Türkiye’nin En Büyük Derdi KRİPTOLAR
Müslüman bir ülke düşünün ki, nüfusunun en az üç milyonu Kriptodur...Yani dıştan Müslüman görünüyor, gerçek kimliği ve dini başkadır.
Bu Kriptolar, nüfusun yüzde üçü veya dördüdür ama ülkede amansız bir vesayet diktatörlüğü kurmuşlardır. Cumhuriyeti kendi renklerine boyamışlardır. Temel kurumlarda kadrolaşmışlardır.Ülkenin birinci gücü olan medyada büyük ağırlıkları vardır. Gazete ve tv'lerle halkın beynini yıkamaktadır. Eğitimde kendi ideolojilerini hâkim kılmışlardır.
Kriptolar yazılı kültür sahibidir. Kriptolar çocuklarının bir kısmını yurt içinde ve yurt dışında en iyi lise ve üniversitelerde okutmaktadırlar. Kriptolar büyük paraya, birikime sahiptir.
Kriptoların uyanık kısmı millî kimliğin ana faktörü olan İslâm'a amansız düşmandır.
Kriptolar çoğunluğu iyi idare edebilmek için halkı Türk Kürt, Sünnî Alevî, Çağdaş Dinci gibi, birbirine düşman sektörlere ayırmışlar, millî barış ve mutabakatı dinamitlemişlerdir.
Kriptolar bazen çok açık konuşurlar. İslâm'ı ve Müslümanları ülke ve devlet için en büyük tehdit ve tehlike olarak görür ve gösterirler.
Lâiklik lâiklik diyerek lâikliğin canına okurlar. Lâikliği lâikçilik haline, bir tür negatif din şekline sokmuşlardır.
Bir resmî ideoloji uydurmuşlardır bunu halka din gibi zorla, terörle, bin türlü tabu ve yasakla kabul ettirmeye çalışırlar.
Kendilerine karşı gelenleri hiç affetmezler, eylem ve şiddete dönük ve yönelik olmayan inançları yüzünden Müslümanları linç etmeye kalkışırlar.
Onların imanlı, şuurlu, mücahid Müslümanlar için dünya cehennemleri vardır.
Bu Kriptolar Müslüman çoğunluğu ikinci sınıf vatandaş, sömürge yerlisi, zenci, parya olarak görür.
Kriptolar gerçek demokrasiyi kabul etmezler, onların demokrasisi vesayet demokrasisidir. Müslümanlar yüzde 90 oy alsalar da iktidar olamayacaktır demişlerdir.
Birçok Kriptonun iki ismi vardır. Kimlik kartlarındaki iğretiMüslüman ismi, bir de gizli gayr-i müslim ismi.
Kriptolar Türkiye'nin İslâm dünyasına yakın olmasını hiç istemezler. Onlar için ideal olan, Türkiye ile Suriye'nin, yüzlerce kilometrelik sınıra, tarihî ve kültürel bağlara, her iki tarafın menfaatlerine rağmen Moğolistan ile Jamaica kadar birbirlerine uzak, birbirlerinden kopuk olmasıdır.
Kriptolar Türkiye'yi babalarının çiftliği gibi görürler, ona bir tür sömürge olarak bakarlar.
Türkiye'de yüzde yüz yerli ve millî otomobil sanayii, uçak sanayii, elektronik ve optik sanayii kurulmasını istemezler.
Kriptolar Yeşil Sermaye dedikleri Müslüman sermayeden, Müslüman sanayiden nefret ederler, dehşet duyarlar. 28 Şubat döneminde Müslümanların iktisadî, ticarî, sınaî (endüstri ile ilgili) faaliyetlerini baltalamak için her yolu denemişler, devlet terörü yapmışlardır.
Kriptolar başörtüsünden de nefret ederler. Fransa dahil dünyanın bütün ülkelerinin üniversitelerinde serbest olan başörtüsü Kriptoların baskısı yüzünden bizde yasaktır.
Kriptolar yakın tarihte, Müslüman çoğunluk iyi düşünemesin, geri zekalı hale gelsin, kültürlü ve vasıflı olamasın diye yazılı ve edebî zengin Türkçe'yi bozmuşlar, onun yerine birkaç yüz kelimeden ibaret uyduruk bir dil üretmişlerdir.
Kriptolar Türkiye'yi bir kopukluklar ve tarihî-kültürel ârızalar ülkesi haline getirmiştir. Onların sâyesinde yeni nesiller atalarının mezar taşlarını bile okuyamayacak kadar câhil kalmıştır.
Kriptolar İslâm dinini, Müslüman Ümmeti de bozmaya yönelik bir sürü fitne ve fesat yapmıştır. Dinde reform, dinde yenilik, dinde değişim, namazda Türkçe Kur'ân okumak, Ezanı Türkçe okumak, mezhepsizlik; İslâm'ı, Kur'ânı, Resulullah'ı inkâr ve tekzib eden kâfirlerin de Cennetlik olduğunu iddia eden Diyalogçuluk mezhebi gibi hareketleri ya bizzat başlatmışlar yahut teşvik etmişlerdir. Onların gayesi dıştan yıkamadıkları dini, içten çökertmektir.
Kriptolar Ümmet'in içine bir sürü casus, ajan, provokatör, yönlendirici sokmuşlar, Müslümanları parçalayıp bölmüşler ve birbirlerine düşürmüşlerdir. Parçala böl ve hükm et siyaseti...
Kriptolar 1923 Cumhuriyetine, temeli erdem olan gerçek Cumhuriyete büyük hıyanet etmişler, büyük zarar vermişlerdir.
Peki bu ülke, bu devlet, bu halk bu Kriptoların vesayetinden, saltanatından, resmî ideolojisinden; baskı, yasak ve tabularından nasıl kurtulacak, nasıl hürleşecektir?
Yapılacak ilk iş onları bilmek ve tanımaktır.
On milyonlarca Müslümanın Kripto gerçeğini, Kriptoların özelliklerini, Kriptoların son yüz yıllık tarihimizde yaptıklarını iyi bilmesi gerekir.
Bu işler ve hizmetler nasıl yapılacaktır?.. İşte mesele buradadır.
Kriptolar hakkında çok sağlam, çok doğru, delilli ispatlı ilmî araştırmalar yapılmalıdır. Bunların hem ilmî versiyonları yayınlanmalı, hem de halk kitleleri için özetleri yapılmalıdır.
Bu hizmetler bezirgânca zihniyetle yapılamaz.
İlimle, irfanla, hikmetle, ihlâsla, adaletle, ehliyetle yapılabilir.
Hârikulade üstün bir üslup, mantık, şekil ve muhtevaya sahip uyarıcı broşürleri herkes hazırlayamaz.
Böyle broşürler milyonlarca adet basılıp yayınlanacaktır.
İçlerinde en ufak yalan ve iftira olmayacaktır.
Bu broşürler öyle cazip ve meraklı olacaktır ki, gören okumamazlık etmeyecektir.
Bu broşürlerde en ufak bir abartma ve tahrif olmayacaktır.
Kriptolar konusunda böyle broşürler hazırlamak sanıldığı kadar kolay değildir. Çalakalem yazmakla bu konuda yeterli ve etkili hizmet edilemez.
Türkiye'nin nüfus bakımından çoğunluğunu oluşturan Müslümanlar bu hizmeti yapabilirler mi? Maalesef yapamıyorlar.