Madem evinizi krediyle satın alacaksınız…
Satın alınacak şey ne olursa olsun bunu satın almanın en kestirme ve en rahat yolunun mevcut maddi birikimle olacağına şüphe yok. Yeterli maddi güce kavuşmadan dış destekle satın alınacak her şeyin ekstra bir maliyeti külfeti olacaktır, bu dış destek aileden yahut yakın bir dosttan alınacak değilse tabi. Günümüzdeki tüketim alışkanlıkları bizleri maalesef maddi gücümüz olmasa dahi bazı harcamalara itiyor, iç sesimiz çoğumuza “kendini bundan mahrum bırakma, borçlanarak al, tüket, kullanmaya başla, akabinde bir şekilde ödersin” diye fısıldıyor.
Bir ev satın alarak ev sahibi olmak şüphesiz ev sahibi olmayan herkesin bir gün mutlaka gerçekleştirmeyi düşündüğü, bunun için çalıştığı, ulaşmak istediği tatlı bir hedeftir. Bu minvalde, yeterli birikimi olmadığı halde kendince bazı sebeplere istinaden konutunu krediyle alacaklara konut kredisi kullanımı hususunda bazı ikazlarda ve yönlendirmelerde bulunmakta fayda var.
Yazımız bir mevduat bankasından kredi yahut bir katılım bankasından fon kullanarak ev satın almayı düşünenlere, buna karar vermiş olanlara hitap ediyor. Yani yeterli birikimimiz yok ve buna rağmen dış destek olarak bu kurumlara başvurup kredi kullanmaya hazırlananlar, bunu planlayanlar. Tasarruflarımızla ev almaya hazır olmadığımız malum, peki krediyle ev almaya hazır mıyız? Bu sorunun cevabı için kendimize mini bir test yapmak durumundayız:
1-Aylık düzenli ve yeterli bir gelirimiz var mı? Düzenli bir gelirimizin olması ve bu düzenli gelirin kredi süresince (5 yıl, 10 yıl!) elde edilmesine kesin gözüyle bakabiliyor muyuz? Maaşlı çalışmıyorsak ve düzenli bir gelirimiz yok ise, kazandığımız 3 aylık paranın toplamı sürekli belli bir seviyenin üzerinde kalabiliyor mu? Aydan aya değişse de, her 3 aylık toplam kazancımızın en az 5,000 TLolması gibi.
2-Kredi geçmişimiz düzgün mü? Bankaların kredi kartı, kredi, çek ve senet kullanan kişiler hakkında istihbarat imkanı son derece geniştir. Bir bankadan alarak kullandığımız kredi kartımızın ödemelerini ne ölçüde düzenli yaptığımızı tüm bankalar görebilir. Özellikle yakın geçmişte ödenmemiş bir çek, senet, zamanında ifa edilmemiş bir kredi borcu yahut kredi kartı borcu, kredi alırken mutlaka karşımıza çıkacak ve kredi almamızı olumsuz etkileyebilecektir.
3-Belli bir miktar birikimimiz var mı? Satın almayı düşündüğümüz evin değerinin en az dörtte biri kadar birikimimiz olması gerekiyor. Zîra bankaların çok büyük bir kısmı sadece konutun değerinin dörtte üçü kadar kredi verirler. Konutun değeri kadar (%100 finansman) kredi veren bankalar var ise de bunların kredi oranları daha yüksek olmaktadır. Bu da ödemelerimizi ağırlaştıracak, bizi zorlayacaktır. %100 finansman yerine biraz daha sabırlı olup peşinatı biriktirmek her halûkarda daha mantıklı bir yaklaşımdır.
4-Paramız var ancak buna rağmen kiramızı, faturalarımızı, senetlerimizi vs zamanında ödeyebiliyor muyuz? Unutmamak gerekir ki paramızın olduğu durumda da borcun ödenmesi kadar, borcu zamanında ödeme alışkanlığı da çok ama çok önemlidir.
5-Zor zamanımızda ailemizin bize maddi yardımda bulunma durumu var mı? İşlerimizin geçici olarak bozulması, belli bir dönem işsiz kalmamız halinde bize, borçlarımızla birlikte, ellerinden geldiği kadar sahip çıkabilecek maddi imkânı ve isteği olan bir ailemizin olması, kredi kullanım aşamasında, krediye resmi kefil olmasalar dahi fırtınalı günlerde perişan olmamak için önemlidir.
Mini testimizdeki ilk iki soruya hayır demek zorundaysak zaten banka bize kredi vermeyecektir. Sonraki üç sorudan her hangi birisine hayır demek durumundaysak da evdeki bulgurdan da olmamak için krediyi kullanmadan evvel bir daha düşünmekte kesinlikle fayda var.
Kredi kullanmakta kararlı olanlara bazı önerilerde bulunmakta fayda var. Öncelikle asla sadece kredi oranları üzerinden karşılaştırma yapılmamalıdır. Kredinin gerçek maliyeti 10 yıl boyunca yapacağımız tüm ödemelerin toplamıdır. Karşılaştırmayı bu meblağ üzerinden yapmak doğru olandır. Bir konut kredisindeki masrafları dört ana başlıkta toplayabiliriz:
1. Ekspertiz Ücreti. Konuta giderek hem evi hem de tapudaki belediyedeki kayıtlarını vs inceleyecek eksper için 400 TL - 500 TL arasında bir defaya mahsus alınan ücrettir (100 metrekarelik şehir içindeki standart bir ev için)
2. Dosya Masrafı. Proje komisyonu, operasyon ve istihbarat ücreti vb isimler altında kredi tutarının yaklaşık %1 - %2’sini bir defaya mahsus ödememiz gerekecek.
3. Konut ve DASK Sigortaları. Yıllık kabaca 350 TL civarında ödeme yapmamız gerekecektir (10 yıl boyunca toplam 3 bin 500 TL ödenmiş olacak)
4. Hayat Sigortası. Aslında kanunen zorunlu değildir. Tüketicinin korunması hakkındaki kanun açıkça “bir malın satılması başka bir malın satılmasına bağlanamaz” demekteyse de bankalar müşteriyi zorlayarak hayat sigortası yaptırmadan kredi vermeyebilmekteler. Sıkı bir pazarlıkla hayat sigortası yaptırmamak 100 bin TL’lik 10 yıl vadeli konut kredisinde bize 5 bin TL ile 7 bin 500 TL arasında bir tasarruf sağlar. (Katılım Bankaları, çalışma prensipleri gereği hayat sigortası yaptırmazlar)
Tüm bu masraflar için kredinin vadesi boyunca ödeyeceğimiz tutarların toplamları üzerinden karşılaştırma yapmak en doğrusudur, sadece kredi oranına bakarak karşılaştırma kesinlikle yanıltıcıdır. En nihayetinde bunu çok kısaca örnekleyerek yazımıza son verelim.
Hayat sigortasını zorunlu tutan bir bankadan 100 bin TL, 10 yıl vadeli, aylık %0,89 oranla kullanacağınız kredi için 10 yıl boyunca tüm masraflar dahil 176 bin TL ödemiş olacaksınız.
Hayat sigortası yaptırmadan bu krediyi kullanmanıza izin veren bir bankadan ise krediyi aylık %0,95 oranla dahi kullanmış olsanız 10 yıl boyunca tüm masraflar dahil 173 bin 500 TL ödemiş olacaksınız.
Tüm bu bilgiler ışığında ev satın alma kararımızı, satın alma şeklimizi, krediyle almakta kararlıysak da en azından doğru kurumu seçmek konusundaki yöntemlerimizi yeniden gözden geçirmekte fayda var.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.