Siz kıymetli okuyucularımla sürekli iletişimden memnunum. Eksik olmayın, hak ettiğimden çok fazla ilgi gösteriyorsunuz.
Bugünden sonra, kısmet olursa her Cumartesi sizden gelenlere “cevap verelim” diyorum. Buyurun:
MÜZEYE MESCİD!..
MTA (Maden Tetkik Arama) Genel Müdürlüğü’ne bağlı Tabiat Tarihi Müzesi yakında tekrar ziyarete açılacak. Fakat onca odası olan binada mescit olmaması sıkıntılı bir durum. (İsmi mahfuz)
Cevap veriyorum: Meseleyi telefonla halletmek istemedim. Kısmetse pazartesi mahalline gideceğim. Bakalım.
ET VE PEYNİRDEN NE HABER!..
Başka konu yokmuş gibi yok türban vs... Çarşı pazardan haberiniz mi yok? Tuzukurulardan mısınız?.. (Meral Evizi)
Cevap veriyorum: Meral Hanım, tuzukuru gazetecilerden olmadığımı ima ediyorsunuz. Evet, öyle. Ne diyelim, yüzde yüz haklısınız. Öyle dalıp gidiyoruz ki; çarşı pazar meseleleri ihmale uğruyor. Gerçi, suçumuzu hafifletebilecek yazı dizilerimiz filan var ama... Yetmez!.. Elimin altında “ette gavur oyunu” dosyası var. Onunla uğraştığımı belirteyim!.. Ve özrümü dileyeyim. Dar gelirlinin, küçük vatandaşın, bilhassa küçük esnafın durumu gittikçe kötüleşiyor. Mahalle aralarında nalbur kalmadı neredeyse.
MUHTEREM KAZAN’IN SÖZLERİ
Muhterem Şevket Kazan, CHP Genel Sekreteri Önder Sav ile yapılan görüşmeyi açıklarken, “Ne yapmışım ben? Allah’a, Peygamber’e küfür eden Önder Sav’ın ayağına gitmişim. Sav’ın hakaretinden haberim yoktu. Olsaydı ona göre hareket ederdim” demiş. Siz ne diyorsunuz? (Nihat Usta)
Cevap veriyorum: Önder Sav’ın İslâm’a hakaretleri Türkiye’nin gündeminde haftalarca yer tuttu. Sonrasında “Yes-No” meselesinden dolayı yer yerinden oynadı. Muhterem Kazan, ‘Benim haberim yoktu’ diyorsa, söylediğine inanmak boyna borç!.. Şimdi... Hakaretleri öğrendi ya... Beklentimiz, Sav’ı arayıp gerekli tepkiyi ortaya koyması. Böyle bir şey söz konusu olursa memnuniyetle yazarım.
BİR KIZ SEVDİM AMA!..
Üniversiteden bir kız sevdim, başını kapatmak istemiyor. Ben de Allah’ın emrine uymayan biriyle evlilik yapabilir miyim, bu işin sonu var mı diye düşünüp duruyorum. Başını örtmemekte ısrarlı olursa ne dersiniz, vazgeçeyim mi bu sevdadan?.. (İsmi mahfuz)
Cevap veriyorum: Mektubunda ayrıntı olmadığı için bir şey söylemem mümkün değil. Hanımefendi, içinde bulunduğu şartlardan dolayı örtünemiyor olabilir. Ne yapman gerektiğini kısmetse “ulemaya sorup” sana bildirebilirim. Ve bir de şunu ifade edebilirim: Sevgi, kolay terk edilebilecek bir güzellik değil. Aşkının kıymetini bil. Acele etme, çok baskı yapma.
HER AY KESİYORLAR!..
Yaklaşık 5-6 yıldır Garanti Bankası ile çalışmaktayım. Hesabımı ilk açtırdığımda bankadaki bayan otomatik ödeme talimatı vermem durumunda yılda iki kez alınan hesap işletim ücretinin alınmayacağını söyledi. Ben de öyle yaptım. Ama ikinci yıl kesinti oldu. Bankamla görüştüm, “haklı müşteri hattı”na yönlendirdiler. Buraya çok sayıda e-mail gönderdim, 2 hafta sonra beni telefonla aradılar. Durumu anlattım. Bana aynen şu cevabı verdiler: “2 adet otomatik ödemeniz olması zorunludur. Bu size bildirilmeye çalışılmış ama ulaşılamamış!..” Ben de aynen şu cevabı verdim: “Cep telefonum 24 saat açık. İşyeri telefonum da öyle. E-mail adresim 24 saat açık, her saat bakarım. Ne cep telefonuma, ne iş telefonuma, ne de mail adresime bilgi gelmedi.” Bunları söyledim ama sonuç değişmedi. Ben de 300-400 tane mail attım. Kesinti 3 gün sonra hesabıma iade edildi. Bu böyle halledilmişken, şimdi hesabımdan yine işletim ücreti alındığını gördüm. Her ay benden para kesecekler. Ben şimdi kime başvurabilirim? Derdimi kime anlatabilirim. (İsmi mahfuz).
Cevap veriyorum: Karşındaki “Aradım ama ulaşamadım” diyorsa, haklılığınızı ispat için mahkemeye başvurmaktan başka çare yok!.. Uğraşırsanız, aylık 3.5 liralık kesintiyi geri alabilirsiniz!.. Durum bu olduğu halde hakkınızı aramak için yüzlerce mesaj göndermenizi, kesintinin yüz misli gideri göze almanızı takdirle karşıladım. Sizin için Garanti’yi de ararız... Hizmette sınır yok zira!..