1- HAS Parti Genel Başkanı Numan Kurtulmuş diyor ki:
- Biz Milli Görüş’ün parçasıyız...
Demek oluyor ki, sayın Kurtulmuş daha kurtulamamış...
Yoksa sayın Erbakan’ın 2011 Haziran ayında yapılacak seçimlerde iktidar oluyoruz müjdesine mi inandı?..
Her ne olursa olsun, erken indirdiler yelkenleri... Kurultay toplamaya ne gerek vardı öyleyse?
2- CHP’li Genel Başkan yardımcısı, maruf Kemal Anadol, generallerin görevden alınmalarına “sivil darbe” yorumu getiriyor...
El insaf yahu!..
Darbenin askeriyesini de, sivilini de CHP ayarlar... Başka türlü hiç darbe yapmak imkânı var mıdır?
Ortalık sükûnete kavuştuğunda CHP kendi içinde darbe yapar ve darbe yapma imkânını bir başkasına vermez...
Hiç merak edilmesin, kimse CHP’nin darbe hakkına ortak çıkmaz...
3- Sayın Aydın Menderes, “Başörtü meselesini CHP çözemez” buyuruyor...
İstemez ki çözülsün...
İkna Odaları’nın demokrasi muhalifi Nur Serter hanımı eylemlerinden dolayı milletvekili yapmadı mı CHP?
CHP hiçbir surette başörtüsü çözmez, çözmeye yanaşmaz...
Amma MHP olsa çözer...
Nasıl mı?
Aynen başörtülü seçim propagandası yapıp, seçimi kazandıktan sonra milletvekili olarak Meclis’e gelen ve Bülent Ecevit’in gül yüzlü hatırı için başının örtüsü çözülen Dr. Nesrin Ünal hanımı hatırladınız mı?
Yani öyle işte...
Baksanıza... Başörtüsünün çözülmesini talep etmeyen liderler kimler?
Süleyman Demirel... Kızı yok, torunu yok, vicdanı da tam kıvamını bulmamış ise başörtüsünden niye rahatsız olsun?
Devlet Bahçeli’yi de o mantıkla değerlendirin... Yani başörtüsü ha çözülmüş hanımların, ha çözülmemiş...
Devlet beyin de hanei garibesinde ana yok, avrat yok, evlat yok...
Yani yarını kesiliyor kendisiyle...
Elbette böyle lüzumsuz işlere kafa yormaz Devlet bey... Yorarsa eğer bir Bülent Ecevit gibi piri olursa...
4- Atilla Özdoğan isimli bir zat-ı muhterem demiş ki:
“Ben Kürdüm, Aleviyim, Tuncelili’yim, hem de Kılıçdaroğlu’nun dayısının oğluyum...
Kılıçdaroğlu inkâr etse de Alevidir, Kürttür...
Kürt olmak, Alevi olmak, Tuncelili olmak ayıp değildir elbette... Amma Atilla Özdoğan’ın halasının oğlu inkâr ediyorsa var bir bit yeniği demek...
CHP hayrını görsün...
5- İmralı konuğu Abdullah Öcalan, Diyarbakır Belediye Başkanı Osman Baydemir’i fena tehdit etmiş...
Ayıp değil mi? Ayıp...
Yanlış değil mi? Yanlış...
Osman Baydemir, mealen “Artık silahlı mücadele devri geçti... Silahlar susmalı” demiş...
Hukuk çizgisine, insanlık çizgisine yaklaşmadır bu beyan...
Öcalan küplere binmiş...
“Kan akmazsa, silah patlamazsa ya ben nasıl yaşarım” şikâyetinde bulunmuş...
“Bir dağda iki aslan, ya da bir bükte iki çakal barınmaz” derler...
Aynen öyle düşünüyor Öcalan... Şarkın, daha açıkçası Ortadoğu’nun kahramanları aynı pancarın dilimidirler... Yukarı çıkanı artık kimse yerinden indiremez...
6- “Cumhurbaşkanı Gül, İsviçre’ye gidiyor” yazmıştı gazeteler...
Gitsin gitsin... Tebdil-i mekânda fayda vardır...
Amma şöyle ayda bir de Türkiye’ye uğrasın...
Bekleyeni vardır, dostları vardır, görevi de vardır muhtemelen...
Tabii İsviçre’yi dize getirmeden dönmesin...
Ayda 15 gün Cumhurbaşkanı, 15 gün Başbakan... Muhalefet buna deli olmasın da ne yapsın Allah aşkına?
ANA uçağı, BABA uçağı olmazsa bari bir TORUN uçağı tahsis eyleyin muhalefet liderlerine, sesleri kesilsin...
Benden hatırlatması...
===================
Sağda Siyon krizi, solda hep fal krizi
Baba Baykal büyüsü, dede Kemal krizi
Kriz, büyü, fal derken zamana tüy diktiler
Gündemde üç paralık ‘üç general krizi’.