Referandum dili
REFERANDUMDA iktidar partisinin avantajı, paketin içeriğinin iyi olmasıdır. Zaten avantajlı olsun diye hazırlanmış bir pakettir. Mesela piyasa ekonomisine inananlar siyasi grevleri ekonomik rasyonalizme aykırı bulurlar ama paket bu imkânı da getiriyor.
Madem ortada böyle bir paket var, iktidarın referandum kampanyasında buna odaklanması gerekmez mi?
Fakat bakıyoruz, Başbakan, Kılıçdaroğlu’nu kimlik tartışmasına zorluyor!
“Soy önemlidir, soy!” diyor!
Melih Gökçek çıkıyor, “Kılıçdaroğlu’nun annesi Ermeni” diyor!
CHP’li Canan Arıtman’ın Cumhurbaşkanı Gül hakkında böyle konuşması da çok ayıptı, Kılıçdaroğlu hakkında böyle konuşulması da çok ayıp.
Arıtman’ı kınayıp Gökçek’in sözleri hakkında “sessiz” kalmak ise katmerli ayıptır!
Başbakan’ın sorumluluğu
Kılıçdaroğlu ile siyasi görüşlerimiz farklıdır ama şunu tam bir inançla ifade edeyim ki, onun “Dersimli” olması bir kusur değil, aksine, Türkiye için bir kazançtır.
Kılıçdaroğlu’nun ailesinde Kürt ve Alevi kültürlerinin bulunması bir kusurmuş gibi “kimliğini açıkla” zorlaması yapmak çok yanlıştır.
“Eşit vatandaşlık” demiyor muyuz?! “Hepimiz kardeşiz” demiyor muyuz?!
Türk Tayyip Erdoğan’ın Kürtlerden oy alması ne kadar iyi ise, Dersimli Kılıçdaroğlu’nun da CHP’nin başına gelmesi ve değişik kesimlerden oy alması o kadar iyi değil mi?
“Bertaraf” meselesine gelince... Atatürk’ün “bitaraf olan bertaraf olur” sözü inkılapçı, Jakoben bir sözdür, dönemin rejimi ve hukuku inkılap şartlarına göre oluşmuştur. Ama bugün liberal demokrasiyle de toplumsal barışla da bağdaşmaz!
Konuştuğum Ak Partililer “haklısın ama Kılıçdaroğlu da... Bahçeli de şunları söylemedi mi?” diyorlar.
Ben de onlara diyorum ki:
- Türkiye Cumhuriyeti’nin Başbakanı olmanın kudretine sahip olan ve sorumluluğunu taşıyan onlar değil Erdoğan’dır! Ülkenin bu kadar gerilmesi, ülkenin yönetilmesini zorlaştırır, bu da öncelikle başbakanların işini zorlaştırır, ülkeye de zarar verir. Birleştirici ve yatıştırıcı olmak herkesten önce başbakanların görevidir.
Telekom notu:
Ben Azerbaycan’dayken Sayın Mustafa Sönmez benim “Özelleştirme iyidir” başlıklı yazımı eleştirdi. Sönmez’e göre özelleştirme kötüdür, özelleşen Telekom’da şehiriçi konuşmalarla internet ücretlerinde fiyat artışları olmuştur. (Cumhuriyet, 18.8.2010)
Sönmez, özelleştirmeyle şehirlerarası ve uluslararası konuşmalarda ucuzlama olduğunu kabul ediyor. Türk Telekom’un yaptığı yatırımlardan, teknoloji ihracından, ürün çeşitlenmesinden, yaratılan istihdamdan bahsetmiyor.
Türk Telekom ayrıntılı bilgi notu gönderdi. Çalışan sayısındaki azalmanın temel sebebinin memuriyete geçişler olduğunu belirtiyor. Ucuzlama rakamlarından başka ev telefonlarındaki indirim ve ‘bedava’ paketleri gibi hususlarda bilgi veriyor. TUİK ise çok teknik bir konu olan TÜFE hesaplamasında “zincirleme Laspeyres formülü”nün kullanıldığını belirterek çeşitli matematik hesaplamalarına yer veriyor, özetle “internet ortamında açıklanan fiyatlar madde çeşitlerinin ağırlıklandırılmış ortalamasından oluşmaktadır” diyor. Basitçesi, yeni teknoloji uygulanan birkaç madde pahalı olduğunda ağırlıklı ortalama yükselmektedir... Evet, özelleştirme iyidir; rekabeti ve toplam kaliteyi artırır.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.