Havale Masrafları ve Merkez Bankası’nın kararı
Geçtiğimiz hafta bankacılık sektörü oldukça hareketli bir hafta geçirdi. Özetlemek gerekirse; Devlet Bakanı Ali Babacan’ın “bankalar eline düşeni affetmiyor” açıklaması ile gözler bankaların müşterilerinden aldıkları komisyonlara çevrildi. Bu açıklamanın ardından Ankara Ticaret Odası başkanı Sinan Aygün “Bankaların komisyon çarkı taksimetreden daha hızlı dönüyor” diyerek olayı somutlaştırdı. Çeşitli bankalardan şehir içi bir şubeden diğerine 1,000 TL havale yaparak bazı bankaların aldıkları havale ücretlerini açıklayan Aygün, aynı işlem için bankaların 10 TL ile 50 TL arasında ücret almasını eleştirdi ve “bankacılık hizmetlerinde maliyetle fiyat arasında bir ilişki bulunmadığı ortaya çıktı” dedi. Bankalara ikinci sürpriz ise Merkez Bankası’ndan geldi. Merkez Bankası, bankaların topladıkları 100 TL mevduatın daha önce 5 TL’sini kendi hesabına alırken (munzam karşılık) yaptığı açıklama ile bunu önce %5,5’e çıkardı ve ekledi “bundan sonra munzam karşılıklara faiz uygulamasına son verilmiştir”
Tüm bu gelişmeleri yorumlamak gerekirse, öncelikle havale, bankaların müşterilerine sunduğu bir hizmettir. Hizmetler fiyatlandırılması en zor ürünlerdir. Bankacılık sektöründe bu tür hizmetlerin fiyatlandırılmasında maliyet esaslı fiyatlandırma yapılmıyor. Bu yüzden 100 metre mesafedeki iki şubeye para transferi ile birbirine en uzak mesafede bulunan iki farklı ildeki şubelere para transferi aynı şekilde tek tarife üzerinden fiyatlandırılıyor. Peki fiyatlama neye göre yapılıyor: bankalar bu hizmetlerin fiyatlandırılmasında “lideri izleme” olarak adlandırılan yöntemi kullanıyorlar. Yani sektör lideri bankaların (İş Bankası, Garanti, Akbank ve Yapı Kredi) fiyatlamaları diğer bankalara örnek oluyor ve “dört büyükler”in fiyatlamaları diğerlerine baz teşkil ediyor. Geçtiğimiz hafta hararetli bir şekilde gündemde yer alan havale masraflarına bakıldığında bankaların 1,000 TL (kasadan kasaya) havale için aldıkları ücretlere göre üç gruplamadan söz edilebilir. İlki en az masraf alan bankalar, 10 TL-30 TL, Kuveyt Türk, Ziraat Bankası, Albaraka, Şekerbank, Bank Asya, Türkiye Finans ve Denizbank. İkinci grup orta derecede masraf alanlar,30 TL-45 TL, Vakıfbank, Halkbank, HSBC, ING, Fortis, Finansbank, Garanti ve İş Bankası. Son sınıflama ise en çok masraf alan bankalar, 50 TL-55 TL, Akbank, Yapı Kredi ve TEB. (21.09.2010 itibarıyla bankaların internet siteleri)
Bankalar, müşterilerden talep ettikleri ücret ve komisyonları şubelerinde ve internet sitelerinde duyurmak, ilan etmek durumundalar. Bankalarla çalışmak durumunda olan müşterilere düşen ise bankalar arasındaki karşılaştırmayı akıllıca yaparak etik çalışan, mümkün mertebe etik çalışmaya gayret edenleri diğerlerinin arasından ayıklamak ve tercihini doğru yapmak.
Merkez Bankası’nın faizleri Cumhuriyet tarihinin en dip noktasına çekmesiyle kar marjları iyiden iyiye daralan ve bu yüzden de komisyonlara yüklenen bankalar şimdilerde munzam karşılık oranlarının arttırılması ve Merkez Bankası’ndan aldıkları faizlerin kesilmesine karşı strateji geliştirmeye çalışıyorlar. Topladıkları her 100 TL’nin 5,5 TL’sini Merkez Bankası’nın hesabına yatıracaklar ve 2001’den beri bu paralar için aldıkları faizi de bundan sonra alamayacaklar. Katılım bankalarının alıp zaten gelir yazamadıkları bu faiz gelirinin kesilmesiyle mevduat bankaları geçen seneki karlarının neredeyse %5’ine tekabül eden yaklaşık 1 milyar TL’lik gelirden mahrum kalıyorlar. Bu gelişme üzerine bankaların mevduat maliyetlerini düşürmeleri gerekiyor, bundan sonra öncelik mevduat müşterileri yerine sendikasyon kredileri olabilir. Mevduatla kredi oranları arasındaki marjı tekrar arttırmaları da sürpriz olmayacak.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.