Pozitivist reform ve laikçi projeler neden tutmamış?
Asıl eğitici, terbiye edici, birleştirici unsur dindir. Dine, sadece Müslümanlar değil, bütün insanlık muhtaçtır. Çünkü, beşer dinsiz yaşayamaz.
Evet, dinsiz bir millet yaşayamadığı gibi, dinsizlik anarşiyi netice verir. Doğunun terakkisi de din ile mümkündür.
“Atatürk’ün reformları, Batı’da anlaşıldığı gibi din ile devletin basitçe birbirinden ayrılması değil, bu reformlar daha ziyade İslâm üzerinde devlet kontrolünü arttırmak üzere getirilmiştir. Devletin din konularında hiçbir yetkiye sahip olmadığı laik ülkelerdekinin aksine Atatürk laikliği, devletin İslâm kurumlarını doğrudan müdahele edebilmesini sağlayan bir seri yönetim mekanizması oluşturmuştur... (...) DP’nin İslâm konusundaki tutumu, 1950’lerin laik güçleri tarafından da büyük ölçüde etkileniyordu. İktidarda olmasalar bile, laik güçlerin, CHP, bürokrasi, ordu ve aydınlar üzerindeki etkisi devam ediyordu. 1
İstibdat, başka bir tehlikeye daha dâvetiye çıkardı: Hem jakoben laiklik uygulamaları, hem irtica yaftaları ve hem de resmî baskılar, vatandaşları başka arayışlara yönelttiğini söylemek kehânet değildir. Bir kısmı fanatizme, radikalizme kayarken, bir kısmı da uçlara, “siyasal İslâm”a kaydı. Cezayir İslâm Toplumu Hareketi lideri Mahfuz Nahnah’ın değerlendirmesinin bir maddesini tekrar buraya alırsak, “İslâm ülkelerinde, bir kısım grupların radikalizme, fanatizme kaymasının” sebebinin vakıa ile çakıştığını görürüz: Hükümet ve rejimlerin hegemonyaya varan her şeyi kontrol etme tutkusu. Banka, televizyon, ordu, ekmek akla gelen herşey buna dahildir. Bütün bunlar halkı patlama noktasına getiriyor...” 2
Yargıtay Başkanı Sami Selçuk da, sırtını biribirine dönmüş iki Türkiye varlığından bahseder: Biri halka dayanan ve herşeyi gerçekleştiren bir Türkiye... Buna karşılık herşeyi geriden izleyen, kendisinin üretip devletleştirdiği yazılı hukuka göre, halkı ile mahkemelerde sürtüşen, halkına güvenmeyen, hep içe doğru patlayan, yayılan, genişleyen birinci Türkiye’ye yetişemeyen, hastalık irisi hantal bir devlet... 3
Ne ilim, ne fikir adamları, ne de vatandaşların üzerinde uzlaştığı ant-i demokratik maddelerle dolu bir anayasa, ilga edilmesi gereken binlerce kanunlar ülkeyi, milleti ne hâle getirir?
Dipnotlar:
1- The Washington Post, 5 Mart 1989.
2- Aksiyon, 13-19 Kasım 2000.
3- Doç. Dr. Sami Selçuk, (6 Eylül 1999 Adlî Yıl açılış konuşmasından.)
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.