Nusret Çiçek

Nusret Çiçek

Şimdi iş Adalet Bakanı’na kalıyor

Şimdi iş Adalet Bakanı’na kalıyor

Halk, oyları ile bir sefer daha tarih yazınca;
başta dört kişinin dudağı arasında söz sahibi olan HSYK, arkasından yıllarca CHP’nin ideolojik başvuru makamı haline getirilen Anayasa Mahkemesi tarihe karışıyor.
Haberiniz olsun ey halkım, gidiyorlar!!!
“Rast gelmez bir daha tarih eşine.”
Hem zihniyet, hem de yapı değişikliği...
Bu oylama; “Cühela köylü ile bizim oyumuz bir midir?” diyerekten hor ve de parya gördükleri bir sınıfın zaferidir. Sakarya mı ne ayağa kalkıyor...
Sandık bu... Küçümsediğin halk, bürokratik monarşinin sultasına nihayet galip geldi.
Yunus’un diliyle ifade edelim:
“Bir sinek bir kartalı kaldırdı vurdu yere
Yalan değil, gerçektir ben de gördüm tozunu.”
Doğrusu, bu olayı cumhuriyet tarihinin baş sayfasına yazma teklifinin yanlış olamayacağı düşüncesindeyim. “Yazalım desem tarihe sığmazsın.”
Cumhurun zaferi tarihe sığar mı?
Aylardır... Başta Adalet Bakanı Sadullah Ergin, arkasından Müsteşarı Ahmet Kahraman olmak üzere ekibi ile çıkmaz yokuşu nihayetinde tırnakları ile tırmandılar.
Kendilerini yürekten tebrik ediyorum.
“Referandum” adı verilen yapıtın baş mimarı ise sayın Başbakan’dır... Her şeyi ile yola çıkan ve de gerekirse millet yolunda “kefenimizi giydik” diyebilecek kadar kararlı...
Onu da ayrı bir sayfa açarak kutluyorum.
Ulubatlı Hasan misali, zaferin bayrağı şimdi surlarda dalgalanıyor.
Hem de bütün engellemelere rağmen...
Şimdi yargı camiasının kucağında yeni bir kurul, halk rejimi denilen meclis iradesinin yanıbaşında yeni bir Anayasa Mahkemesi...
Bu referandum umarım hem hukuk devleti olmamızın yolunu açacak, hem de daha yeniliklerin başlangıcına vesile olacaktır.
İtiraf etmekte yarar var.
AK Parti’nin ilk dört yılının Adalet Bakanlığı yönünden hem sönük, hem de başarısız geçtiğini söyleyebiliriz. O zamandan bu işlere başlanmış olsaydı şimdilerde yargı reformu diye bir şey kalmamış olacaktı. Geç kalındı ama, bu son raunt hepsine yetti de arttı.
Şimdi sıra yasalarda...
Sayın Bakan, hem bu çığırtkan ekalliyete cevap yetiştirmekte fırtına, hem de iş görmekte çabuk olduğundan umarım bu yasaların çıkması uzun sürmeyecektir.
Keza, HSYK’nın duruşundan memnun olan bir avuç kitle şimdiden muhalefet ağzı ile konuşmaya başladı bile. İlk başta YARSAV, arkasından da saltanatı son bulanlar tetikte...
Koltuklar çekildi ya, battık batıyoruz!
Batmadık da...
Bu ekabir, bir daha resmi ideoloji bağlamında kolay kolay kadrolaşamayacak ya, ondan feryadı basıyor. Derler ya, geçti Bor’un pazarı...
Şimdi parmak basılması gereken noktalara gelelim... Ülke ciddi anlamda demokratik olma veya olmama ağında büyük bir imtihan verdi. O kadar yalan, o kadar iftira, o kadar katmerli küfürlerden sonra hayır da çıkabilirdi. Ama gördük ki sonuçta sağduyu galip geldi.
İktidarın yanı başında kenetlenen Saadet Partisi genel Başkanı Numan Kurtulmuş ile top gibi atışlarını sürdüren BBP Genel Başkanı Yalçın Topçu’yu da tebrik eder, candan kutlarım.
Gerçekten vatan evladı olduklarını bu hayırlı iş için içlerinden geldiği şekli ile gösterdiler.
Ülke hayrına saflar tutuldu.
Hayırcının safında olanlar malum; darbeciler, Ergenekoncular, Balyozcular, PKK...
Müzelikler... Fosiller...
Bu saatten sonra statükonun dikiş tutturamayacağı kesin.
27 Mayıs darbesi sonrasında katiller tarafından ipe çekilen merhum Menderes ile bakanlarının artık kemikleri sızlamayacak.
Her evet oyu Fatiha olarak onların maneviyatına çoktan ulaştı.
Yerlerinde rahat uyuyabilirler, ruhları şad olsun...
Şimdi telaş 12 Eylül’ün zalimlerinde...
Belki “müktesep hak” diye yaptıkları işkencelerle işledikleri cinayetlerin hesabı sorulamayacak ama, en azından halk Anayasayı bu kirli maddeden temizlemiş oldu.
Bu konuya ileride döneceğiz...
Demem o ki...
Ülkemiz demokratik yapılaşma açısından sıkı bir dönemden geçiyor. Borular ötmeden, düdükler çalmadan aceleden bu köprüyü geçmek lazım...
Beri taraf darbe, karşı taraf hürriyet...
Darısı yeni sivil anayasa ile Başkanlık sisteminin başına...
İktidar bu sahada hayırlı adımlar atmaya devam ederse, halk da gereği neyse onu yapar...
Arkasında dik dururuz, sağlam dururuz, dikkatli yürürüz...
Yine de kenetleşme, birleşme, tek yürek olmak şart...

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Nusret Çiçek Arşivi