Paşa ve zengin çocukları!
Son yıllarda terörle mücadele bölgesinde genelde fakir aile çocuklarının askerlik yaptığı konuşuldu.
Çoğu kez bu bilgilerin doğru olmadığı, yüksek kademedeki bürokratların ve zengin aile çocuklarının da askerlik görevini Türkiye’nin her köşesinde yaptığı söylendi.
Ne zaman bedelli askerlik gündeme gelse, bu sistemin vatandaşlar arasında eşitsizlik oluşturacağı ifade edildi.
Askerlik vazifesinin Türkiye’deki gençleri kaynaştırdığı, en fakir ailenin çocuğu ile en zengin aile çocuğunun beraberce askerlik yaptığı yazılıp çizildi.
Öyle ya bu sistem tahsilli bir genç ile tahsilsiz bir genci bir arada tutuyordu. Ama zaman geçtikçe kamuoyu farklı bir gerçekle karşılaştı. Bunların hepsi sadece teoride olan kurallardı.
Çünkü uygulama tamamen farklı idi.
Bedelli askerliğin karşısında yer alanlar ise zengin ailelerin ve yüksek bürokraside çalışan kişilerin çocuklarının zaten ayrıcalıklı şekilde askerlik yaptığını, bedelli askerliğin ise bu durumu değiştirmeyeceğini söylüyorlar.
Hatta terörle mücadelede şehit düşenlerin hep aynı ekonomik ve sosyal çevreden olduğu, bu durumun değişmesi halinde bile terörle mücadeleyi devletin çok daha hassas bir şekilde yürütüleceği düşünülüyor.
Bu tezlerinde çok da haksız sayılmazlar.
Basında, para ile çürük raporu alındığına dair haberler sık sık gündeme geliyor. Hiç bir paşanın oğlunun Doğu’da ve Güneydoğu’da askerlik yapmadığı da zaman zaman ifade ediliyor.
Doğru mudur bilinmez?
Ama bu bilgilerin doğru olup olmadığını Genelkurmay Başkanlığı kamuoyuna açıklayabilir.
Yukarıda ifade edilenler şu anda da devam ediyor.
Emekli Genelkurmay Başkanımız İlker Başbuğ’un oğlunun kısa dönem olarak Çanakkale’de askerlik yaptığını herkes bilir.
İlker Başbuğ’un o dönem oğlunu ziyaret etmek için İpekyolu seminerinin yapılacağı oteli Çanakkale’de seçtirdiği ve bizzat kendisinin de teftişe gittiği söyleniyor.
Şimdi de bir kuvvet komutanımızın oğlunun aynı şekilde Ankara’da asteğmen olarak SAREM’de(Stratejik Araştırmalar Etüd Merkezi) askerlik yaptığı iddia ediliyor.
Halbuki halk arasında şöyle bir düşünce var: Ailenin ikamet etiği yerde ve yükümlünün çalıştığı ilde askerlik yapılmaz.
Demek ki bu durum bu kuvvet komutanımızın oğlu için geçerli değilmiş.
Keşke bu durum sadece kuvvet komutanımızın çocuğu ile sınırlı kalsa.
Ama daha başka emekli ve muvazzaf paşaların da çocuklarına böyle kıyak askerlik yaptırılıyor.
Daha bunun gibi örnekleri çok rahat çoğaltabiliriz.
Çünkü şu an görevde olan ve adı Balyoz’da geçen bir paşamızın yakını ve emekli paşaların yakınlarına da kıyak askerlik yaptırıldığını biliyoruz.
Ama TSK ile milletimiz arasındaki gönül bağının incinmemesi için şimdilik bunları açıklamıyoruz.
Şu an hukuka sonuna kadar uymayı ilke edinmiş bir Genelkurmay Başkanımız var.
Milletimizin bu tür olaylarla ilgili Genelkurmay Başkanı’ndan bir açıklama beklemek hakkıdır zannediyorum.
Genelkurmay Başkanı Işık Koşaner, Paşa çocuklarının da zengin çocuklarının da aynı kuraya tabi olduğu, aynı şartlarda yarıştığı bir sistemin direktifini verebilecek mi?
Bekleyip hep beraber göreceğiz.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.