Darbelerden Fal Tuttum CHP'ye Kaç Kere

Darbelerden Fal Tuttum CHP'ye Kaç Kere

Farklılık toplum hayatının bir gereğidir.Her ülkede farklı düşüncede, farklı inançta insanlar olabilir. İsteseniz de bütün bir toplumu aynı çizgide buluşturamazsınız.Geçmişte kanlı diktatörler,baskıcı zorbalar bunu denemiş, ama sonunda yıkılıp gitmişlerdir.

Demokrasi farklılıkları susturmak yerine onları bir arada yaşatmak üzere ortaya çıkmış bir rejimdir.Kanlı diktatörlerin susturduğu kitleleri, demokrasi konuşturmuş, önünü açmış,yönetime katılmalarını sağlamıştır. Bunun için, demokrasinin en temel vasfı çoğulculuktur. Herkese örgütlenme, kendini ifade etme imkanı vermiş, yönetime katılmada haksız rekabeti ortadan kaldırmıştır.

Haksız rekabetin ortadan kaldırılması, sadece herkese politika yapma,idareye katılma imkanının tanınması demek değildir. Siyaset için kullanılan araçların amaca uygun olması, herkesin eşit şartlarda yarışması, yani silahların eşit olması da bu kapsamda değerlendirilmelidir. Silahlı güçlerin elindeki silahlarla politika yapmasının yasaklanması bu maksadın temini içindir.

Bu bakımdan farklılıklardan, -bu farklılıkların herhangi biri- diğer farklılıkları bastıran, baskı altına alan bir yöne evrilmedikçe rahatsız olmamak gerekir..Farktan korkmak, aslında o farklılığı kabul etmeme düşüncesini ihtiva ettiği için demokrasinin ruhuna da aykırıdır.

İşte CHP’nin trajedisi bu noktada başlıyor.Bir dönem ülkeyi tek başına yöneten parti olmanın mirası CHP nin toplumla buluşmasına, demokrasiyi sindirmesine mani oluyor.1950 ye kadar sadece devlete dayanan,tek başına siyaset yaptığı için kimseyle rekabet etmeyen, dolayısıyla halka dayanma gereği duymayan bir partinin böylesi bir gelenekle demokratik zeminde siyaset yapması zordur.

Bugünün CHP’si dünün CHP sinin mirası altında eziliyor.Halksız bir gelenek, halkın siyasete katıldığı bir siyaset biçimini kabullenemiyor.Tek bir düşünce, tek bir ideoloji ile ülkeyi yönetmiş bir miras, farklı düşünce ve ideolojilerin siyasete taşınmasını hazmedemiyor.Netice olarak böyle bir CHP, her demokratik açılımın önünde bir direnç kaynağı, bir kriz odağı olarak pozisyon alıyor.

CHP’nin son yıllarda ortaya koyduğu uzlaşmaz, çatışmacı duruşun sebebi budur.CHP genlerine işlemiş tek parti psiklojisinden kurtulamıyor bir türlü. Halka yaslanarak siyaset yapma, ondan beslenme kültürü olmadığı için, geçmişte ittifak yaptığı güçlerden medet umuyor. Bunun için her kural dışı hareketi kendine iktidar yolunu açacak bir fırsat olarak değerlendiriyor.

CHP nin sırtından atamadığı bu diktacı tek parti kültürü, sadece CHP nin önünü tıkamakla kalmıyor, CHP’yi Türk demokrasisinin önünde-darbelerden fal tutan- bir takoz haline getirdiği için Türk siyasetini de etkiliyor.

CHP şimdiye kadar her seferinde seçimleri kaybettiği halde, iktidarını hiç kaybetmedi.Onun için de, bir muhasebe veya değişim ihtiyacı hissetmedi...Ama bu defa CHP iktidarını kaybetmek üzere olduğunu görüyor.Bunu önlemek için tüm imkanlarını seferber ederek mevzilerini korumaya çalışıyor..Sırayla, yedek kuvvetlerini devreye sokuyor,faul yapıyor,orantısız güç kullanıyor ama yine de gidişatı durduramıyor.

Son günlerde yaşanan kriz, iktidarını korumaya çalışan bir CHP krizidir.Demokrasinin kaderi bu krizden CHP nin mağlup çıkmasına bağlıdır. Mağlup bir CHP, hem özeleştiri yapmak zorunda kalacak, hem de derin güçlere yaslanmak yerine iktidarın halka dayanmaktan geçtiğini öğrenerek demokratikleşecektir..



Önceki ve Sonraki Yazılar
Arşivi