Fatih Çekirge ile Ermeni meselemiz -ll-
Sayın Çekirge!
Bizim, okumuş yazmış, yüksek tahsil diploması almış vatandaşlarımızın çok büyük bir kısmı, sanıyorlar ki Türkiyeli Ermeniler, işlerinde güçlerinde çalışırlarken, çok mâsumane bir hayat sürerlerken, Türk asıllı askerler ve siviller, bir milyondan fazla mâsum Ermeni’yi sebepsiz yere katletmişlerdir.
Bizim bazı aydınlarımızın böyle düşünmeleri, kulaklarını sadece Ermeni kaynaklarına uzatmalarındandır. Gözlerini tarihî belgelerimiz, ciddi eserlerimiz karşısında yummalarındandır. Biliyor musunuz biz, dünyada, en az okuyan milletlerin başında bulunuyoruz. Bizim altımızda, Orta Doğu İslâm ülkeleri, onların altında Afrika toplulukları ile Avustralya’nın kahverengi derili Aborjinleri uyuklamaktadırlar.
Ben burada size, Başbakanlık Devlet Arşivleri Genel Müdürlüğü tarafından dört cilt hâlinde çıkarılan ERMENİ İSYANLARI isimli çok önemli bir eserden bahsetmek istiyorum. Tamamen resmî belgelere dayanarak hazırlanan ERMENİ İSYANLARI‘nın birinci cildi 456 sayfadır ve 1878-1895 yılları arasındaki Ermeni ayaklanmalarını ortaya koymaktadır. İkinci cilt 502 sayfadır ve 1895-1896 yıllarının Ermeni isyanlarını anlatmaktadır. Üçüncü cilt 520 sayfadır ve 1896-1909 yılları arasındaki Ermeni isyanlarıyla doludur. Dördüncü ciltte ise, 1909-1916 yıllarındaki Ermeni ayaklanmaları ve çok kanlı vahşetleri 505 sayfada sıralanmaktadır. Görüldüğü gibi Osmanlı Arşivleri Daire Başkanlığımız, tamamen resmî belgelere dayanarak, Ermeni isyanlarını 1.983 sayfalık dev bir eserle ortaya koymuştur. Ayrıca, yine aynı dairenin OSMANLI BELGELERİNDE ERMENİLERİN SEVK VE İSKÂNI isimli 1.224 sayfalık bir mükemmel, bir muhteşem eseri daha var ki, bana göre her Türk’ün mutlaka görmesi, okuması, üzerinde düşünmesi gereken bir çalışmadır.
Sayın Fatih Çekirge!
Dünyanın en ebleh bir devleti bile 1915 yılında, dokuz cephede çarpışırken, bir de içindeki vatandaşlarıyla boğuşmak aptallığına girişmez.
Ben, Atatürk üzerine yazılan kitaplardan sadece seksen yedi tanesini okuyabildim. Atatürk, Millî Mücadele tarihimizin kayıtsız-şartsız lideridir. Atatürk olmasaydı, Türkiye 780.000 km2 olmazdı. Ama Kâzım Karabekir Paşa olmasaydı, Mustafa Kemal de Atatürk olamazdı. Kâzım Karabekir Paşanın İSTİKLÂL HARBİMİZ isimli çok önemli bir kitabı var. 1.171 sayfa. İSTİKLÂL HARBİMİZ‘de anlatılanlar, BÜYÜK NUTUK‘ta yazılanlardan farklı olduğu için, o kitabı toplatıp külhanlarda yaktılar ve Karabekir Paşa’yı, 1938 yılına kadar, evinde göz hapsinde tuttular. Karabekir Paşa, İSTİKLÂL HARBİMİZ kitabının 897. sayfasında diyor ki: “30 Teşrini evvelde, Üçler Tepesindeki tarassut yerinden idare ettiğim bir taarruz ile, Ermeni ordusu, 3 saat içinde perişan oldu. Sıkı takiple, şark cephesindeki tabyaları işgâl ettik. 3.30’da ben, karargâhımı Kars’ta kurmuş bulunuyordum. Akşama kadar istasyonda, karargâhımda toplanan esirler şunlardı: 3 general, 6 miralay, 12 kaymakam (yarbay), 16 yüzbaşı, 59 mülazım, 16 sivil memur, 12 zabit vekili, 4 zabit namzedi. Esir askerlerin sayısı, 1.150 idi. Sayılan Ermeni ölüsü, 1.110 idi. İstifade olunacak; 337 top, tamire muhtaç: 339 top, külliyetli makineli tüfek, her türlü mermi ve mühimmat, harp alâtı, projektör vs. idi. Esirler arasında, Harbiye Nâzırı Araratof, Erkânı Harbiye-i umumiye Reisi Vekilof, Kars Kale grup kumandanı Primof, bir de sivil nâzır vardı.”
Sayın Çekirge! Karabekir Paşa, eğer o savaşta Ermeni ordusunu yenmeseydi şimdi Kars ve Van şehirlerimiz, Ermenistan toprağında bulunacaktı. 1915 Ermeni olaylarında, bizim milyonda bir bile suçumuz yoktur. Size yine yazacağım. Saygıyla!
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.