Dünkü yazımızdan alıntıyla başlayalım:
“Vatandaşın MHP’ye oy vermesi için birkaç sebep lâzım.”
¥
Evet lâzım.
Geniş kitleler, Ali’siz Alevilerin -yani ateistlerin- zincir oluşturduğu kurumların o yapılarıyla devam etmelerini savunan bir MHP’ye niçin oy versin?..
MHP’nin iktidar ortağı olduğu dönemi hatırlayın.
Yönetimi aynı olan MHP’ye niçin destek versin vatandaş?..
Kalan bankaların da içi, iktidarın gözü önünde boşaltılsın, milletin sırtına bir 100 milyar dolar daha yüklensin diye mi?..
Yurtdışından bir Ekonomiden Sorumlu Devlet Bakanı daha ithal edilsin diye mi?..
Faizler, 2001 rekorunu kırsın diye mi?..
Doğu Türkistan katillerine birer “Devlet Nişanı” daha verilsin diye mi?..
Resmi kurumların kapılarına “evcil havyanlar ve başörtülüler giremez!” yazıları asılsın diye mi?..
¥
Niye, niye?!
Bugünkü MHP yönetimine destek vermenin bir tek sebebi olabilir:
Daha çok kan akacak, İsrail-Ergenekon taşeronu PKK, Türkmenlerin “Haso-Hüso”larını katledecek...
Mukâbil kuvvetler de öbür tarafın garibanlarını götürecek...
Her iki tarafın “kelle” isimleri, fil dişi kulelerinde...
Para hesabı, oy hesabı!..
Evet bu...
MHP yönetiminin dahili iktidarı sürdürebilecek kadar oy alması, -MHP yönetimi bunu arzu etmese de işin doğası gereği- PKK eylemselliğinin devamına bağlı!..
Manzaraya bak:
PKK’nın güçlenmesi, MHP yönetimine yarar...
MHP yönetiminin güçlenmesi, PKK yönetimine yarar.
Benim güçlenmem, her ikisine de yaramaz!..
Ne biçim denklem lan bu!..
¥
Neyse kızma...
Coşma, coşturma...
Buraya kadar savdım, savurdum.
Bundan sonrasında müjdelerim var:
Bir: AK Parti-BDP -vesaire- temasları fena gitmiyor.
İki: ABD, PKK’yı önemli ölçüde ikna etmiş durumda. Vaziyet düzelme eğiliminde.
Üç: ABD, bu meyanda MHP ile CHP’ye de kollarını uzatmış bulunuyor. Daha doğrusu zaten mevcut olan kollarını hafiften sıkıştırmaya başlamış halde!..
Ve dört:
Bu ne denli müjdedir bilemiyorum.
Ben yine de yazayım:
Öcalan’la “Barış-Kardeşlik ve Dayanışma Komitesi”ni temsilen görüşmüş ve örgüt başını haylice ikna etmiş bulunan Araştırmacı Yazar İsmail Nacar, “Fikir Kulübüne” mensup bir grup arkadaşıyla birlikte yeniden harekete geçmiş...
İkiz kardeşler Bahçeli ve Kılıçdaroğlu ile temas trafiğini hızlandıracak ve her iki genel başkanı da “çözüme katkı” sağlamaya davet edecekmiş...
İlk temasları gayet verimli geçmiş...
¥
Bir zamanlar Abdullah Öcalan’la görüşüp, “devlet” adına arabuluculuk yapmıştı Nacar.
Ve hatta...
Öcalan’la görüşmesinin ardından, Merhum Başbuğ Alparslan Türkeş’i parti genel merkezinde ziyaret edip, konuştuklarını bir bir anlatmıştı...
Bu görüşmenin birçok canlı şahidi hayatta...
Merhum Türkeş, Nacar’la arkadaşlarına “Kanın mutlaka ve bir an evvel durması gerektiğini” söylemiş...
Ve de gayretlerinden dolayı tebrik etmişti.
“Öcalan’la temasa Türkeş’ten destek” haberi.
¥
Evet.
ABD, bir “uzlaşma” formülü için, BDP’nin düğmesine basmış durumda.
MHP ile CHP’de de basılacak düğmeler var!..
Araştırmacı-Yazar İsmail Nacar ile arkadaşları da, bu gidişe uygun ve de ABD’den bağımsız olarak harekete geçmiş söylenene göre.
İdeolojileri arasında zerre fark bulunmayan CHP ile MHP yönetimlerini, PKK sorununa çözüm için katkı sağlamaya ikna etmeye çalışıyorlarmış!..
CHP’den “olur” gelmiş...
MHP de olumlu bir noktadaymış...
“Göreceksin” diyor Sayın Nacar:
“MHP çözüme katkı sağlayacak. Merhum Türkeş -hâşâ- hain miydi ki; bizi Öcalan’la temas kurduğumuz için tebrik etti!..”
¥
İsmail Nacar, önümüzdeki günlerde CHP ve MHP Genel Başkanlarını ziyaret edip, düşünce ve tekliflerini bizzat dile getirecekmiş...
Derin Yazar bunu söyledi ve şöyle bitirdi:
“İsteyen istediği kadar gülsün. Sen de gül Serdar Bey!.. Önümüzdeki birkaç hafta içinde, Sayın Kılıçdaroğlu’nun, bilhassa da Sayın Bahçeli’nin ‘Kürt meselesi’yle ilgili politikalarındaki esnemeyi herkes görecek. O gün de ben gülerim!..”
Hayırlısı!..
YENİ BİR PROGRAM
Beyaz TV, geçtiğimiz yayın dönemine hayli iddialı girmiş, program kalitesini hayli artırmak suretiyle gündemde geniş yer almayı başarmıştı.
Reyting oranını da gün geçtikçe artıran Beyaz TV yönetimi ile hayli zamandır bir “program” üzerinde konuşuyorduk.
Sonunda, “Yüksek Gerilim”li bir program için anlaştık.
İnternet medyasında şu ifadelerle yer almış bu gelişme:
“Politikanın nabzının tutulacağı programda Vakit gazetesinin Ankara Temsilcisi Serdar Arseven’le Ergenekon uzantısı olduğu iddia edilen Türk Solu dergisinin sahibi Gökçe Fırat canlı yayında kapışacak.”
¥
Evet...
Hadise bu.
Kısmetse...
Önümüzdeki Pazartesi’den itibaren..
Her Pazartesi, 21.30’da Canlı Yayın...
Vakit ile Ergenekon her zamanki gibi farklı saflarda.