Serdar Arseven

Serdar Arseven

“Hayır” çıkma ihtimali var mı?..

“Hayır” çıkma ihtimali var mı?..

Referanduma doğru, epeyce dolaştık, dolaşıyoruz.
Gaziantep, Diyarbakır, Ankara, İstanbul, Çorum, Kırıkkale, Kastamonu, Karabük, Amasya, Çankırı, Bolu, Isparta, İzmir, Tokat.
Devam edecek kısmetse...

Şu “tahmin” işinde iddialı olduğumuzu söyleyebilmek için yeterince imkân var elimizde.
Son yerel seçim öncesinde, hangi ili hangi partinin alacağını doğru tahmin etmekle kalmayıp, ilçe bazında yüzde 98 isabet kaydetmek hanemizde.
AK Parti’nin ilk genel seçiminde yüzde 32-34 aralığında kalacağını bizzat Sayın Erdoğan’a söylemiştik.
Tam isabet.
Yüzde 47’lik AK Parti zaferini, “üç puanlık” bir ıskayla tahmin edebildik; biz yüzde 44 bekliyorduk.
O kadarı kadı kızında da olur.
Bu kadar böbürlenme yeterse, referanduma geleyim.
Binlerce vatandaşla konuştuktan, kimi yerlerde köylere kadar ulaştıktan sonra şunu gördüm ki, “evet, hayır, kararsız...”
Hangi grupta olursa olsun, vatandaş paketin içeriğini fazla bilmiyor.
Bilmek istemiyor.
Bilmeye gerek de duymuyor.
“Niçin evet?..”
“Tayyip Erdoğan yola devam etsin!”
“Niçin hayır?..”
“Tayyip Erdoğan artık gitsin!..”
“Niçin kararsız?..”
“Hele biraz daha geçsin, ağırlıklı eğilimi görelim.”

Tablo genel itibariyle bu.
Partilere göre ayıracak olursak...
AK Partililer:
“Genellikle Belediye ve İl Başkanlarından, İlçe Başkanlarından, kendilerini temsilen meclise gönderdikleri milletvekillerinden memnun değiller. Varsa yoksa Erdoğan... Referandum paketinin içeriğinde ne var, ne yok noktasında “görece” bilinçli AK Partililer. HSYK ve Anayasa Mahkemesi’nin yapısının değişecek olmasını önemsiyorlar. AK Parti’nin ‘mahalli’ önde gelenlerine kızan çok ama; ‘hayır’ vereceklerin oranı ihmal edilebilir. Bankoya yakın evet.
CHP’liler:
Bilenmiş durumdalar. Gaziantep’te aralarındaki ‘kırgınlıkları’ ertelediklerini ve “Erdoğan’ı devirmeye” kilitlendiklerini gördüm. Paketin içeriği ile zerre ilgilenmiyorlar. Gözlerini ‘koalisyon’la da olsa iktidar hırsı bürümüş. Ergenekon davası, bunları iyice bilemiş. Kılıçdaroğlu’nun ‘kötü’ bir Genel Başkan olmasına pek takılmıyorlar. “Tayyip düşmanlığı” had safhada. CHP’nin İstanbul İl Başkanı; (eski artist, eski Minyeli Abdullah, eski vekil Berhan Şimşek) “Hayır kampanyası için sadece İstanbul’da 700 bin TL (eski para 700 milyar lira) harcıyoruz. Vatandaşa, Anayasa değişiklik paketinin ne getirdiğini değil de, ne getirmediğini anlatmak daha kolay oluyor!” laflarıyla dikkatimi çekti. CHP’nin propaganda düzeyi bu. Bu düzey, bünyeyi bir araya getirmeye yeter!.. Bankoya yakın hayır.
MHP’liler:
Bu partide sıkıntı büyük. Devlet Bahçeli’nin “Lider” olduğunu düşünen bir MHP’liye olsun rastlamadım. “Erdoğan’ı Yüce Divan’a gönderme” vaadi, pek etkili olmamış. Yargıdaki “mezhepçi-sol” yapılanmadan zarar gören çok sayıda MHP’li var. “Mezhepçi-sol” zihniyetin üniversiteleri perişan eden kadrolaşma hamlelerinden, zulümlerinden etkilenenlerin başını da Ülkücüler çekiyor. Birçok MHP yandaşı öğretim üyesi, ‘mezhepçi sol’ mağduru. Bu kesimlerden ve yakın çevrelerinden önemli miktarda ‘evet’ çıkar. İlk defa oy kullanacak ‘Genç’ MHP’liler, bunları pek bilmediğinden ‘hayır’ kampanyasının etkisinde kalmakta. “Slogan MHP’lileri”nde, “açılım” sürecindeki hatalardan, bölünme endişesinden kaynaklanan tepki öne çıkıyor. MHP, başını Bahçeli’nin çektiği “Slogan MHP’lileri” yüzünden, erime sürecine girmiş bir parti. Yönetim, bünyeye dar geliyor. Abdürrahim Karakoç ağabeyin dünkü köşe yazısında gündeme getirdiği “Devlet Bahçeli/Ülkücü/müydü?” sorusu MHP’lilerin zihninde. Bahçeli’nin 12 Eylül darbesine kadar geçen binlerce Ülkücünün zulme uğradığı süreçte etliye sütlüye karışmadığını bütün Ülkücüler biliyor. MHP’de durumlar karışık; bu parti seçmenlerinden yüzde 70’lik bir kesim ‘Hayır’ der gibi.
Saadet Partililer:
Daha çok iç sıkıntılarla meşguller. Referandumu fazla önemsemiyorlar. Bununla birlikte, ‘Eğer iktidar olursak, Anayasa Mahkemesi’ndeki yeni yapılanma işimize yarar, bir partimizi daha kapatamazlar’ düşüncesi var. Numan Bey’e yakın duranlardaki ‘evet’ iştahı daha fazlaysa da, Saadet’ten komple ‘evet’ çıkar. Tayyip Erdoğan’a en fazla diş bileyen bu arada Numan Bey’den de hiç hazzetmeyen Gaziantep’li Eski Belediye Başkanı Mehmet Bozgeyik bile, vatandaşa hitabımız sırasında “Benim oyum evet, hep birlikte evet vereceğiz” diye ses verdi. Saadet kararlı. Sadece sandığa gitmeyenlerden fire verir.
BDP’liler:
Bu turda, çok sayıda BDP’liyle görüştüm. En fazla ‘yüzde onluk baraj’ meselesine takıyorlar. Bu kesim “Boykot’a yüzde yüze yakın bir katılım”la destek verir.
Kararsızlar ve sandığa gitmeyecek olanlar:
Nabız turunda çok sayıda kararsıza rastladım. Bunların büyük bölümü “evet”e yakın. “Açılım” politikasındaki hatalar; MHP’ye yakın olmayan seçmenlerden bir bölümünü de etkilemiş. Özellikle Orta Anadolu ve Ege’de “kararsızlar” üzerinde biraz daha yoğun bir şekilde çalışmak gerek. Sandığa gitmeyeceklerin oranının da hayli dikkat çekici olabileceğini düşünüyorum. En azından bana “gitmeyeceğini” söyleyen çok. Kalan on günlük süreçte, sandığa gidişi teşvik, “evet”e yarar.

Dikkate alınabilecek parti tabanlarındaki eğilimleri şöyle bir toparladık.
Gözlemlerimiz, referandumdan “evet” çıkacağını düşündürüyor.
Peki...
“Hayır” ihtimali var mı?..
“Yok” demek için çok erken...
Her beş vatandaştan birinin, “Henüz kararımı vermedim” noktasında olduğunu gördüğüm için böyle diyorum.
“Ramazan” atmosferinin onları da “evet”e taşımasını umarım.

Özetle;
“Evet”çi grubun, “gevşemeden” çalışmaya devam etmesi şart.
Rahatlamaya gelmez.

Önceki ve Sonraki Yazılar
Serdar Arseven Arşivi