MİLLİYET gazetesinin dünkü “Kuşkuyu giderin” manşeti üzerine Adalet Bakanı Sadullah Ergin aradı. Kendi değerlendirmesini anlattı.
HSYK seçimleri üzerine iki yönlü kuşku oluşmuştu:
-HSYK seçimlerinde Adalet Bakanlığı ‘kendi listesini seçtirmiş’ miydi? HSYK’nın iç bünyesindeki seçimler nasıl olacaktı? Bir ’taraf’ta olan HSYK ‘öbür taraf’a mı geçiyordu?
-YARSAV ve aynı çizgideki kişiler ‘Bakanlık müdahale etti’ diyorlar... YSK’nın adli denetimi altında yapılan seçimlere nasıl ‘müdahale’ edilebilirdi? Bu açıklanmalıydı, ‘kuşku’ HSYK’ya sıçratılmamalıydı.
Dün CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu da “kendi adaylarını seçtirdiler” diye konuştu. Bu “seçtirme” nasıl olmuştu? Oy kabinlerinde gizli kamera mı vardı? Oyların sayımında hile mi yapılmıştı? Bu konuda hiçbir açıklama yok.
Dün Adalet Bakanı’nın telefonda yaptığı açıklamalar şöyle...

‘Biz çoğulculuk istedik’
Bakan Ergin, kendilerinin HSYK’da “çoğulcu bir yapı” istediklerini anlatıyor:
- Bu amaçla anayasa değişikliğinde ‘bir kişinin bir adaya oy vermesi’ ilkesini benimsemiştik. YARSAV o zaman bunu ‘tuzak’ diye niteledi. CHP açtığı davada bunun da iptalini istedi! Ve Mahkeme iptal etti. Ben o gün ‘çoğulculuk iptal edildi’ diye eleştirmiştim bunu. Seçimlerde ‘listeler’ sorununun ortaya çıkmasının sebebi budur. Biz değiliz.
Ve Bakan ilginç bir değerlendirme yapıyor:
- HYSK seçimlerinde 5000-5500 oy alamayan seçilemedi. Halbuki bizim öngördüğümüz ‘bir adaya bir oy’ ilkesi iptal edilmeseydi HSYK’ya muhakkak YARSAV’ın desteklediği adaylar da seçilecekti, Demokrat Yargı’nın bir iki adayı da seçilebilirdi. Biz o şekilde düşünmüştük, kendileri iptal ettirdiler.
Sadullah Ergin 14 Mayıs günlü Milliyet ’i kaynak göstererek, “çoğunluğun iptali için YARSAV ve CHP iptal davasını beraber hazırladılar” diyor.
Bu konuda Bakan yanlış söylüyor diyebilecek bir hukukçunun çıkacağını sanmıyorum. “Tek adaya tek oy” ilkesinin iptalini YARSAV da CHP de istemişti.
Muhtemelen yargı tabanındaki “çoğunluğun” YARSAV doğrultusundaki adayları seçeceğini düşünmüşlerdi.
Aksi oldu...
Bakan, seçimlerin yargı denetiminde yapıldığını hatırlatarak “nasıl müdahale etmişiz, açıklasınlar” diyor.

Yüksek Yargı’da çoğunlukçuluk
Bakan Ergin’e sordum: Başlangıçta ‘çoğulcu’ düşündüğünüz halde, baktınız ki listeler yarışacak siz de liste yaptınız, denilemez mi? Liste yapılmasaydı nasıl ‘tulum’ kazanırdı bu isimler?
Bakan’ın cevabı:
Biz liste yapmadık. Adaylar arasında kendiliğinden dayanışma oluştu. Bunu YARSAV da yaptı. Birçok aday illeri gezdi, işbirliği yaptılar. Oy grupları böyle oluştu. Benim memleketim Hatay’da da YARSAV panel düzenledi, kendi adaylarının seçilmesini telkin etti...
Bakan sözü yüksek yargıya getiriyor:
- Bugün Yargıtay’da çoğunluğu temsil eden 126 üye, Anayasa Mahkemesi’ne, HSYK’ya üye seçiyorlar, 120 oy alan seçilemiyor. ‘Çoğunlukçuluk’ budur, buna niye itiraz edilmiyor! Biz bütün yargı seçimlerinde çoğulculuk olsun istemiştik.
Dünkü yazımda “tarafsızlık” vurgusu yaptığımı hatırlatan Bakan, “HSYK tarafsız çalışacaktır, bundan kimsenin şüphesi olmasın” diye ekledi.

HSYK’da iç seçimler?
HSYK’da yapılacak iç seçimlerde Bakanlığın tavrı ne olacak?
Ergin’in cevabı:
- Bakanlığın bir tavrı olmaz, olamaz. Çünkü üç daireye hangi tür adayların seçileceği yasayla bellidir, dağılım yasayla tespit edilmiştir, bunu değiştirmek mümkün değil. Seçimi de genel kurul yapacak...
Yasaya göre, her daire mutlaka karma üyelerden oluşuyor, bir kanaldan gelen üyeleri bir dairede toplamak mümkün olmaz gerçekten...
Bakan’ın açıklamaları böyle.
Şunu da ben belirteyim: Seçim sonuçlarına kızanlar ‘taban’daki 11 bin hâkim ve savcı kitlesinde ‘tavan’a karşı nasıl bir tepki birikimi olmuş ki bu sonuçlar ortaya çıktı diye ‘analiz’ yapsalar daha ‘akılcı’ davranırlar.
YARSAV olağanüstü kurultayında asıl bunu irdelemeli.