Abdurrahim Karakoç

Abdurrahim Karakoç

Kar yağıyor kar!

Kar yağıyor kar!

İki gün oldu dur durak demeden kar yağıyor.
Yükseklere, alçaklara, hatta çukurlara kar yağıyor.
çobanın, çiftçinin başına yağan kar tiranların, diktatörlerin başına yağmayacak diye bir kaide yoktur...
Diktatör dedim de aklıma geldi hemen:
Sahi diktatörler hangi tarlada yetişir sorusunu sorsam, herkes ayrı bir havadan saz çalmaya başlar...
Bilmezler ki, hıyarı bol olan tarlalarda yetişir diktatörler...
Bir gece, bir sabah vakti, bir akşam üstü aniden kendilerini gösterirler ve sarmaşık gibi yapışırlar milletin sırtına... Tabiî durmadan emir yağdırır, durmadan kan emerler.
Kadersiz dünyamız bugüne değin yüzlerce, binlerce diktatör görmüştür...
Taçlısı, silahlısı, kalemlisi, kılınçlısı ve dahi yalanı su gibi içenleri...
Tek kişilik diktatörü tarihler yazmamıştır... Her diktatörün çevresinde yüzlerce, binlerce, milyonlarca yalaka bulunur...
Bulunur da hep aynı yerde kalır mı?
Hayır kalmaz... Yeni gelen diktatörün manyetik alanında derhal toplanır, eski mersiyeler dizdikleri diktatöre küfür cilası çekerler...
İhtilalciler için (yani bizcesi darbeciler) söylenmiş bir söz var:
‘İhtilalin hukuku olmaz... İhtilalciler kendi hukuklarını ihdas ederler ve herkesi o yönde düzağaç yaparlar...’
Diktatörlerin hukuka ihtiyaçları yoktur... Ağızlarından çıkan her kelime kanundur...
Uysa da,
Uymasa da...
Şunu da akıldan çıkarmamak lazım:
Her diktatör ve onun yardakçıları, bakarsınız yenilikçi, bir bakarsınız aşırı derecede tutucu...
Dikta arabası başka türlü yürümez...
Arabanın teklemeden yürümesi için de gıdaya ihtiyaç var... Yani insana... Zaten gıdasını insandan almayan hangi diktatörlük duyulmuştur?
Tarihin derinliklerine gömülüp kalmış diktatörlerin, günümüzde takipçileri çoktur... çünkü taktiğe ihtiyaçları var ve onu da geçmişten devşirirler...
Diktatör eşkali mi istiyorsunuz?
Hay hay efendim...
Birkaç tür mosturasını arz edeyim...
Yek at, yek mızrak, tek kişilik diktatörlük olmaz...
Sonracığıma, diktatörlük bazı zamanlarda öbek öbek parçalara ayrılırlar...
Erkek görünümlüsü olur,
Kadınımsı diktalar olabilir...
Meslek kuruluşlarına kadar indiğine dair bilgiler görülmüştür...
Ya bunların tamamını cehennem çukuruna dolduracaksınız, ya da hiçbir surette huzur göremezsiniz...
Stalin hergelesi yalnız mı yürüttü diktatörlüğünü?
Hitler'in tahsilli askerleri, hukukçuları, yağdanlık takımları olmasaydı başarı grafiği yükselebilir miydi?
Ve arabın Cemal Abdülnasırı... İsrail'in yoğun uykudaki Ariel Şaron'u ibretlik numunelerdir...
Zaman ilerledikçe hepsinin mezarına tükürülecektir, amma iktidarı alan Anka diyarını geçmiş olacak...
Bush keferesini anlatsak gücenen olur mu?
Olsun efendiler... Yukarıda Stalin'i anlattık, sanki gücenen çıkmadı mı?
Bush ahmak, aptal ve aynı zamanda Hz. Musa ve Hz. İsa karması bir dine inanan şizofren...
Lakin, kollektif diktatörlükler bence en tehlikelisidir...
Bush saçma dahi olsa bir inanca sahip... Hiç inancı olmayan, inançları yeryüzünden silme gayreti içindeki diktatörlere ve yardakçılarına ne dersiniz?
Sözgelimi soruyorum...
Hiçbir şey diyemezsiniz... çünkü haydutlar, haramiler yakanıza yapışırlar, ya soluğu darağacında alırsınız, ya dibi gözükmeyen zindanlarda...
Bütün mesele bu riski göze almakta...
Aksi halde tarih hiçbirinizi şerefle yâd etmeyecektir...
Kar hâlâ yağıyor!..
Zirveymiş, düzlükmüş, çukurmuş, ayrım yapmıyor... Mutlaka korkusuz ve de korku salan başlara da yağacaktır bir gün...
Bekleyebilirseniz bekleyin...
Beklemekten bıktınızsa, ben ne yapabilirim ki?
----------
Sevdasızdan, kavgasızdan, öfkesizden geri dur,
Topuksuzdan, tabansızdan, ökçesizden geri dur,
Bir üfürük hissedince sahte pozisyon alan,
Ot misali sonrasızdan, öncesizden geri dur.


Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Abdurrahim Karakoç Arşivi