Genelkurmay'ı dâvâ ediyorum, avukatım da Özdemir Özok!..
İsmini hatırlamasanız da…
Şu sözlerini bilirsiniz:
“İmam hatip lisesinde okumuş bir insanın Türkiye’de Başbakan olmasını, ben Özdemir Özok olarak, hiçbir şekilde içime sindiremem!..”
İşte bu sözlerin sahibi…
Türkiye Barolar Birliği Başkanı Özdemir Özok’la, işbirliğine gidiyoruz…
Al sana diyalog…
Al sana mutabakat!..
•
Bakın, nasıl gelişti süreç...
Anlatayım…
TÜSİAD’ın resepsiyonunda rastladık, Özok’a…
Yanında, Meclis Adalet Komisyonu’nun AK Partili Başkanı Ahmet İyimaya vardı.
Hoş beş…
“Sayın Özok” dedik:
“Röportajı okudum. ‘Hukuk adamlığıma siyaseti bulaştırdığımı söylesinler, anında istifa ederim’ diyorsunuz. Çok iddialı bir söz değil mi?..”
Sayın Başkan kendinden bir hayli emindi:
“Hodri meydan” dedi:
“Hukuka siyaset bulaştırdığımı söyleyen çıksın, beni istifa ettirsin!..”
Aklımızda bir dizi örnek vardı.
Sadece birini…
“Bilimi bile siyasallaştıran Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi Rektörü Yücel Aşkın’a nasıl sahip çıktığını” hatırlattık.
Gülümsedi…
“Bak Serdar kardeşim”le başladı…
Şöyle devam etti:
“Sayın Aşkın’ın bir hukuki meselesi olmuş. Bizden yardım talep etmiş. Hukukçu olarak, resmen PKK’lı olmayan her adamın derdine koşmak durumundayız. Değil mi, Ahmet bey. Değil mi Serdar kardeşim?.. Biz ayrım yapamayız ki!..”
Bunları, Barolar Birliği Başkanı’nın ağzından duymak ne güzel…
Bir süre önce de, “Ne yapalım, yüzde 47’yi almış adam. Saygı duymaktan, tebrik etmekten başka ne yapabiliriz ki” demek suretiyle “gelişmekte olduğunu” göstermişti Sayın Özok…
Şimdi ise… Bir adım daha ileri gidiyor… Ve…
“Ben adam ayırt etmem. Dindarmış, laikmiş… Beni ilgilendirmez. Ben hukuk adamıysam hukuku esas alırım” diyor.
Müthiş!..
E, madem böyle bir yol açılmış…
Girmemek olur mu?..
Sayın Başkan, hukuki meselelerde ne kadar “tarafsız” olduğunu ballandıra ballandıra anlatınca…
Bir talepte bulunduk kendisinden:
“Ya Sayın Başkan; hazır tarafsızlığınız gündeme gelmişken… Benim de bir sıkıntım var!..
Bir dava açmak istiyorum.
Barolar Birliği Başkanı’nın müvekkili olmak bana güç verir.
İşte teklif: Avukatım olur musunuz?!.”
Hadi bakalım…
Bir Vakit yazarı… Hem de Özdemir Özok gibi bir radikal laikçiden, avukatlığını üstlenmesini istiyor!..
•
Sayın Başkan, şaşırdı haliyle…
Öyle “pat” diye “tamam” diyemezdi.
“Hayır” demek de olmazdı…
Ara formülü denedi:
“Buyurun, misafirim olun orada konuşalım bunları.”
Doğrusu, uzatmayacaktım.
Lâkin, Sayın Ahmet İyimaya,
“Ya Serdar, beni de merak ettirdin, kime dava açacaksın, problemin nedir?” deyince…
Anlatmaya mecbur kaldım:
“Efendim…
Biliyorsunuz;
Genelkurmay Başkanlığı’nın bir akreditasyon uygulaması var.
Asker, medya organlarını ‘akredite olanlar ve olmayanlar’ ayrımına tabi tutuyor.
Akredite olanlar basına açık etkinliklerini izleyebiliyor, diğerleri engelleniyor!..”
Hem Sayın İyimaya hem de Sayın Özok dikkatle dinlerken sözlerimi…
Özok’a dönerek devam ettim:
“Sayın Başkan;
Sizce bu yaptıkları hukuka uygun mu?..”
Ben hep derim:
“Özdemir Özok farklı bir solcudur.
Yeri ve zamanı geldiğinde, her kişinin ve kurumun hatasını dile getirme cesaretine de sahiptir.”
Bu kez de yanıltmadı beni...
“Sayın Büyükanıt da bu uygulamaya karşıdır mutlaka.
Hukuka uygun olmayan bir uygulama bu” dedi.
Ne güzel…
Barolar Birliği Başkanı Özdemir Özok, Genelkurmay Başkanlığı’nın “hukuka aykırı davrandığını” söylüyor!..
Burası tamam…
Peki ya dâvâ?..
Ben Genelkurmay’a akreditasyon uygulamasından dolayı “dâvâ açtığımda…”
Sayın Özok, avukatlığımı üstlenecek miydi?..
Talebimiz buydu işte…
Dâvâcı: Serdar Arseven- Anadolu’da Vakit gazetesi yazarı…
Dâvâcı vekili: Özdemir Özok-Türkiye Barolar Birliği Başkanı…
Dâvâlı: Genelkurmay Başkanlığı.
Al sana diyalog!..
Al sana mutabakat!..
•
Sayın Özok, henüz birkaç dakika önce…
Van eski Rektörü Yücel Aşkın’a sahip çıkışına izah getirirken; “Ben adam ayırt etmem” demişti…
Şimdi…
“Madem bu akreditasyon meselesinde Genelkurmay’ın hukuka aykırı hareket ettiğini söylüyorsunuz… Ben dâvâ açıp hakkımı arayacağım, siz de benim avukatlığımı üstlenin” teklifime “hayır” diyemezdi elbette…
Diyebilirdi de…
Bunu yapmak, Özok gibi “tarafsız” bir hukukçudan beklenmezdi!..
Sonuç mu?..
Güzel!..
Sayın Özok söz verdi…
Dâvâmı üstlenecek!..
Öyle umut ediyorum ki;
Sözünü yemeyecek!..