Altın Kuşak Hulefâ-i Raşidin
Bu haftaki kitabımız Işık Yayınları’ndan. “Altın Kuşak Hulefâ-i Raşidin” adını taşıyor. Yazarı ise Ahmet Kurucan.
Efendiler Efendisi (s.a.v.)’nin etrafındaki dört can dostu yazmış Ahmet Kurucan. Hem de ne can dost. Mallarıyla, mülkleriyle, nefisleriyle, dilleriyle, dinleriyle, velhasıl tüm hücreleri ve ömürleriyle, Peygamberimiz (s.a.v.)’in yanında ve yöresinde yer alan büyük İslam kahramanlarını anlatmış.
Eserin ilk sayfası şu güzel ifadelerle başlıyor: “Karıncayı “emirsiz”, arıyı “ya’subsuz” (Arı beyi, baş, reis.) bırakmayan Kudret-i Ezeliye; elbette beşeri de “Nebisiz” bırakmamış ve her dönemde farklı simalarla insanları istikamete davet etmiştir.
Tamamen Allah’ın lütfu olan bu hususla beşer, içinde bulunduğu asrın seylaplarına kapılıp gitmekten kurtulmuş ve sırat-ı müstakim üzere yaşama ufkuna ulaşmıştır. Zaman zaman Peygamberlerle yapılan bu lütuf kuşağına, çoğu zaman da birincilerin atmosferinde yetişip, ışıklarını onlardan alarak yansıtan örnek simalar katılmışlardır.
İnsan, kendisine verilen akıl, şuur, idrak, sentez ve terkip yapabilme gibi kabiliyetlerin yanı sıra, önünde rehber olabilecek örnek şahsiyetlere de ihtiyaç duymaktadır. Bugün için -bilhassa eğitim alanında- örnek insana duyulan ihtiyaç herkesin malumudur.
Teoride verilen derslerin hayata geçirilebilmesi, çoğu zaman kendini yetiştirmiş, özü sözü bir, yaşadığı gibi inanan ve inandığı gibi yaşayan örnek insanların varlığıyla doğru orantılıdır. Bunun içindir ki anlattıklarını yaşayan öğretmen, vaiz ve eğitimin her seviyesindeki insanlar, muhatapları üzerinde diğerlerine nispetle daha farklı bir tesir bırakmakta ve bir bakıma kitleleri arkalarından etkili bir şekilde sürükleyebilmektedirler.
İnsan vardır, üç gün sonra unutulup gider, insan vardır, senelerce zihinlerde yer eder; yine insan vardır, asırların dev hadiseleri bile onları unutturamaz ve onlar, her devir ve dönemde kitlelere rehber, toplumlara önder, aranan şahsiyetler ve yolundan gidilen kudvelerdir. Her geçen gün onlar, daha belirgin bir şekilde insanlığın ufkunda parlamakta, söz ve davranışlarıyla geleceğe ışık tutmaktadırlar.
Hz. Ebubekir, Hz. Ömer, Hz. Osman, Hz. Ali. İlkler ordusunun öncülerinden bu dört büyük insan, dün olduğu gibi bugün için de önemini yitirmemek bir tarafa, her gün ayrı bir değer kazanan numune şahsiyetlerdir. Elbette ki Sahabenin hepsi önemlidir, ancak dört halifenin önemi bir başkadır. Onun içindir ki; Allah Rasulü (s.a.v.) bunların her biri için iltifat-amiz ifadelerle kıymetlerini ümmete bildirmiş ve bu farka dikkat çekmiştir.”
Evet, “Altın Kuşak Hulefâ-i Raşidin” eserinin yazarı Ahmet Kurucan, kaleme aldığı kitabı hakkında düşüncelerini aktarırken ayrıca şu ayrıntıya da dikkat çekmiş.
“İnsanlığın iftihar tablosuna ömürleri boyunca sadık yaranlık yapmış, özellikle İslam sonrası hayatları itibarıyla insanlığın ufkunu açacak uygulamalara imzalarını atmış, bu kudsi insanları anlatmak çok zor.
Şahsen ben, bunun zor olduğunu teorik planda kabul ediyordum ama iş pratiğe yansıyınca o zorluğun derecesini ayne’l yakîn müşahede ettim. Onların gönüllerimizde taht kuran abidevi şahsiyetler olması, haklarındaki doğru veya yanlış bazı bilgilerimi, her ne kadar iman İslam ortak paydasında birleşsek de aradan geçen 15 asrın bizde meydana getirdiği iman, duygu ve düşünce za’fiyeti, örf, adet, farklılığı, merak vb. birçok faktör, gerek onları anlamada, gerekse anlatılan ve anlaşılanları başkalarına intikal ettirmedeki zorluklar olmuştur.
Elinizde tuttuğunuz kitabın bu zorlukları aştığını söylemek imkânsız. Bu açıdan “Altın Kuşak, Hulefâ-i Raşidin” sahasında hiçbir iddia taşımamakta, aksine bu sahada bir derleme ve deneme olduğunu itiraf etmektedir.”
Eser hakkında bilgi için Işık Yayınları: 0216 318 42 88
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.