Mutluluğun süreklilik kaynağı
İslâm, insanları mutlu etmek için ahir zaman ümmetine, yani tüm insanlığa gönderilmiştir. Bunun için gösterdiği yoldan yürümek ve getirdiği ilkeleri anlamak ve yaşamak gerekir.
İnançlı olarak yaşayanlar dünyada mutlu olurlar. İnanmasalar da bu ilkelere sarılanlar ve hayatlarını buna göre düzenleyenler, dünya hayatında mutlu olurlar. İnanmayanlar için âhiret hayatı söz konusu olmadığı için, öbür dünya mutluluğunu elde edemezler. İnanmayanların mutluluğu geçici, inananlarınki ise ebedidir.
İslâm gerçekten hayat dinidir. Hayatı dolu yaşamak ve yaşadığından sürekli zevk almak için, İslâm’ı çok iyi algılamak, onun prensiplerini içimize sindirmek gerekir.
İslâm’ın aile hayatı ve toplumsal hayatta mutluluğu elde etmek için getirdiği altın ilkeler vardır. Bunların başında evlenmek ve eşler arasında birbirine sadakat gelir.
İslâm, erkekler için çok eşliliğe izin vermiştir. Bu izin erkekler lehine değil, belki aleyhine bir hüküm olarak düşünülmelidir. Zira erkeğe ikinci, üçüncü yahut dördüncü bir eş ve çoluk çocuk sorumluluğu yükleyerek evlenemeyen yahut zor durumda olan kadınları himaye altına almıştır. Çok eşe sahip olmak, erkekler için bir lütuf değil, belki bir görevdir, ağır bir görev. Bir ailenin yükünü sırtında taşımak nerede, iki, üç ve dört ailenin yükünü taşımak nerede!..
Karı-koca meşru hayat yaşarlarsa, her iki dünyada sürekli olarak mutlu olurlar. Ancak, ailenin kıymetini bilmeyip de gayri meşru hayata yeltenenler, haram-helal demeden hayatı sürdürenler, ebedi mutluluktan pay alamazlar.
İnsan, sözgelimi 75 yaşına gelse de eğer İslâmî prensiplere riayet etmeyip harama bulaşırsa, zinaya yeltenirse, torun torba, mevki makam sahibi de olsa, hayatı kararır, mesleği sona erer, mutluluğu biter ve doğduğuna pişman hale gelir.
Bizim toplumumuzda bu hususun çok iyi kavranması gerekir. Modern çağda yaşamış olsak da Allah’a hamdolsun ki, ülkemizde aileler namus kavramına sıkı sıkıya bağlıdırlar. Hele toplumun önünde olanların, bu hassasiyeti çok iyi bilmesi ve kendini ona göre koruma altına alması gerekir.
Hiç kimse, gizli-açık haram işler peşinde olmamalıdır. Allah’ın kameraları her an kayıt halindedir. Dünya kameralarından kurtulmak belki mümkün olur, montaj iddiası ileri sürülebilir; fakat ilahi kameralardan kurtulmak mümkün değildir. Bunlarda montaj olmaz. Dünya hayatında deşifre olan gizli günahlar, kanaatimizce ilahî kameraların yansımalarıdır.
Bugün insanlar sanki zinayı, günah işlemeyi iyi, normal bir iş imiş gibi görüyorlar ve kendileri yaptıklarından utanmıyorlar da, bu fiilleri açığa çıkaranlardan rahatsız oluyorlar.
Oysa önemli olan milletten utanmak, Allah’tan korkmaktır. Allah’tan korkmayanların ve takva sahibi olmayanların, milletin önüne geçip önderlik ve liderlik görevlerinde bulunmaması gerekir. Çünkü millet, manevi değerlerine sahiptir, günahları asla hoş görmez, hele sadakatsizliği asla affetmez...
Toplumumuzda yaşanan çirkin olaylar, Allah’la gerçekten beraber olmamanın, doğruluk sahibi dürüst bir hayat yaşamamanın felaketleridir. Kurtulmak, sürekli mutlu olmak için, “İslâm’ın talimatlarına uy, rahatla” diyor ve Türk milletinin bu gibi olumsuzluklardan bir önce temizlenmesini niyaz ediyorum.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.