İnatçı Fanatikler
Memleketime ve milletime doğrusu çok acıyorum. Başörtüsü yasağı konusunda inatla direnenler var.
Demokrasinin, insan haklarının, yargı bağımsızlığının anavatanı olan İngiltere'ye baksınlar, ibret alsınlar ve bu saçma sapan yasakları kaldırsınlar.
Ama kaldırmıyorlar işte. Neymiş, başörtüsü istismar edilirmiş... Ne gülünç ve aptalca bahane!.. Yahu bu memlekette zaten her şey istismar ediliyor. Din istismar ediliyor, Atatürk istismar ediliyor, laiklik istismar ediliyor...
Vatan, millet, devlet, mukaddesat, bütün kavram ve değerler istismar edilmiyor mu sanki?
İngiltere'de "Madani Girls School" adında bir kız mektebi varmış. Bangladeşli Müslümanlar idare ediyormuş. Talimatnamesine göre bütün kızların tesettürlü ve çarşaflı olması gerekiyormuş. İngiltere hükümeti buna karışmıyormuş. (İnternetten fazla bilgi edinebilirsiniz)
Hindistan'da Sihler var. Onların dinine göre her Sihin sarıklı olması şarttır. Sakalı çıkan da sakal bırakmaya mecburdur. Onların bu dinî inançlarına karşı çıkmak insan haklarıyla uyuşur mu? Hindistan başbakanı bu dine mensup, sakallı, sarıklı, istanbulinli ve dünyanın en sevilen, en başarılı politikacısı.
Yahudiler, kendi dinlerinin gereklerine göre sinagoglarda (ve başka yerlerde) başlarına kippa geçirirler. Kippayı yasaklamak doğru olur mu?
Halide Edib, Sultan Abdülhamid zamanında Üsküdar Amerikan Kız Kolejinde okudu. Nasıl okudu? Çarşaf ve peçeyle okudu. Nasıl yetişti? Mükemmel İngilizce öğrendi, kültürlü bir hanım oldu. İstiklâl savaşından sonra Mustafa Kemal Paşa ile bozuştu. Yurt dışına gitti. İngiltere ve Amerika'da İngilizce kitaplar yazarak, üniversitelerde dersler vererek hayatını sürdürdü... Demek ki, çarşaf ve peçe okumaya, iyi bir tahsil yapmaya, başarılı bir kadın olmaya engel teşkil etmiyormuş.
Ter ter tepiniyorlar. Neymiş efendim, üniversiteden sonra başörtüsü okullarda, resmî dairelerde, mahkemelerde, emniyette de serbest olurmuş... Bunda korkulacak ne var? Bir hanım doktordan beklenen nedir? Başarılı bir doktor olması, iyi hizmet vermesi değil midir? Bunları başı kapalı olarak yaparsak kıyamet mi kopar?
Başörtüsü konusunda inatla direnenler kimlerdir?
1. Sabataycılardır.
2. Diğer Kripto Yahudilerdir.
3. Kripto Ermenilerdir.
4. Kendilerini Türk,Kürt, Tatar,Kafkasyalı gibi gösteren iki kimliklilerdir.
Başörtüsü serbest kalırsa Türkiye Arabistana, İrana, Malezyaya benzermiş. Yalan yalan yalan...
Başörtüsü serbest kalırsa Türkiye İngiltereye ve diğer medenî ülkelere benzeyecektir.
Başörtüsü düşmanı yobazların insafa gelecekleri, insaf edecekleri konusunda maalesef ümitsizim.
Sosyal barışı ve millî mutabakatı dinamitliyorlar. Bendeniz intikam taraftarı değilim ama korkarım ileride bu yaptıkları zulümlerin ve haksızlıkların, gözyaşlarının, mağduriyetlerin acısını ve cezasını çekeceklerdir. Men dakka dukka...Çalma kapıyı çalarlar kapını... Etme bulma dünyası...
* (İkinci yazı)
İçki de Sigara Gibi Kösteklenmelidir
Bu yazı siyasî muhalefet yapmak için yazılmamıştır. Okuyucularımın dikkatini, halkı ve ülkeyi tehdit eden büyük bir tehlike üzerine çekmek istiyorum o kadar.
Sigara tüketimini azaltmak için yapılanları teşekkürle karşılıyorum. Bu sahada büyük hizmetler yapılmış, zehirli duman yarıya indirilmiştir. Toplu mahallerde, taşıma vasıtalarında, lokantalarda, kahvehanelerde sigara içilmemesi halkın sağlığı açısından büyük bir gelişmedir.
İçki konusunda böyle önlemler, yasaklar, engellemeler yok maalesef. İçki üretimi ve tüketimi korkutucu ve endişe verici bir şekilde artıyor.
İçki tüketimi arttıkça hastaneler doluyor, yabancı ilaç fabrikalarının kârı artıyor.
İçki içen gençler ve çocuklar, içmeyenlere göre uyuşturucu kullanmaya daha yatkın oluyor.
İçki artı uyuşturucu... Bitmedi... Bu ikisinden sonra seks aşırılıkları, fuhuş, zina artıyor... İçki uyuşturucu fuhuş... Oldu üç. Bunların dördüncüsü trafik kazalarının çoğalmasıdır. Trafik kazaları bakımından durumumuz utanç ve korku vericidir. Yollarımız mezbahaya dönmüştür. Ölenler, yıkılan yuvalar, ömür boyu sakat kalanlar... İç bir kaç şişe bira, bas gaza, olsun dehşetli bir kaza... İçki, israfı da beraberinde getirmektedir... İçki yüzünden suçlar artmaktadır, hapishaneler dolmaktadır...
Aklı başında hiç kimse sigaranın içkiden daha kötü olduğunu söyleyemez. O halde sigara kösteklenirken, sigara üretimi azaltılırken, içki üretimi ve tüketimi niçin çoğalıyor?
Sigara insan sağlığına, topluma çok zararlı da, içki değil mi?
Devrimler Babası Mustafa Kemal Paşa, onun halefi Millî Şef İsmet Paşa zamanlarında bile içki bu kadar himaye görmemiş, teşvik edilmemiş ve içilmemişti.
1960'lı yıllarda bira alkollü içki sayılıyor ve satışı, içildiği mekanlar ruhsata tâbi bulunuyordu. Sonra bu kayıtları kaldırdılar. Şu anda içki limonata, gazoz, alkolsüz meşrubat gibi serbestçe satılıyor, sunuluyor, içiliyor.
Alkolizmin bir halk için ne kadar yıkıcı bir felâket ve afet olduğunu anlamak isteyenler Rusya Federasyonuna baksınlar.
Sigara, alkollü içkiler, uyuşturucu ve fuhuş...Bu dört belâ birlikte mütalaa edilmeli ve bunların dördüyle de etkili bir şekilde savaşılmalıdır.
Bunlardan biriyle savaşılırken, diğerlerini başıboş bırakmak akıl kârı değildir.
Partilerini dinlerinin üzerinde tutan bazı hafif Müslümanlara hatırlatıyorum. Sevgili Peygamberimiz (Salat ve selam olsun ona) "İçki bütün kötülüklerin anasıdır" buyurmuşlardır. (Neseî)