29 Ekim ve CHP
CUMHURBAŞKANI Gül, 29 Ekim Cumhuriyet resepsiyonlarındaki türban yasağını kaldırdı. Bu yasak zaten Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer’in özel bir uygulamasıydı. Hatta milletvekillerinin eşlerini izlettirip başı kapalı olduğu anlaşılanlara eşsiz davetiye gönderilmesi ve karışıklık olduğunda başörtülü vekil eşlerinin Köşk’ün kapısından geri çevrilmesi gibi nezaketsiz davranışlar olmuştu.
Sezer’den önce Çankaya’da böyle bir sorun yoktu. Sezer’in ilk döneminde de türbanlı kadınlar Cumhuriyet resepsiyonuna katılmış, Sezer de onlarla tokalaşmıştı.
Sezer’in sonradan çıkardığı ayırımcılık, nezaketsiz bir istisna idi. Gül bu istisnayı kaldırdı, olağan kurala dönüldü.
“Askerin tepkisi”ni dikkate alarak uygulanan “çift resepsiyon” da bir anomali idi; Gül şimdi normal tek resepsiyon uygulamasına geçerek normale döndü.
Bu durumda “askerin tepkisi”ni CHP mi temsil edecek?!
Asker tepkisini temsilen!
Ordu-CHP yakınlığı hakkında, bu partiye oy vermeyen halk çoğunluğunda yaygın bir görüş var zaten.
Uzun yıllardan gelen bu imaj sebebiyle CHP bir türlü kabuğunun dışına çıkamıyor, yüzde 20’nin etrafında dolanıp duruyor.
Kılıçdaroğlu bu kabuğu kırmaya çalışıyor...
Kılıçdaroğlu’nun açılım çabası toplumda sempati de topluyor.
Tam da partinin lideri bunun için gayret ederken, CHP’li Muharrem İnce tuhaf ama çok önemli bir açıklama yaptı; CHP resepsiyona katılmayacakmış!
CHP hâlâ bu kafadaysa, hâlâ “askerin tepkisi”yle özdeşleşmekten kurtulamıyorsa, toplum niye CHP’yi iktidara getirsin?
Tabloyu gayet iyi gören Kılıçdaroğlu, “29 Ekim’e daha çok zaman var” diyerek durumu düzeltme yollarını arayacağını ortaya koyuyor.
CHP gibi bir partide Kılıçdaroğlu neyi ne kadar değiştirebilecek?
“Toplumun büyük çoğunluğunu dışlamak” CHP’nin genlerinde vardır ve Türkiye bu yüzden çok sıkıntılar çekmiştir.
Cumhuriyet resepsiyonunu, Cumhuriyet Bayramı protokolünü türbanlı kadına yasaklamak, hem kadına karşı kaba bir saygısızlıktır, hem Cumhuriyet’in kapsayıcı olmasını engelleyen bir akıl dışılıktır.
Allah Kılıçdaroğlu’na kolaylık versin.
Oktay Ekşi’nin eleştirisi
Oktay Ekşi dünkü yazısında benim bir eleştirimi eleştiriyor. Oktay Ekşi yakın tarihimizde CHP çizgisini, ben Demokrat Parti çizgisini doğru buluruz; bugüne bakışımızda da farklılıkların olması tabiidir...
Yadırgadığım tek husus, Oktay Ekşi’nin hâlâ İran olma tehlikesinden bahsetmesidir. Benim “Osmanlı’da ve İran’da Mezhep ve Devlet” adlı kitabımın yeni baskısı yapılıyor. Çıktığında Oktay Bey’e de göndereceğim. Şimdi merhum Ahmet Taner Kışlalı’nın yazdıklarını hatırlatmak istiyorum sadece:
“Türkiye ile İran hiç benzemiyor. Ne geçmişte benziyordu ne de bugün... Bu gerçeği kavramakta zorluk çekenlerin, Taha Akyol’un Osmanlı’da ve İran’da Mezhep ve Devlet kitabını dikkatle okumalarının tam zamanıdır.”(Cumhuriyet, 16 Temmuz 1999)
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.