Yavuz Bahadıroğlu

Yavuz Bahadıroğlu

Kuyuda bir Yusuf daha mı?

Kuyuda bir Yusuf daha mı?

Peygamber kıssaları, öğretici kıssalardır. Herbiri hayatın içinde karşılaşabileceğimiz sıkıntılara çözüm üretir.
özellikle Hz. Yusuf kıssası her çağın insanı için bir ibret levhasıdır. Bu kimliği sebebiyle Kur’an’da “Ahsenül Kasas (en güzel kıssa)” olarak tasnif edilir. Yusuf Sûresi’nin başından 102. ayete kadar olan bölümde anlatılan bu kıssa, Yusuf’un başından geçenlere ilişkindir.
Bugün bu kıssaya dikkat çekmek ve bu kıssayı sizinle paylaşmak istiyorum.
Yusuf’un, biriyle ana-baba bir, 10’uyla baba bir olmak üzere 11 erkek kardeşi vardır. 10 kardeş, Yusuf’u çekememektedirler. çünkü babaları Hz. Yakub ve çevresi bir erkek güzeli olan Yusuf’a fazla ilgi göstermektedirler.
Kardeşleri bunu kıskanırlar ve Yusuf’tan kurtulmaya karar verirler. Bir gün babalarından zar-zor izin alıp avlanmaya götürürler. Yusuf o tarihte henüz 16-17 yaşlarındadır. Birlikte dağların yolunu tutarlar. Arada bir kardeşler bir kenara çekilip planlarını gözden geçirmekte, Yusuf’u nasıl öldüreceklerini tartışmaktadırlar. çeşitli alternatifleri gözden geçirdikten sonra, onu bir su kuyusuna atma konusunda anlaşırlar.
Müsait bir yere geldiklerinde Yusuf’un üstüne çullanırlar. önce gömleğini çıkarırlar. Gömleğini avladıkları bir kuşun kanına bulayacaklar ve babalarına Yusuf’u kurtların parçaladığını söyleyeceklerdir.
Yusuf’un çığlıkları çevredeki hayvanları bile ürkütür, ama etrafta başka kimse yoktur. Mücrimler kimse tarafından görülmediklerinden emindirler. Halbuki onları ve yaptıklarını gören “Biri” vardır: O Allah’tır. Onun izni ve haberi olmadan sarı yaprak bile yere düşmez.
Yusuf böylece kuyunun dibini boylar. Kardeşleri eve dönüp kuş kanına bulanmış gömleğini babalarına delil olarak verirler: “Kardeşimizi kurtlar parçaladı, biz canımızı zor kurtardık!”
Yusuf artık kuyunun dibindedir. Ama kuyuya teslim olmayı aklından bile geçirmez. Kuyudan kurtulmak için çırpınır, elinden geleni yapar; yoruldukça da ellerini açıp dua eder.
Derken, bir kervan yaklaşır kuyuya. Kervandakilerin Yusuf’tan, Yusuf’un kervandan haberi yoktur. Ama her şeyden haberdar olan “Biri” vardır ve o her yerdedir. Aşılmaz tek irade O’nun iradesi, yanılmaz tek hesap O’nun hesabıdır!
İhtiyaçlar kuyu başında kesişir. Susayan kervancılar kuyuya bir kova sarkıtırlar. Amaçları Yusuf’u kurtarmak değil, kuyudan su çekip susuzluklarını gidermektir. Hz. Yusuf kuyuya sarkıtılan kovaya tutunur ve yukarı çekilir.
Onu Mısır’a götürüp köle niyetine Mısırlı bir üst düzey yöneticisine (Aziz) satarlar.
Azizin karısı, erkek güzeli Yusuf’u görür görmez âşık olur ve onu kendine mecbur etmeye kalkışır. Reddedilince de bir iftira ile zindana attırır.
10 yıla yakın bir süre zindanda kalan Yusuf’a peygamberlik gelir. İrşada zindanda başlar. Bu arada Mısır Meliki’nin gördüğü ilginç rüyayı kimse tabir edemeyince, rüya tabirinde usta olan Hz. Yusuf’u hatırlarlar. Zindandan alıp Melik’in huzuruna getirirler. Rüyasını anlatır ve tabirini ister.
Hz. Yusuf, Melik’in rüyasını öyle bir açıklar ki; Melik’in çok hoşuna gider. Ona sağ kolu olmasını teklif eder. Ne var ki; Hz. Yusuf önce suçsuzluğunun ispatlanmasını ister. Suçsuzluğu iyice ortaya çıkana kadar bekler. Nihayet Mısır’ın ikinci adamı olur. Artık o bir kuyu esiri, bir köle, bir mahkûm değil, hem Peygamber, hem de Mısır’ın en dirayetli ikinci ismidir.
Melik’in rüyasında gördüğü ve Hz. Yusuf’un haber verdiği kıtlık yılları gelip çatar. Hz. Yusuf sayesinde Mısır kıtlığa tedbirli girmiş, 7 yıl süren bolluk döneminde tahıl stoklamıştır. Mısır halkı açlık yüzü görmez. Ama civar ülkelerin insanları açlıktan kırılmakta, bir miktar tahıl alabilmek için kafileler halinde Mısır’a gitmektedirler.
Aralarında Yusuf’u kuyuya atan kardeşleri de vardır. Kardeşleri Hz. Yusuf’u tanımaz ama Yusuf kardeşlerini tanır ve onlardan Bünyamin’i getirmelerini ister. Sonra bir düzenleme ile önce Bünyamin’i yanında alıkoyar, nihayet kimliğini açıklayarak tüm Yakup oğullarını Mısır’a davet eder…
Bu şekilde İsrailoğulları Mısır’a yerleşirler.

Dostlar, unutmayın ki; her koşulda Allah’ın dileği ve dediği olur. Hiçbir insanın ve kurumun hiçbir oyunu bunu değiştiremez. Hiçbir hesap Allah’ın hesabının üzerine çıkamaz! Bu bakımdan müsterih olun.
Kardeşleri Yusuf’u kuyuya atarak güya onu Yakub Aleyhisselâm’dan uzaklaştırmışlar; Aziz’in karısı da Hz. Yusuf’u zindana koyarak intikam almaya çalışmıştır. Ama kuyuya atılması Hz. Yusuf’a Mısır yolunu açtı, zindana konulması ise Mısır’ın ikinci en büyük ismi haline gelmesini sağladı.
Sebeplere fazla takılıp İlâhî takdiri gözardı etmeyelim. Unutmayalım ki; bazı musibetlerde rahmet saklıdır.
“Andolsun, onların kıssalarında ‘öz sahipleri’ için ibretler vardır. (Bu Kur’an) düzüp uydurulacak bir söz değildir; ancak kendinden öncekilerin doğrulayıcısı, her şeyin ‘çeşitli biçimlerde açıklaması’ ve iman edecek bir topluluk için bir hidayet ve rahmettir. (Yusuf Sûresi, 111)”


Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Yavuz Bahadıroğlu Arşivi