Hüseyin Öztürk

Hüseyin Öztürk

İstanbul ne ki Erzurum yayla

İstanbul ne ki Erzurum yayla

Tabii Erzurum’un sert kışını, rüzgârını, yazını, baharını bir de yine sert mizaçlı ama yufka yürekli insanlarını severseniz yayladır.
Erzurum’u ve Erzurumluyu sevince ne kışı kalır ne soğuğu. Sıcak bir soba başında yine sıcak ve samimi bir sohbetten ibarettir insanın tüm istediği ve beklentisi.
Yalnız bütün bu güzelliklerin yanına çayı da koymak gerekir. Derler ki; “Çay Rize’de yetişir, Erzurum’da içilir.”
Erzurum’da tanıdık tanımadık kimin yanına varsanız, hal hatır sorulur ama “Çay içer misiniz” diye sorulmaz. Çünkü söz bitmeden çay gelir ve konur insanın önüne.
¥
Önceki gün; dağı, taşı, toprağı, bağı, bahçesi, beyaza; caddesi, sokağı buza bürünmüş Erzurum’un sokaklarını arşınladım.
Soyadı “Taşyürek” olsa da ömrünü Erzurum’un tarihine ve yetiştirdiği değerlere adamış olan, onları hem yazan hem de konuşan Muzaffer Taşyürek rehberlik yaptı.
Kışın Erzurum’a yolu düşenlerin alması gereken ilk dersin, buz üstünde yürümeyi öğrenmek olduğunu öğrendim.
Ben de ders aldım ama yine de yürüyüşümü görenler acemi olduğumu anlamıştı. Tam beceremezsem de buz üstünde yürüyüş şöyle olmalıymış.
Omuzlar kalkık ve öne eğik, adımlar kısa aralıklı ve ayak tamamen yere basacak şekilde yürümeliymiş.
¥
Erzurum bu yıl kış olimpiyatlarına hazırlanıyor, dünyanın pek çok ülkesinden şehre yerli ve yabancı insanın akın edeceği söyleniyor.
Erzurumlular daha doğrusu esnaf, kış olimpiyatlarından oldukça umutlu. Esnaftaki hareketlilik onu gösteriyor.
Ayrıca Erzurum’un kaybolan tarihi de gün yüzüne çıkmaya devam ediyor. “Dünya üzerinde Erzurum kadar tarihi bir şehir var mıdır?” sorusunun cevabı “Hayır” olmalı.
Yeni Akit Gazetesi olarak biz de bu tarihi dokunun içinde Erzurum halkının milli ve manevi değerlerine hizmet etmiş ama zaman içerisinde isimleri pek anılmamış, Erzurum’un kandilleri üzerinde bir program yapalım istedik.
Bu konuda çalışmalarımız sürüyor. Önümüzdeki ay içerisinde inşaallah Erzurum’da güzel bir anma programı icra edeceğimizi umuyorum.
¥
Söz Erzurum’dan açılınca lafın sonu gelmiyor. Şehre yolu düşecekler için bir iki tavsiyede bulunayım.
Erzurum’da güne başlamadan önce İbrahim Paşa Mahallesi’ndeki “Erzurum Evleri” namıyla bilinen ve sekiz köy evinden oluşan o muhteşem sarayı gezmeli, Erzurum mutfağını görmelisiniz.
Polis Evi’nin arkasında bulunan “Dönerci Hacıbaba”ya da uğramalı ve Erzurum dağlarından kekik kokulu etlerin tadını ve kokusunu almalısınız.
Oltu taşlarından mamul ne kadar hediyelik eşya varsa, hepsini Taş Han’daki inci gibi dizilmiş dükkânlarda bulabilirsiniz.
Bu handa da önce gözünüzü doyurduktan sonra daha fazla bilgi ve ilgi için; “Öz İş Oltutaşı Ahmet Çelebi”nin dükkânına uğrayabilirsiniz.
Su ve manevi dinamiklerin şehri Erzurum’dan anlatacaklarım daha bitmedi.


Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Hüseyin Öztürk Arşivi