Şaka değil;
aha buradan söz veriyorum:
“Attığı adımın gerisini getirsin... Üniversitelerdeki başörtüsü yasağının tamamen kaldırılmasına matuf bir Anayasa değişikliği teklifi versin...
Oyum kendisinin!..”
•
Aman ne güzel;
CHP, bir “türban raporu” hazırlıyor!..
Duyunca çok sevindim.
Zira, konu bu vesileyle gündeme gelecek.
Evet;
öylesine ihmale uğradı ki bu dert; yeniden gündeme getirecek her vesileye selam çakmak durumundayız.
Bu meselenin yüzbinlerce mağduru var; üniversitelerdeki iğrenç, ahlaksız, rezil, kahpe uygulamalar yüzünden akıl hastanesine düşen nice hanım bilirim.
Emine Şenlikoğlu hanımefendiye sorun; yasak terörünün birçok hayatı nasıl kaydırdığını gözler önüne seren sayısız örnek verecektir.
Yıllar yılı bu genç kızların omuzlarına basarak büyük dünyevi kazanımlar elde eden birtakım “erkek”ler...
Eylemlerde genç kız gruplarının arkasına saklanarak slogan atan “erkek”ler; şimdilerde pek bir globalleşmiş, küreselleşmiş vaziyetteler.
Ve bize de her “mağduriyetten” bahsedişimizde...
“Aş bunları aşşş!” demekteler.
Hayır aşmıyorum; zira zulme göz kapatmak “utanmazlık”tır!..
“Utanmadıktan sonra dilediğini yap!..” diyor ya Yüce Resul!..
•
Evet, mevzu bu;
CHP’nin “türban” raporu...
Görev, partinin yeni ağır toplarından Prof. Sencer Ayata’nın.
Hemen işe koyulan Ayata, başta “Din Adamları” olmak üzere toplumun değişik kesimleri ile görüşmeler gerçekleştirecekmiş.
“CHP olarak biz bu işi nasıl çözebiliriz?..”
Dert bu imiş!..
•
Şimdi...
Diyeceksiniz ki;
bu CHP denilen partiden “Hayır”lı iş sadır olur mu?..
Bu adamların “Hayır”dan anladıkları, her olumlu gelişmeye “hayır” demek...
“Takozluk” etmek!..
•
Doğru...
Lâkin, “Farkında olmaksızın ‘Hayra’ hizmet edenler” yok mu?..
Var!..
CHP’nin takozlukları olmasaydı; her “Hayırlı” düzenlemeyi Anayasa Mahkemesi’ne taşımasaydı, “statüko” nasıl aşınacaktı?..
Millet desin ki CHP’ye;
“...Sen benim ifademsin, hızımsın, Gündüz geceye muhtaç, bana da sen lazımsın!..”
KOCA PROFESÖR!..
CHP’nin “türban sorunu için bir rapor hazırlamakla” görevlendirilen yeni ağır topu Sencer Ayata’yı dinledim.
Koca profesör...
Aynen şöyle diyor:
“Hiçbir kesimi rahatsız etmeden, hiçbir kesime de zafere ulaştığını düşündürtmeden, uzlaşma mümkün mü yanıt arıyoruz!..”
•
Ne laf:
“Türban meselesi”ne “hiçbir kesimi rahatsız etmeyecek” bir çözüm!..
YARSAV’ı rahatsız etmeyecek,
Darbecileri rahatsız etmeyecek,
Ergenekoncuları rahatsız etmeyecek,
PKK’lıları rahatsız etmeyecek...
Vural Savaş, Sabih Kanadoğlu, Yekta Güngör Özden, Altemur Kılıç, Ferda-Osman Paksüt, Çetin Doğan, Hanefi Avcı...
Hiçbirini rahatsız etmeyecek bir çözüm!..
Başörtülüleri “kene gibi ezmeyi” ilke bellemiş güruhu “rahatsız” etmeyecek bir çözüm teklifi de ne ola?..
Hem onları rahatsız etmeyecek; hem de bizcileyin özgürlük aşıklarını!..
•
“CHP türban raporu”nun daha fizibilite aşamasında öne çıkartılan “yasakçıları da rahatsız etmeme” şartı, bu çalışmadan bir “numara” çıkmayacağını gösterir mi?..
Bilmem...
Hem evet, hem hayır.
Bu çalışmadan bir çözüm “teklifi” filan çıkmaz.
Lâkin; hepten faydasız da değil.
CHP, çalışsın bakalım...
Sayın Başbakan da “2011’de yeni Anayasa” sözünü verdi.
Hep “azınlıkların” filan problemlerini konuşacak değiliz ya...
Referandum bitsin; bitmez tükenmez bir ısrarla “çoğunluğun” dertlerini gündeme getirmeye çalışacağız...
Hükümet, çoğunluğun bunca yıldır çözüme kavuşturulamamış problemlerin üzerine daha kararlı bir şekilde gidecektir.
Ve işte o noktada, CHP’nin tavrı önem taşıyacaktır.
Başörtüsüne özgürlük için “evet”e kalkan 411 oyu Anayasa Mahkemesi’ne götüren CHP mi...
Çözüme destek veren; en azından “takoz”luk etmeyen CHP mi?..
Görecez!..
ASLANIM KEMAL!..
Bırakalım; Kılıçdaroğlu “hayır” aşkına birtakım adımlar atsın...
Her attığı adım; “manevra” alanını daraltacaktır nasılsa.
Dedim ya; çok daha ileri gidip üniversitelerdeki başörtüsü yasağının tamamen kaldırılmasına matuf bir Anayasa değişikliği teklifini verebilirse...
Oyumu almış olur.
Vermezse, veremezse...
AK Parti’nin atacağı adımları izlemek durumunda kalır!..
Kendisini “bağlamış” bir CHP’den iyisi mi var!..