Taha Akyol

Taha Akyol

Wikileaks ve hukuk

Wikileaks ve hukuk

BAŞBAKAN Erdoğan hakkında Wikileaks belgelerinde suçlayıcı ifadeler var. İsviçre’de banka hesaplarının olduğu, dünürü Sadık Albayrak’a ihale verdirtmek istediği şeklindeki dedikodular...
Dedikodu diyorum çünkü hiçbir kanıt, hatta söylenti için hiçbir ‘kaynak’ gösterilmemiştir. Başbakan bunlar için dava açabilir ve eminim kazanır da...
Çünkü:
- Yazılanlar siyasi eleştiri değil, kanıtsız hakaret ve suçlamadır. Hiçbir belgesi, hatta “delil başlangıcı” sayılabilecek bir emare bile zikredilmemiştir. Dahası, “falanca kişinin söylediğine göre” diye bir kaynak da gösterilmemiştir.
Hukukta “isimsiz imzasız ihbar” asla ciddiye alınmaz, hatta kimseyi zan altında bırakmasın diye imha edilir.
- ABD Büyükelçisi Edelman ise “isimsiz, imzasız ihbar”dan bile daha düşük düzeyli bir dedikoduyu “kripto”ya geçirerek hukuken “ağır kusur” işlemiştir. Başbakan, Amerikan hükümetinin gözünde hakarete maruz kaldığı gibi, belgelerin açıklanmasıyla Türk ve dünya kamuoyu önünde de hakarete uğramıştır.
Peki, dava kime, kimlere karşı açılabilir?

Kime karşı dava?
Başbakan tazminat davasını evvela, bunu yazan Büyükelçi Edelman’a karşı açabilir. Davayı Türkiye’de açılabilir. Amerika’da açması da mümkündür.
Sadık Albayrak da dava açabilir.
Şunu belirtmeliyim: Sadık Albayrak değerli bir araştırmacıdır. “31 Mart Vakası” adlı kitabı ile 12 ciltlik “Son Devir Osmanlı Uleması” adlı eserleri değerli araştırmalardır.
Gerçekten “okumak ve yazmaktan başka bir şey bilmez” bir insandır.
Başbakan da Albayrak da Edelman hakkında dava açabilecekleri gibi, belgelerin gizliliğini koruyamamakla “hizmet kusuru” işlemiş olan Amerikan hükümeti hakkında da dava açabilirler.
Açmalılar da... Uluslararası çapta bir “hukuk olayı” olur.
Davada alınacak tazminat hükmünün icrası ayrı bir meseledir ama böyle davalarda etik ve siyasi açıdan “hüküm” daha önemlidir.
Konuyu CHP’nin “ciddi iddialar” diye niteleyerek kamuoyuna takdim etmesine ve basının haber yapmasına gelince...
Bunlar için de dava açılabilir ama Amerikalılar hakkında açılacak davalar kadar hukuken güçlü olmaz.
Çünkü CHP’nin yaptığı, “muhalefet” işlevidir, doğrudan suçlama değildir.
Basın ise “haber verme özgürlüğü” savunması yapabilir. Ancak, haberin verilme tarzı, ne ölçüde büyütüldüğü, yayın yapılırken karşı görüşe yer verilip verilmediği gibi hususları mahkemenin incelemesi ve bütün bu unsurları birlikte değerlendirerek karar vermesi gerekir.

Hukuki kavramların önemi
Yolsuzluk falan gibi “suç” isnadı yapılmadan fikir ve siyasi tavırlarından dolayı insanları ve başbakanları, bakanları ağır biçimde eleştirmek suç değildir.
Onun için Wikileaks belgelerinde kendileriyle ilgili “siyasi” değerlendirmelerden rahatsız olan bakanların açacağı davaları kazanacaklarını sanmıyorum.
Mesela Suudi Kralı “yılan gibi İran’ın başını ezin demediğim halde böyle dediğimi yazmışlar” diye dava açarsa davası reddedilir. Ama “kralın rüşvet aldığı söyleniyor” diye yazılsaydı, açacağı davayı kazanırdı.
Bunları yazmamın iki sebebi var:
- Bir hukukçu olarak “eleştiri özgürlüğü, haber verme özgürlüğü, hakaret” gibi hukuki kavramlar arasındaki fevkalade önemli farkları anlatmak istedim.
- İkincisi, dünkü yazımdan dolayı beni “Wikileaks’teki yolsuzluk haberlerini niye görmezlikten geldin?” diye eleştiren okurlarıma hukuki cevap vermek istedim.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Taha Akyol Arşivi