Yavuz Derinsoy

Yavuz Derinsoy

Arıtman da dindarmış!

Arıtman da dindarmış!

Karanlık güçlerin ve uzantılarının oynadığı "kirli oyunlar" artık çok çabuk deşifre oluyor.

İşte geçtiğimiz günlerde referandumda “Evet” çıkmasıyla üzerinde titizlikle durulması gereken kritik meseleler bir kenara itilip bir taşla iki kuş vurulmak istendi…

Fethin sembolü Ayasofya’da kilise ayini provokasyonundan bahsediyorum.

Yunan asıllı olan Chris Spırou ile Rumların ülkemiz aleyhine AİHM'de açtıkları bazı davaların avukatlığını üstlenen Rum Avukat Achilleas Dimitriadis önderliğinde gerçekleştirilmek istenen şu karanlık tezgahtan…

Masonik planlarla müthiş bir provokasyon olacaktı…

Ancak sağduyu devreye girdi ve kirli plan son anda rafa kalktı…

Vakit Gazetesi'nden arkadaşlar meseleyi Ayasofya Müzesi Müdürü Prof. İlber Ortaylı’yla konuşmuşlar.

Ortaylı kanun ve yasaların açık olduğunu, müzelere izinsiz girenlerin “hırsız” statüsünde değerlendirildiğini ve bunun da ciddi yaptırımlarının olduğunu söylüyor.

Zaten söz konusu kişilerin sahtekar, dolandırıcı, hırsız ve soyguncu olduklarını belirten Ortaylı onları “fazla ciddiye alınması gereken kişiler değil” diye nitelendiriyor.

Daha evvel Viyana, Berlin, Paris, Princeton, Moskova, Roma, Münih, Strazburg, Yanya, Tunus, Sofya, Kiel, Cambridge, Oxford gibi üniversitelerde görev yapan ve 17 dil bilen Ortaylı medeniyetlerin eserlere bakışını ele alan kapsamlı bir değerlendirme yapıyor.

Kurtuba ve Ayasofya örneğiyle Batı dünyasının ve bizim eserlere olan saygımızı mukayese ederek; “iki medeniyet arasındaki farkı” gözler önüne seriyor Ortaylı.

Batı’nın ele geçirdiği eserleri nasıl çirkinleştirdiğinden bizim ise eserlere nasıl güzellikler kattığımızdan bahsediyor.

Vakit’te aynı konuyla ilgili CHP İzmir Milletvekili Canan Arıtman’ın da değerlendirmeleri var…

Arıtman’ın görüşleri hayli ilginç…

Arıtman, Türkiye’de kiliseler ve müzeler üzerinden karanlık işler çevrilmek istendiğini anlatıyor…
Ayasofya'da ayin girişimini provokasyon olarak değerlendirirken, eşinin Rodos'ta yapılan sözkonusu ayine katılmadığını söylüyor…
 
Canan hanım, “Bana göre de, Ayasofya'da ayin girişimi bir provokasyondu. Türkiye üzerinde oyunlar oynanıyor. Bu girişim de bu oyunun bir parçasıydı. Ben de böyle düşünüyorum. Akdamar ve Sümela'nın ibadete açılmasına da tepkiliyim ben. Yanlış kararlardı bunlar. Provokasyonlara alet olunuyor bu şekilde. Ancak, Ayasofya'da ayin girişimi kararının kimler tarafından nerede alındığı konusunda bir bilgim yok. Bu karar gerçekten Rodos'ta gerçekleştirildiği iddia edilen Mason toplantısında da alınmış olabilir. Bilemiyorum. Ancak eşim bu toplantıya katılmadı” diye ekliyor.

Ayrıca Arıtman’ın, Yüzde 99’u Müslüman olan ülkede dinini özgürce yaşamak isteyen insanların sorunlarını hoşgörü ortamında çözebileceğini söylemesi kaydadeğer.

Arıtman açıkça inançlara saygı duyduğunu, insanların kendi inançlarını rahatlıkla yaşayabilmelerinin önemli olduğunu, başörtüsü sorunundan dolayı bu ülkenin çocuklarının yurtdışında eğitimlerini almak zorunda kalmalarının doğru olmadığını ve başörtülü olduğu için bir genç kızın okul servisinden indirilmesini tasvip etmediğini söylüyor.

Yaşamı boyunca inançlara saygılı bir aile olduklarından kendi yakın çevresinde de başörtülülerin ve dindar insanların bulunduğundan, kendisinin onlara saygı duyduğundan, kendisinin de inançlarını yaşama gayreti içerisinde olduğundan filan bahsediyor.

Yani demeye getiriyor ki biz de dindar insanlarız!

Ne diybiliriz ki?..

Bize zahire göre hareket etmek düşer…

Ancak bunlar güzel şeyler…

Güzel ülkeme yakışır!

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Yavuz Derinsoy Arşivi