Çocuğunuzu Ateşe Atar mısınız?
Peygamberimiz(sav) ashabıyla birlikteyken, “Bu anne sevgiyle öpüp kokladığı şu yavrusunu ateşe atar mı hiç?" diye sorar. Ardından da "hiç şüphe yok ki Allahu Teâlâ kullarına karşı, bu annelerin yavrusuna olan şefkatinden çok daha şefkatli ve merhametlidir.” buyurur.
Kuşkusuz hiçbir anne yavrusunu dünyada ateşe atamaz; duyduğu şefkat ve merhamet buna engel olur. Dahası, yavrusu için gerekirse kendisini feda eder. Ancak inanan insanlar karşılarındaki insanın ahiretini düşündükleri için, inanan anne de çocuğunun öncelikle ahiretini düşünmelidir.
Allah Kur'an'da, “Ey iman edenler, kendinizi ve yakınlarınızı ateşten koruyun ki onun yakıtı insanlar ve taşlardır... (Tahrim Suresi, 6) ayetiyle inananlara, öncelikle yakınlarını ahiret azabından sakındırmalarını buyurur.
Bugün toplumda birçok anne çocuğunu adeta ahiret ateşine atar gibi davranır. Çocuğuna Allah'ı tanıtmaz, ona Allah sevgisi ve Allah korkusunu öğretmez. "Henüz küçük, ilerde nasılsa öğrenir" diye düşünür ve Allah'ın yasakladığı davranışlarda bulunmasına ses çıkarmaz. Zaman ilerledikçe de çocuk çevresinden aldığı yüzlerce telkin nedeniyle gördüğü her şeye alışkanlık gözüyle bakar, yaratılışın delillerini göremez. Allah'a ve yaratmasına karşı duyarsız ve ilgisiz bir insan haline gelir.
Oysa çocuk doğduğu andan itibaren, öğrenme isteği içinde sürekli etrafını araştırır. Çocukluk döneminde gördüğü ve öğrendiği her yeni şeyden heyecan duyar. Bu süreçte çocuk için en önemli örnekler, anne - babası ve onların davranış biçimleridir. Eğitimde ilk aşama ailedir; çocuğun ilk öğretmeni de annesidir. Anne, çocuğunu yalnızca bedensel değil, ruhsal yönden yetiştirmekle de sorumludur.
Allah inancı çocuklara küçük yaşlarda öğretilmelidir. Dinin özü güzel ahlâktır. Allah’ın beğendiği üstün ahlâk özellikleri de, özellikle çocukluk döneminde şekillenmeye başlar.
Anne, çocuğuna öncelikle Allah’ın varlığını ve büyüklüğünü, kendisini Allah’ın yarattığını, tüm evrenin yaratıcısının Allah olduğunu ve O’ndan başka kimsenin hiçbir şeye güç yetiremeyeceğini anlatmalıdır.
Çocuğa rastlantılarla hiçbir şeyin meydana gelemeyeceği çok basit örneklerle anlatılabilir. Böylece çocuk, çevresini saran yaratılış gerçekleriyle bu muhteşem düzenin bir sahibi olduğu gerçeğine ulaşabilir. Evreni saran mucizevi güzellikler üzerinde bilgi sahibi olması, çocuğun bu apaçık gerçeği fark etmesini sağlayacaktır. Bu anlayışa sahip olan çocuklara, Kur'an ahlakının ve dinin anlatılması daha da kolaylaşacaktır.
Dini yeni tanıyacak çocuklar öncelikli olarak, Allah’a ve ahiret gününe iman konusunda bilinçlendirilmelidir. Allah'ın her şeyi gördüğü, bildiği, duyduğu, sahip olduğu her şey için O’na şükretmesi gerektiği, bir gün Allah’ın huzuruna gideceği ve dünyadaki tüm davranışları için hesap vereceği öğretilmelidir.
Kuşkusuz tüm bu hazırlıklar dua mahiyetindeki yapılır. Kalbe hidayeti verecek olan yalnızca Allah'tır. Ancak anne ve baba, ahlak, kişilik ve karakter özellikleriyle iyi birer örnek olurlar…
Bugün birçok anne, oruç tutabilecek yaş ve durumdaki çocuğunun, kendince ‘açlığa dayanamayacağı’ düşüncesiyle oruç tutmasına izin vermez. Ya da kendisi sabah namazına kalktığı halde çocuğunu ‘kıyamadığı için’ namaza kaldırmaz. Bu yanlış bir merhamet anlayışıdır; rahmani değil, şeytani bir merhamettir.
Merhamet anlayışı, Kur'an hükümleriyle çelişiyorsa, o şeytani bir merhamettir. İnsan kıstas olarak Kur’an’ı değil duygularını esas alıyorsa şefkat, merhamet ve acıma duyguları da Kur’an dışı ve sapkın bir biçimde yönlenir.
Bir annenin çocuğuna yapacağı en büyük iyilik, ona bütün gücün Allah’a ait olduğunu hissettirmek ve O’nu dost edinmesini sağlamaktır. Şayet çocuk inançlı ve tevekküllü yetiştirilirse karakteri sağlam olur. Ama tek güç sahibinin Allah olduğunu bilmiyorsa, yaşamı süresince insanlardan korkacak, insanları hoşnut etmeye çalışacak, onlardan yardım bekleyecektir.
Çocuk imanlı yetiştirildiğinde, bu onun tüm hayatını mutlu ve huzur içinde yaşamasına vesile olacaktır. Bu şekilde yetiştirilen bir çocuk, yaşı ne kadar küçük olursa olsun, olgun bir akla ve ahlaka sahip olur. Yaşadığı olaylar karşısında duygusal yıkıma uğramaz; olayların Allah'ın kontrolünde olduğunu bildiği için hoşuna gitmeyen bir şeyle karşılaştığında yakınmaz, tevekkül eder, güzel ahlak sergiler.
Unutmayalım, dinimiz bir çocuğun anlayacağı kadar açık ve kolaydır. Bu yüzden çocuklara Kur'an’ı okumak, ayetleri onlara açıklamak, Allah'ın beğendiği güzel ahlakı tanıtmak gereklidir.
Din ruhun gıdasıdır; çocuğun sağlıklı ve mutlu olmasını sağlayan ruhsal bir ilaçtır. Çocuğu Allah'tan ve imandan uzak yetiştirmek, onu dünyada sürekli olarak zarara uğratacağı gibi, daha da önemlisi ahiretini ve sonsuz cenneti kaybetmesine neden olacaktır.
Çocuğunuzu ateşe atar mısınız?..
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.