Şeriatçı baskını!..
Tarih: 4 Nisan 2008 Cuma.
Şu habere bakar mısınız:
“üniversite yerleşkesinden hiçbir güvenlik engeliyle karşılaşmaksızın…
Ellerindeki sopaları sallaya sallaya giren 250–300 kişilik grup, öğrenci Yurdu’nun önüne geldiğinde ‘Kahrolsun laiklik’, ‘Kemalist devlet yıkılacak elbet’ sloganları atmaya başladı…
Bununla da yetinmeyen Şeriatçı grup, güvenlik görevlerinin şaşkın bakışları arasında, öğrenci Yurdu’nun kapısından geçti.
İçeride ikiye ayrılan grubun 200 kadar mensubu, erkek öğrencilerin; kalanları ise kız öğrencilerin bulunduğu bölüme yöneldi.
önlerine gelen öğrencilere sopalarla saldıran, bazılarını da bıçaklayan grup üyeleri duvarlara ‘Kelime-i Tevhid’ bayrakları astı.
Bu arada, olay yerine çevik Kuvvet geldi.
Ancak üniversite yönetiminin izin vermemesinden dolayı içeri giremedi!..
Kız ve erkek öğrencileri iyice hırpaladıktan ve bayraklarını astıktan sonra dışarı çıkan grup üyeleri, geldikleri gibi gitti.”
Evet efendim.
Tabii ki hayalî.
Yok böyle bir şey.
Yok da,
Diyelim ki olsa…
Ne olur?..
Ne olacak,
Darbe olur!..
•
Bu dediğim gibi hayalî bir haberdi.
Bir de gerçek var.
Benim haberim…
Bakın,
Dünkü VAKİT’in manşetindeki haberden, aynen vereyim:
“Tarih: 4 Nisan 2008 Cuma.
öcalan’ın doğum günü.
Saat 22.45. Mensuplarının büyük bir bölümünü öğrenci olmayanların oluşturduğu aşırı sol görüşlü 150–200 kişilik bir grup, ellerinde sopalarla yurdun önüne geliyor. Güvenliğin şaşkın bakışları arasında kapıdan geçen grup, kız ve erkek öğrencilerin bulunduğu bölümlere dağılıyor. Kız ve erkek öğrencilerden bazıları darp ediliyor. Bıçaklama hadiseleri yaşanıyor. PKK bayrakları, öcalan posterleri asılıyor. Sloganlar atılıyor. çevik Kuvvet olay yerine, öğrencilerin iyice hırpalanmalarından sonra gelebiliyor. Ancak üniversite yönetiminin izin vermemesinden dolayı içeri giremiyor!..”
Evet…
Bu da “gerçek” haber…
İki haber birbirine benziyor özde.
Farkları, ilkinin hayalî olması;
İkincisinin gerçek!..
Birinde “Şeriatçı”ların eyleminden bahsediliyor,
Diğerinde ise “Laikçi PKK’lıların!..”
İlki hayalî olduğundan, tabii olarak sonuçsuz!..
Diğeri ise:
Gerçek!..
Böyle bir eylem var.
Bunlar yaşandı.
üç bin öğrencinin yurtlarını terk etmek mecburiyetinde kalması da, bırakın eğitim güvenliğini, can güvenliğinin bile kalmadığını gösteriyor!..
Evet,
İki illegal eylem…
Biri hayalî, diğeri gerçek!..
Ne tuhaf ki,
Gerçek olan ve olmayan iki eylemin çarpıcı bir ortak noktası var:
Her iki eylemin failleri de herhangi bir cezaya çarptırılmıyor!..
İlki zaten böyle bir eylem olmadığı için…
İkincisi de…
“Hukuk” olmadığı için!