Hukuken yasak yok ki, kaldırılsın!..
Başörtüsü yasağının, TBMM'deki partiler arasında oluşturulacak bir uzlaşma ile çözümü hususunda atılan adımlar henüz netice vermedi ve anlaşılan bu gidişle bir netice de vermeyecek.
İşin ilgi çekici tarafı ise, sözkonusu yasakla alakalı herhangi geçerli bir metin olmadığına göre, eğer bir uzlaşma sağlanabilse bile, nasıl bir hukuki düzenleme yapılacağının belli olmayışı...
Yapılmaya çalışılan şey, zaten olmayan bir yasağı kaldırabilmek için, muhtemelen başka sıkıntılara sebep olabilecek birtakım düzenlemeler yapmak gibi gözükünce de, yasaktan canı yanmış olanların dikkatleri iyice bu konuya çevriliyor.
Malum, anayasa ve kanunlarda yüksek öğretim kurumlarında başörtüsü takılmasıyla alakalı bir yasak yok. Aksine, YÖK Kanununda bulunan bir maddeye göre kılık kıyafet serbest. Yasağa dayanak yapılmaya çalışılan kılık kıyafet yönetmeliği ise, temelden sakat.
Geçmişte başörtüsü ile alakalı olarak atılmaya çalışılan bazı hukuki adımların AYM'den döndüğünü hepimiz biliyoruz. AYM'nin yeni yapısı dolayısıyla böyle bir risk olmadığı söylenebilse de, herhangi bir kanunla yasaklanmamış olduğu için zaten serbest olması gereken başörtüsünü serbest bırakmak için hukuki bir metin peşinde koşmak, doğrusu karışık bir mevzu gibi gözüküyor.
Tanınmış hukuk uzmanlarından Yargıtay eski Başkanı Doç. Dr. Sami Selçuk'un geçtiğimiz günlerde yaptığı 'Hukuken üniversitelerde böyle bir yasak zaten yok, dolaysyla yeni bir düzenlemeye de ihtiyaç bulunmuyor' şeklindeki açıklama, konuyu açıklıkla ortaya koyar nitelikte.
Sami Selçuk'un, hukuki metinlerde herhangi bir yasak olmadığını; AYM kararları ve yine AİHM'in Leyla Şahin kararında da herhangi bir yasak getirilmediğini vurguladıktan sonra ifade ettiği bu husus, oldukça önemli.
Haber 7'den Mehmet Acet'in aktardığına göre Selçuk, çözümü hukuki metinlerle arayan iktidar ve muhalefetin hukukçu kurmaylarının da, 'objektif olmayıp, kendi ihtiyaçları için hareket ettiklerini' söylüyor.
Gazetemizin önceki günkü nüshasında konuyla alakalı görüşleri yayınlanan Anayasa Hukuku uzmanı Prof. Dr. Mustafa Kamalak da aynı fikirde.
Hiçbir kanunda başörtüsünü yasaklayan bir hüküm olmadığını, yasağın bütünüyle hukuk dışı bir dayatmanın ürünü olduğunu söyleyen Kamalak, temel haklarla ilgili yasakların ancak kanunla ve özüne dokunulmadan konulabileceğine atıf yaptıktan sonra, hukuk devletinde mahkemelerin yasak koyma yetkisinin olmadığını; yetkilerinin kanunların yürütme tarafından yasamanın amacına uygun olarak uygulanıp uygulanmadığını denetlemekten ibaret olduğunu vurguluyor ve başörtüsü serbestisi için Anayasa ve yasalarda herhangi bir değişikliğe kesinlikle gerek olmadığını belirtiyor...
Yasak, 28 Şubat sürecinde herhangi bir hukuki değişiklik yapılmadan bir kabus gibi çökmüştü üzerimize.
Hukuki metinler ne derse desin, yasağı mutlaka uygulama peşinde olanların borusu ötmüştü o zamanlar ve bu konuda yapılmaya çalışılan hukuki girişimlerin önü de hukuksuz bir şekilde kesilmişti.
Yasaklar, o zamanlar nasıl fiili olarak uygulanabildiyse, şimdi de yürütme tarafından fiili olarak kaldırılabilir. Ve bunun olabildiğini görüyoruz da.
Hukuki metinlerde olmadığı halde, yasak uygulanmıyor diye yırtınıp, yasak koyulması amacıyla mahkeme kapılarını aşındıracak olanlar, varsın uğraşıp dursunlar.
Bu işin gerçekten hallini isteyenler, hala kızlarımızın kılık kıyafetlerini kontrol etme cesaretini gösterebilenlere 'siz de kim oluyorsunuz bakiim?' demeye devam etsinler, yeter...
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.