olay da olmamış. Yaralanan Emniyet bahçesinde sivil kılıklı adamlarca yaralanmış. Ama bunlar “katil PKK’lılar” diye duyurulmuş…

Olayın içinde ne ararsan var: gizli açık derin yapılanmalar ve kandırılmış, kışkırtılmış malum bir öfkeli bir kitle. Sonrası malum, elleri kurt başlı gençler yine malum sloganlarla sokakları birbirine katıyor.

Burada açıkça MHP ve ülkücüleri kışkırtarak olaylara sokmak isteyen bir gurup provokatör var.

Kim bunlar?

Ve daha başka bir sürü sorular.

Ama yazımız uzadı. Bunu gelecek yazımıza bırakalım inşallah.