Galatasaray’da kısa bir süre önce özhan Canaydın yerini Adnan Polat’a, yönetim kurulundaki arkadaşlarda Adnan Polat’ın oluşturduğu yeni yönetim kuruluna verdiler. Nedense Galatasaray’da bir gelenek haline geldi. Galatasaray şeffaf yönetilecek çığlıkları her tarafta inledi inledi inledi. Sonunda genel kurula gelindiğinde Galatasaray’ın alacağı ne kadar, borcu ne kadar bilene kimse rastlamadı. Daha doğrusu genel kurul üyelerine verilen hesapta da tam olarak bu gözükmedi hiçbir zaman. Ancak pertavsızla beraber uzun vakte sahip olanlar, muhasebeyi çok iyi anlayanlar belirli bir süre sonra kan ter içinde kalarak Galatasaray’ın harcını, borcunu, alacağını, vereceğini her şeyi ama her şeyi dört dörtlük ortaya çıkardılar.

Açık söyleyelim her gelen şeffaf olacağım dedi ama üç gün sonra ne şeffaflık kaldı ne meffaflık. Şimdi Adnan Polat’ın yönetim kurulunda ve herhalde ikinci başkan olan Yiğit Şardan’ın beyanlarını okudum. “Galatasaray’ın borcu öyle söylendiği kadar çok değil. İşin içinden de çıkılmayacak kadar da zor değil” diyor. Sevgili kardeşim Şardan iyi güzel söylüyorsun da bir ilave yapıp Galatasaray’ın bizi korkutmayan borçlarının ödenmesi için şu mali kaynakları bulduk diye niye söylemiyorsun? Hep havada laflar, suyun üstüne yazılmış yazılar.

Bu sarı-kırmızılı kulübün yönetim bölümü. Gelelim bir de Galatasaray yönetiminin sportif alanda futbol takımı için vereceği karara ve uygulayacaklarına. İşin gerçeği şu: Galatasaraylı futbolcularla Feldkamp’ın arası koptu. Futbolcuların teknik direktöre inançları kaybolursa bu en tehlikeli yaşamdır. Hemen Feldkamp’ın işi bitmelidir. Galatasaray futbol takımının başına şu an anlaşmak üzere olunan teknik direktör hemen getirilmelidir ve hemen çalışmalara başlamalıdır. Galatasaray’ın önünde 6 maç var. Şampiyon olma ihtimali de var. Kardeşim Polat, vaktinizi uyuyarak geçirmeyin, bu dost uyarısını gerçekleştirin. Yoksa yazık edersiniz.