Antalya'dan MHP'ye Verilen Mesaj

Antalya'dan MHP'ye Verilen Mesaj

Akdeniz üniversitesinde meydana gelen olaylar –bir resim-ön plana çıkarılarak MHP’ye fatura edildi/edilmeye çalışıldı.

üniversite’de günlerce terör estiren, bölücü sloganlar atan,Yurt basanlar medyanın ilgi alanına hiç girmediler.Nedense şanlı Türk medyasının aklına –suç-denince sadece Milliyetçiler-ülkücüler geliyor.

Partiler –belli düşünceleri-savunan kadroların toplandığı merkezlerdir.

Hiçbir parti düşüncelerini yayarken ayırım yapmaz. ülkede yaşayan her insanı muhatap kabul eder.Dolayısıyla partilerin kapısı herkese açıktır.O kapıdan o partinin siyasetine ilgi duyan herkes girebilir.Girenlerin kişiliği,kimliği,geçmişi, ahlakı,alışkanlıkları o partiyi bağlamaz. Her parti ancak –fikirleri,düşünceleri ve parti organlarının-icraatlarıyla bağlıdır.Bu bakımdan bir resmi büyüterek onunla bir camiayı mahkum etmek, zan altında bırakmak mümkün değildir.

Bir kişi, bir kişidir.

Bir kişiden koca bir MHP camiası için sonuçlar çıkarmak, bilimsel kılıflı analizler yapmak olsa,olsa kötü niyetle izah edilebilir.

Nitekim MHP sözcüleri de –terörün-hiçbir yerinde olmadıklarını,olmayacaklarını açık ve net bir şekilde ortaya koydular.

Bahçeli’nin son yıllarda ki tavrı da bu açıklamalarla örtüşüyor.

Peki,MHP’nin bu tavrı, ulusalcı-Solcu medya tarafından da bilinmesine rağmen, niçin bir fotoğraf karesi üzerinden fırtına koparıldı?

İşte,MHP’ye dönük salvoların arkasında bu sorunun cevabı yatıyor.

MHP’nin sokakla arasına kalın bir çizgi çekmesi ,

Devlet merkezli bir düşünce biçiminden millet merkezli bir milliyetçilik anlayışına doğru evrilmesi,

Bunun bir neticesi olarak da, Demokratik bir siyaset tarzına yönelmesi, bazılarını fena halde rahatsız ediyor.

Böyle bir MHP, dışarıdan yönetilemeyen, provokasyonlara alet edilemeyen bir MHP demektir.

Böyle bir MHP karıştırıcıların, kışkırtıcıların işine gelmez.

Onun için Antalya’da bir resim üzerinden MHP’ye bir mesaj verildi. Ya bizden olursun, ya da seni odağa alır, terörle özdeşleştirir,futbol topu gibi oynarız…

Olayın kendisinin derin bir provokasyon olduğunu düşünmüyorum.

İki hafta boyunca devam eden gerilim,PKK sempatizanlarının yurt basması,üniversite kampusünde terör estirmesi ve rektörlüğün göz yumması ile bu noktaya gelmiştir.

Esas provokasyon, olayın kendisi değil, sunumu, takdimidir.

MHP’ye verilen mesaj da buradan verilmiştir.

Bellidir ki, Medyanın bu tavrı bundan sonra da devam edecektir.

Bu bakımdan kavga tacirlerinin oyununa gelmemek için ülkücülere –sokaktan-uzak durun demek yetmez.Esas yapılması gereken, ülkücü gençliği kavgaya hazır hale getiren kavga kültürünün yok edilmesidir. Bunun için de başta liderler olmak üzere herkese büyük görevler düşüyor.Gençlere dönük yayınlar dikkatle kontrol edilmelidir. ülkücü liderler siyasi mesajlarını ülke güvenliği üzerinde odaklaştırmaktan kaçınmalıdır. ülkücüleri ülkenin-Jandarmalığına-değil, yönetimine hazırlamak için mesajlar vermelidir.

Aksi takdirde sokağı yasaklasanız da, sokağa giden yolları kapatamazsınız.




Önceki ve Sonraki Yazılar
Arşivi