Hükümete çağrı!..
TBMM’ye gönderilen 113 maddelik “torba yasa” tasarısında “istihdamın artırılması”nı sağlayacak teşvikler dikkat çekiyor.
“Prim desteğini” özellikle tuttum.
İşsizliğin azalmasına katkıda bulunan patronun ödeyeceği primin “İşsizlik Fonu”na yüklenmesi önemli bir adım.
Yüz çalışandan ancak birinin kullandığı bu “Fon” şöyle birikiminin hakkını verir böylece.
Ayrıntılarına haber sayfalarımızda yer verdiğimiz paketin eksik kalmış yönlerinden birine el atalım da, olacaksa bir faydamız olsun.
Son zamanlarda, “emeklilik için yaşının dolmasını” bekleyen vatandaşlarımızın hücumuna muhatabız.
İlle de yaz, ille de yaz.
Adam (ya da hanım) hizmet süresini doldurmuş, devlete ödemesi gereken primlerin tamamını toka etmiş.
Yani görevlerinin tamamını yerine getirmiş.
Ama yaşı yetmediği için emekli olamıyor.
Malûm; Anasol-Meee hükümetinin “IMF”den aldığı emir doğrultusunda uygulamaya koyduğu bir zırva model bu.
Canlı yayında o günün Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Muhterem Yaşar Okuyan’la bu meseleyi konuştuk.
Kendisine, bu tuhaf uygulamanın “IMF’nin emri ile” yapıldığını söyledim.
İtiraz etmedi!..
O öyle bir zamandı; en milliyetçiler, en ulusalcılar ve en merkezciler el ele...
Çaktılar emekçiye!..
Çaktılar, el oğlu öyle istiyor diye!..
Bu zırva model, prim ödeme mükellefiyeti kalkmış, hizmet süresini de doldurmuş yani fiilen emekliliğe hak kazanmış bir ferdin, “kademeli emeklilik” tablosunun öngördüğü yaşı “maaş almadan” beklemesini öngörüyor.
Bir adam...
Arada derede; yarı çalışan, yarı emekli.
Böyle bir model mi olur!..
Bu 1999 model akla ziyan uygulama, süreç içinde büyük rahatsızlıklara yol açtı.
Özellikle “işsiz” kalan yarı emekli (!) maaş alamadığı ve sağlık hizmetlerinden faydalanamadığı için büyük zorluklar çekti.
Neyse ki;
Hükümet, bu kategorideki yüzbinlerin sağlık problemlerinin halli için bir formül geliştirdi.
Ancak bir adım ilerisine gidemedi.
Şimdi hazır “torba” yasa gündeme gelmişken...
Bir ilave...
Niçin olmasın?..
Mesele salt, “emekliliğini hak etmiş” fertlerin maaş almalarından ibaret olsa bir derece.
Yazıya “istihdam” meselesinden girdik ya; “yaş beklemekte” olan çalışanların pozisyon işgalinden dolayı gençlerin önü kapanıyor.
Bu garip uygulama yeni istihdama da düşman.
Mesele basit:
Prim ödeme gün sayıları ile hizmet sürelerini tamamlamış çalışanların “emekliye” sevk edilmeleri, işsiz gençlere istihdam imkânı sağlar.
Devlet; yaş bekleyen emekliye ödeyeceği maaşın bir bölümünü bilhassa “dolaylı” vergiler yoluyla geri alır.
Sözgelimi “maaşa geçebilmek için” 54 yaşını doldurmak durumunda olan 52 yaşındaki bir zatı, iki yıllık “prim”i peşin ya da taksitle almak suretiyle emekliye ayırmak da söz konusu olabilir.
Böylece devletin herhangi bir kaybı, saçma sapan bir uygulamadan dolayı yaşının dolmasını beklemek mecburiyetinde kalan bir kişinin de “güvence”den başka bir kazancı olmaz.
Bu işten kârlı çıkan, boşalan yerleri doldurma imkânı bulan işsiz gençler olur.
Ve tabii bir de...
Genel seçimde iktidar!..
•
Avustralya, istihdamın önünü açmak için benzeri bir modeli uygulamaya koydu ve çok olumlu sonuçlar aldı.
Aklın yolu bir.
Primini doldurmuş, hizmet süresini doldurmuş, neyi bekletiyorsunuz ki adama!..
Ve niye bekletiyorsunuz?!..