Nur Talebelerinin özellikleri (2)
Nur Talebeleri, İslâmiyete hizmetleri esnâsında, gizli İslâmiyet düşmanı, insafsız, cebbâr zâlimlerin entrikalarıyla mâruz kaldıkları işkencelerden yılmaz, şahıslarını düşünmez, yani şahsî refahlarını İslâmın refah ve saadeti için fedâ eder, sıddîkıyetle sebat eder ve şiddetli zulme mukavemet ederler.
Risâle-i Nur’la imân hizmetine bütün varlığını vakfederler. “Gaddar din düşmanlarının” çok defalar tecâvüz, taarruzlarına mâruz kalsalar da, asla şevklerini kaybetmez, hizmetlerinde fütur getirmez; kudsî vazifelerini icrâya devam ederler. Zor şartlar ve sıkıntılar, onlara bir kuvvet, bir enerji kaynağı olur; sadâkat ve teyakkuzla Nur hizmetinde koşuştururlar.1
Nur Talebesinin hizmeti, külfet ve hizmet makamında nefsini unutmamak, fakat ücret alma ve hizmetin hazzından istifade makamında nefsini unutmak şeklinde tecellî eder.2
İşte bir Nur Talebesi, Kur’ân ve İslâmiyet cephesinden aslâ çekilmeyen, “Ölürsem şehidim, kalırsam Kur’ân’ın hizmetkârıyım” diyen ve yılgınlık hâline düşmeyen, sâdık ve ihlâslı, yalnız Allah rızâsı için hizmet eder.3
Nur Talebesi, zühd, takvâ, riyâzet, iktisad ve kanaatla ömür geçirmeye çalışır. Müslümanların refah ve saadeti için, bütün ömür dakikalarını sırf imân hizmetine vakf ve hasreder.4
Nur Talebesi, dine hizmette âzamî sebat, âzamî sıdk ve sadâkat ve fedâkârlığa, âzamî iktisad ve kanaate mâlik olmanın şart olduğunun şuurundadır.5
Ve sonunda Nur Talebesi kendisine şöyle hitap eder:
“Sen ey riyâkâr nefsim! ‘Dîne hizmet ettim’ diye gururlanma. Hizmetini, ubûdiyetini, geçen nimetlerin şükrünün edâsı olarak bilmelisin.” 6
Duâsı da şöyledir:
“Allahım! Sevdiğin ve râzı olduğun şekilde Kur’ân’ın sırlarını anlamayı nasip eyle. Ona hizmet etmeye bizi muvaffak kıl; ey merhamet edenlerin en merhametlisi! Allahım! Kur’ân-ı Hakîm’in indiği zâtın kendisine, bütün âl ve ashâbına salât ve selâm eyle.” 7
Ve sık sık şu hakikati hatırlar, hatırlatır:
“Her ameliniz yazılmıştır. Her hizmetiniz kaydedilmiştir. Hizmetinizin mükâfâtını verecek ve her hayır elinde ve her hayrı yapabilecek bir Zât-ı Zülcelâl sizi celb edip yeraltında muvakkaten durdurur, sonra huzuruna aldırır. Ne mutlu sizlere ki, hizmetinizi ve vazifenizi bitirdiniz. Zahmetiniz bitti; rahata ve rahmete gidiyorsunuz. Hizmet, meşakkat bitti; ücret almaya gidiyorsunuz.”
Dipnotlar:
1- Sözler, s. 719.
2- A.g.e., s. 439.
3- A.g.e., s. 718.
4- A.g.e., s. 712.
5- A.g.e., s. 706.
6- A.g.e., s. 436.
7- A.g.e., s. 228.
8- Mektubat, s. 221.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.