O yazıyı alın ve okuyun Sayın Paşam!..
Vakit’in manşeti:
“MHP’li vekilin Türklük çelişkisi!”
Nedir bu çelişki?
Hakan Güneş imzalı haberin ayrıntısına bakalım:
“301. madde gündeme geldiğinde Türklüğe hakaret konusunda taviz vermeyen MHP’li Kürşat Atılgan’ın Hava Kuvvetlerinde Tuğgeneral olarak görev yaptığı dönemde, ‘Türk Düşmanlığı yapan Rus Besteci Mussorgsky’ye hayranlığı’ eleştiren yazı dolayısıyla gazetemize dava açan 312 general arasında yer alması, büyük bir çelişki olarak değerlendiriliyor!..”
Evet, şu mesele:
Vakit, “Türklere Kars’ta nasıl geçirmiştik!” makamında bir marş yazan Mussorgsky denilen alçağa hayranlığını dile getirdi diye,
Bir General’e tepki göstermişti.
Bu tepkinin kendilerini de ilgilendirdiği gibi ilginç bir mantıktan yola çıkan 312 Paşamız da Vakit’e “Generallerin alayına hakaret”ten dava açmıştı.
Hastasına kötü muamelede bulunan bir hemşireyi kınadığınız bir yazıdan dolayı bütün hemşirelerin dava açması gibi bir durum bu…
Olabilir; herkes dava açma hakkına sahiptir.
Yeter ki, müdahale olmasın!..
Efendim; bildik mevzu, uzatmadan MHP’li Paşamıza geliyorum…
Gazetem, “Ey MHP’li Paşamız! Nasıl olur da, Türk düşmanı Mussorgsky’e hayranlığını ifade edene tepki gösteren Vakit’e dava açarsınız” diyerek yüklenmiş ya…
MHP’li Paşamız da tutmuş bir basın toplantısı düzenlemiş.
İlginç,
Şöyle başlıyor söze:
“Sayın Basın mensupları: Böyle bir konuyla huzurlarınızda olmaktan dolayı çok da memnuniyet duymadığımı ifade etmek istiyorum. çünkü ben, fikirlerimle ve İCRAATLARIMLA sizleri bilgilendirmek isterdim!..”
Merak ettik.
Ne gibi icraatları olmuş ki, Meclis’e geldiğinden bu yana?..
Hani “Vakıflar tasarısına karşıyım”, “AKP, Avrupa Birliği’ne teslim olmuştur” türünden beylik ifadeler kullanmayı icraattan sayıyorsa, o başka…
Bunun ötesinde ne yaptı?
Ben bulamadım.
Gözümüzden kaçmışsa,
Varsa böyle basın toplantısında anlatmaya değecek kadar BABA İCRAATLARI,
Tutan mı oldu?
Hem Vakit’e hücum ederdi, hem de İCRAATLARINI anlatırdı!
Hadi, diyelim ki o anda aklına gelmedi.
Bakın, buradan söz:
Neler yapmışsa icraattan yana, göndersin.
Tamamına yer vereyim.
Geçelim… Dikkatimi çeken bir nokta var…
Geçtiğimiz hafta, Sayın Atılgan’la sohbet ederken, davanın içeriğinden yeterince haberdar olup olmadığı konusunda ciddi şüphelere kapıldım.
Bakın: MHP’nin grup toplantısının ardından yanına gittim, “Beş dakika ayırmasını” istirham ettim.
Sağ olsun kabul etti ve görüştüm kendisiyle.
Elimdeki dosyayı uzatarak,
“Paşam” dedim:
“Sizinle tanışmıyoruz. Lakin güvendiğiniz MHP’li arkadaşlardan tetkik edebilirsiniz, Türkiye düşmanı bestekârlara övgüler düzen bir anlayışın çok uzağında olan bir gazeteciyim.
Ve doğrusu, sizin Türkiye düşmanlarına övgü yağdırılmasına tepki gösteren VAKİT’e dava açanlar arasında yer almış olmanızı yadırgadım...”
O da, “davanın konusunu” hatırlatmamı istedi benden!..
“Nasıl olur?” filan demedim.
Hürriyet gazetesinin 18 Aralık 2002 tarihli sayısındaki haberi uzun uzun okudum.
Bir Paşamızın, “Türk düşmanı” bir bestekâra övgüler yağdırışını,
“Operasyondayken Mussorgsky’nin ruhumda yaşadığını hissettim!..”
Bu başlıktan itibaren, okudum…
Ve…
“Bir Türk Komutanı, Kars’ı işgal eden Rus Ordusuna övgüler düzen bir alçak bestekârı mı hisseder ruhunda?” diye sordum.
Durakladı Paşam. On, on beş saniyelik sessizliğini, yanımıza gelen grup böldü. İçlerinden biri de Emekli Paşaymış.
Kürşat Atılgan ayağa kalktı, koluna girdi.
Ve “VAKiT’e dava açanlar arasında sen de var mısın?” diye sordu.
Emekli Paşa birden:
“Hayır, hayır” dedi,
“Beni bulaştırmayın bu işlere!..”
Böyle dedi ve merdivenleri büyük bir hızla tırmanarak uzaklaştı bizim mahalden. Ben devam ettim:
“Sayın Paşam.
Bu hayranlık ifadesini tasvip ediyor musunuz?
Bir Türk Generali, marifetini (!) az önce dile getirdiğim bir adama hayranlık duyduğunu ifade edebilir mi?.. Ya da etse, doğru olur mu?”
Yine sustu.
Bekledim,
Konuştu:
“Ben bir bakayım, neymiş!..”
Evet…
Bir baksınlar!..
Yahu, koca dosya var elimde,
Anlaşılmayacak bir şey yok ki.
O Paşa; hem de akredite Hürriyet’e verdiği mülakatta, Mussorgsky denilen alçağı ruhunda yaşattığını ifade ediyor.
MHP’li paşamız, silah arkadaşının bu yaklaşımına karşı mı değil mi?
Şerefli üniformayı yıllarca üzerinde taşımış bir komutan ve bu işlerde çok hassas olduğunu her vesileyle ilan eden bir partinin vekili olarak tepkisini ortaya koyması beklenmez mi?
Baktık,
Dünkü basın toplantısında, silah arkadaşlarından birinin Mussorgsky’e övgüler düzmüş olmasına dair “tepkisini” dile getirmemiş.
Neden acaba?..
Hem Vakit’e hem de Mussorgsky hayranlığına aynı anda karşı çıkılmaz da ondan, şüphesiz!..
Bakın, ben Sayın MHP’li Paşa’yla da partisiyle de hiç mi hiç ilgilenmiyorum.
Bu tür işler, Ordu’yu yıpratıyor.
Onun imajına zarar veriyor da,
Bundan dolayı üzülüyorum.
Ordu’nun yıpranmasını, Sayın Paşam da istemez eminim.
öyleyse,
çağrımı dile getirerek bitireyim:
Sayın Paşam,
Hakkında zincire katılmak suretiyle dava açtığınız Asım Yenihaber imzalı O YAZIYI…
Lütfen okuyun!..