Ebeveyn ve çocuklar
Anne, çocuğun ilk ve en büyük muallimi, terbiyegerdesi, mürebbiyesi. Baba da, aynı derecede, belki daha fazla bir sorumluluğa sahip. Baba, özellikle erkek çocuk için bir model, kız için bir sığınak, bir hâmî, bir koruyucudur. Babanın görevlerini maddeler hâlinde sıralarsak şöyle bir liste ortaya çıkar:
* Baba, eşine ve çocuklarına karşı sevgi ve şefkatli olmalı.
* Baba, aşırı otorite ile çocukları sindirmemeli. Babalık otoritesini ve aile reisliğini baskı unsuru olarak kullanmamalı.
Bizi bu hale getiren bulaşıcı hastalıklardan birisi istibdattır, baskıdır, yersiz otoritedir. Disiplin başka şey, istibdat başka şeydir.
* Çocukları hem kendi haklarına sahip çıkan, hem de başkalarının hakkını arayan, yaratılmışlara saygı duyan insanlar olarak yetiştirmeye azamî gayret etmelidir.
* Anne ve baba disiplin ve terbiye hususunda aynı değerleri paylaşmalı ve aynı ölçüleri kullanmalı.
* Bir erkek, dışarıdaki makam ve mevkii ne olursa olsun, evde “baba” olduğunu unutmamalı. Çocukların seviyesine inerek, onlara tatlı bir dille hitap etmeli, onlarla yumuşak bir diyalog kurmalı.
* Çocuklar, babalarını, ulaşılması imkânsız, güç bir insan olarak bilmemeli; her konuda babalarına açılabilmeli; her konuda soru sorabilecek hür düşünceye sahip olarak yetiştirilmeli.
* Hür yetiştireceğiz diyerek, tamamen serbest bırakılırlarsa, bu sefer de sınırı aşabilirler. Aşırı hırçın, vurucu, kırıcı olurlar. Hiçbir değeri tanımazlar. Nefis ve arzularının peşinde koşarlar.
Bugün, Batılı çocukların ahlâk ve terbiye sınırlarını aşan ve idârecileri bıktıran hareketlerinin dayanak noktası, “tamamen serbest” yetiştirilmelerinden dolayı değil mi?
* Anne-baba ile iyi bir diyalog kuramayan çocukların, ergenlikte zorlanacakları, sıkıntı ve problemler cenderesinde bocalayacakları muhakkak.
Özellikle ergenlik devresinde ortaya çıkan problemleri kolayca aşamazlar. Her söze alınıp, her şeye kızarlar.
* Çocuklar, içine kapanık, sessiz, her şeye boyun eğen, güdümlü, çıtkırıldım bir şekilde yetiştirilmemeli.
* Çocuklara bir şey alırken, meselâ giyim-kuşam hususunda, onlara da danışmalı, fikirleri alınmalıdır. Onların görüşlerine mutlaka müracaat etmelidir.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.