Sabahattin Zaim kitabı
Bu haftaki eserimiz ve insanımız; “Bir Ömrün Hikâyesi” adıyla Sabahattin Zaim hocamıza ait.
İşaret Yayınları’ndan çıkan bu dev eserin editörlüğünü; Prof. Dr. Sedat Murat, Dr. İsmet Uçma ve Yasin Beyaz yapmışlar.
Yeri gelmişken İşaret Yayınları’nın yöneticisi Dr. İsmet Uçma’ya teşekkür borcumuzu yerine getirelim.
Adıyaman ili Kâhta ilçesinin Hiniç köyünde hiç şehir görmeden, ömrünün sonuna doğru ilk defa lastik tekerlekli bir araç gören ihtiyar nineden Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’e kadar; dilini, ilgisini, ilmini veren Prof. Dr. Sabahattin Zaim hocamıza, bir vefa borcu olarak hazırlanan bu mükemmel eserden dolayı, emeği geçen herkese teşekkür ederiz.
Kitabı elinize aldığınızda daha “sunuş” bölümündeki ifadeler, insanı hemen cezbediyor ve neredeyse saniyesi boş geçmeyen bir ömrün hikâyesini hemen okumak istiyorsunuz.
Öyle bir hayat hikâyesi ki her günü ayrı bir ders. “İnsan-ı kâmil” olmanın ne demek olduğunu ve nasıl olunacağını bu kitaptan ve bu hayattan öğreniyorsunuz.
Eseri hazırlayanların “sunuş” bölümündeki ifadeleri kitap hakkında her şeyi anlatıyor:
...........
“Toplumların tarihinde öyle isimler vardır ki, hem o toplumların geçmişten gelen birikimlerini temsil eder, hem de o toplumda yaşayanların istikbale dönük umutlarını yeşertme işlevini görürler.
Bu isimler, toplumlarının hafızaları oldukları kadar gelecekle ilgili umut ve beklentilerin de tohumlayıcısıdırlar. Toplumlarının geçmişle bağlarını kurarlar, gelecekle ilgili istikametlerini çizerler.
Hiç şüphesiz bu isimlerden biri de Prof. Dr. Sabahattin Zaim hocadır.
Her bakımdan muktedir bir imparatorluğun varisi olan Türk toplumu, 10 Aralık 2007’de hem hafızasını temsil eden bilge bir büyüğünü hem de istikbale yönelik diktiği binlerce fidanın bahçıvanını kaybetti.
Vefatı kalplerde derin bir elem bırakırken, yeşerttiği umutların her platformda ifade ediliyor olması, gönüllere bir parça olsun teselli vermektedir.
Onu gönüllerdeki ismiyle ‘Sabahattin Hoca’ olarak anmanın hüznü bir tarafa, Türkistan dağlarından Balkan ovalarına uzanan destanî bir maceranın gururlu kahramanlarından biri olması, hepimize derin bir haz vermektedir.”
.........
Yazının başında Kâhta ilçesi Hiniç köyünde hiç şehir görmemiş bir nineden başladım söze. Sebebi şu:
Sabahattin hocamızın ilk kaymakamlık yaptığı yer Kâhta’dır. İlk defa bir kaymakam köyleri dolaşmaktadır ve köylüler de ilk defa bir kaymakam ve lastik tekerlekli araç görmektedir.
Sabahattin Hoca köy içinde rastladığı ihtiyar bir kadını aracına alarak gezdirir. Nine gezi sonunda şaşkınlığını şöyle ifade eder: “Devlet korkulacak bir şey değilmiş.”
Bugün bile ne zaman Kâhta’ya gitsem bu örnek anlatılır. Hoca hep saygı ve sevgiyle anılır.
Evlerde, kütüphanelerde, üniversitelerde ve iş yerlerinde bulunması gereken eser hakkında bilgi için; İşaret Yayınları 0212 519 17 28
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.