Avrupa ve Amerikan üniversi- telerinde Türk ve İslam kürsüleri (3)
2.1.3 Fransa’daki Şato Şino Enstitüsü
Fransa’da Fransa Müslümanları Ulusal Federasyonu’nun önemli üyelerinden İslam dinini kabul eden Daniel Yusuf Leclerq, İslamın ilkelerini öğretmek için özel bir İlahiyat Fakültesi kurulmasında ön ayak oldu. 1990’ın son aylarında Nievre’de satın alınan eski bir şato, İlahiyat Fakültesi olarak kuruldu. Daha sonra buranın ismi ‘Fransa İslam Araştırmaları Fakültesi’ne çevrildi.
Bu kurum 11 Eylül öncesi İhvan-ı Müslimin’in desteklediği kişiler tarafından kurulmuştur. Çok geniş bir araziye kurulan ve Mısır ile Suudi Arabistan’dan getirilen hocalarla Arapça eğitim veren bu kurum, Üniversite değil sadece Enstitüdür. Ancak 11 Eylül sonrası faaliyetleri aksamıştır. Resmen tanınmayan kurucular önem vermediği gibi, Fransa makamları da kanunen tanımamaktadırlar.
2.1.4 Fransa’daki İbn Sina İnsani İlimler Enstitüsü
Bu sadece bir enstitüdür ve resmi bir tanınmışlığı veya Üniversite olma özelliği bulunmamaktadır. Başkanlığını Muhammed Beşir isimli bir Fas’lı arkadaş yürütmektedir. (Ayrıntılı bilgi için bkz.www.avicenne.eu)
2.1.5 Viyana’daki İslam Akademisi
II. Abdülhamid Han’ın Avusturya İmparatorluğu ile yaptığı bir anlaşma gereği, Avusturya Anayasası hükümlerine göre bu Akademi kurulmuştur ve lisans eğitimi vermektedir. Şu anda Viyana Üniversitesi’ne bağlı hale getirildiği söylenmektedir. Tamamen resmidir ve bütçesi Avusturya hükümeti tarafından karşılanmaktadır. Ancak konu ile ilgili bazı tesbitleri yapmakta fayda vardır.
Avusturya’da İslamiyet resmi dindir ve Müslümanları temsil eden ve hatta İmam ve öğretmenleri atayabilen İslam Yüksek Kurulu bulunmaktadır. Hem başında Enes Şakfe’nin olumsuz tutumu ve hem de zamanında Türk Büyükelçiliğinin basiretsiz davranışları sebebiyle Akademi, gövdesi Türk ve başı Mısırlı bir kurum haline gelmiştir. Şu anda müsbet rüzgarların estiğini duymaktayız ve bize göre Avrupa’daki önemli kurumlardan biridir.(Ayrıntılı bilgi için bkz.www.avicenne.eu)
2.1.6 İngiltere-Scotland’daki El-Mektum Enstitüsü
Bu enstitü sadece master eğitimi veren bir kurumdur. Üniversite değildir ve Aberdeen Üniversitesi ile yaptıkları bir sözleşme gereği diplomaları Üniversite tarafından tanınmaktadır. Resmen tanınmış değildir. (http://www.almi.abdn.ac.uk/)
Bu arada rahmetli Zeki Bedevi’nin kurduğu ve ama resmi tanınmaya müracaat hakkı bile elde edemeyen İslami İlimler Fakültesini ve Şiilerin kurduğu bazı Enstitüleri de burada zikretmek gerekiyor. Ancak maalesef bunlar resmi tanınmayı hedef haline dahi getirmemişlerdir.
2.2 Batı Üniversitelerindeki İslam ve Türk Kürsüleri
Şunu belirtelim ki, Batı Üniversiteleri İslam ve Osmanlı’yı anlatmaya ve hatta üniversitelerde okutmaya yüzyıllar öncesinden başlamıştır. Ancak buradaki eğitim tamamen orientalist bir eğitimdir. Daha önceleri tamamen İslamın ve Müslümanların eksikliklerini aramakla meşgul olan ve bu yönde araştırma yapan bu kürsüler, son zamanlarda Müslüman talebe sayısının artması sebebiyle artık ilim adamlarına müsteşrik yani orientalist demek yerine, İslamolog veya Türkolog demeye başlamışlardır. Elbetteki İslam alemine faydalı olan bazı kıymetli eserlere de parmak basmışlardır. Leiden Üniversitesi hocaları tarafından hazırlanan İslam Ansiklopedisi ve bir de 8 ciltlik Hadis Mu’cemi bunların başında gelmektedir. Ancak özellikle İslam Ansiklopedisi Batı üniversitelerinin İslam ve Kur’an hakkındaki bütün menfi kanaatlerini taşımaktadır. Bu kürsüler mevcut üniversitelere bağlı bölümlerdir veya Enstitü şeklindedir.
Batı üniversitelerinde İslam bölümlerinde orientalist anlayış maalesef devam etmektedir. Hatta bu bölümler Batı hükümetlerinin düşünce merkezi olarak çalışmaktadır. Hükümetlerin siyasetlerine göre İslamiyet veya Türk Dünyası hakkında araştırmalar yapmaktadırlar. Bazı örneklerini zikredeceğiz. Ancak bu hükmü genelleme yaparak aktarmamak gerekmektedir. Çünkü çok objektif bilim adamları da bulunmaktadır. Ayrıca Müslüman nüfusun çoğalması sebebiyle bu kürsülere Müslüman bilim adamları da yerleşmeye başlamışlardır. Bunların da alet olanları da vardır, ilmin haysiyetini koruyanları da bulunmaktadır.
Bunların İslamiyet ve Türk dünyası açısından bazı olumlu ve olumsuz etkilerini aktarmak için sadece örnekler vereceğiz.
Kaldığımız yerden devam edeceğiz…
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.